"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa haciz ve satış yetkisi verilmesi istemli dava sonunda Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.12.2021 tarihli ve 2021/113 Esas, 2021/532 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, dava dışı arkadaşı ... ... ile dava konusu 355 ada 13 parseldeki 5 numaralı bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, ...'in tapuyu kardeşinin eşi olan davalı ... adına tescil ettireceğini, satış bedeli olan 210.000 TL'yi de kredi çekilecek bankada ödeyeceklerini bildirdiğini, tapudaki satışın ardından bankaya gittiklerini ancak kredi verilmemesi üzerine kendisine elden 35.000 TL verdiklerini, kalan paranın teminatı için dava dışı ...'in iki adet senet verdiğini, temlik tarihinden sonra kalan paranın tahsili için davalıları aramış ise de onlara ulaşamadığını, taşınmazın el ve işbirliği içinde olan davalı ...'a düşük bedelle temlik edildiğini, temlik tarihlerinin kısalığı ve bedelin düşük olmasının el ve işbirliğini gösterdiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa kalan paranın tahsili için taşınmazda haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., iyiniyetli olduğunu, davacının bahsettiği kişileri tanımadığını, davacı ve diğerleri arasındaki ilişkiyi bilecek durumda olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., taşınmazın satış bedelinin bir kısmının peşin ödendiğini, kalan kısmı için senet düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının satış bedeli hususunda davalı ... ile anlaştığı, bir kısmını elden aldığı, kalan kısmı için senet düzenlendiği, iradesinin fesada uğradığını ispat edemediği, davalı ...'un ise iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09.07.2019 tarihli ve 2019/489 Esas, 2019/1020 Karar sayılı kararı ile; iddianın satış bedelinin ödenmemesi hukuksal nedenine dayalı olduğu, ihtirazi kayıt konulmadıkça satış bedelinin ödenmemesinin iptal tescile yol açmayacağı, hile iddiası yönünden ise davacının satış bedelinde anlaşarak temliki yaptığı, iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı, davalı ...'un iyiniyetli olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 07.12.2020 tarihli ve 2019/3933 Esas, 2020/6495 Karar sayılı kararıyla; “…Davacıların tanık listesinde bildirdiği; dinlenmeyen tanıklar ..., ..., ... ve ...'ın HMK 243 vd. gereğince duruşmaya çağrılarak usulünce dinlenmeleri, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.12.2021 tarihli ve 2021/113 Esas, 2021/532 Karar sayılı kararıyla; hile iddiasının ispatlanamadığı, davalı ...'in de iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ikinci kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, iradesinin fesada uğratıldığının açık olduğunu, 25 yıldır tanıdığı ... ile taşınmazın satışı için 210.000,00 TL'ye anlaştıklarını, kredi için taşınmazın devrinin ...'in kardeşinin eşi olan davalı ...'a yapılmasını istediğini, devrin ...'a yapıldığını, birlikte bankaya gidildiğinde kredide sorun çıktığı bildirilerek 35.000,00 TL nakit ve ...'in keşideci ...'un kefil olduğu 175.000,00 TL tutarında 2 adet bono verildiğini, sonrasında davalılara ulaşamadığını, başkalarının da bu şekilde dolandırıldığını, 9 gün sonra taşınmazın diğer davalı ...'e düşük bir bedelle devredildiğini, satışın asli unsuru olan bedelin ödenmemiş olması halinde tapu iptali ve tescilinin talep edilebileceğini, aldatıldığını, verilen bonoların tahsil kabiliyeti olmadığını, taşınmazı kısa sürede alan Adil'in de iyi niyetli olmadığını, Adil'in ödediğini iddia ettiği 175.000,00 TL'yi elden vermiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa taşınmazda haciz ve satış yetkisi tanınmasına istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
2.1. Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
6.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
6.2.3. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024 üncü maddenin birinci fıkrasında; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024 üncü maddenin ikinci fıkrasında; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024 üncü maddenin üçüncü fıkrasında; ise “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğinden; dava konusu taşınmazın davacı tarafından 13.04.2016 tarihinde davalı ...’a 62.000,00 TL bedelle temlik edildiği, ... adına işlemi vekaleten dava dışı eşi ...’in yaptığı, yine ... adına vekaleten eşi ...’in taşınmazı 22.04.2016 tarihinde davalı ...’e 65.000,00 TL bedelle devrettiği anlaşılmaktadır.
6.3.2. Somut olayda, davalı ...’ın dava dışı ... ile el ve işbirliği içerisinde kredi çekerek taşınmazın bedelini ödeyeceği vaadi ile davacının iradesini fesada uğrattığı, temlikten sonra satışa aracı olan emlakçı ...’in işyerini kapatarak oradan ayrıldığı ve bulunamadığı, bu suretle davacının iradesinin hile yoluyla fesada uğratıldığı açık ise de; son kayıt maliki olan davalı ...’in ediniminde kötü niyetli olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından Mahkemece davalı ... yönünden bu yön benimsenerek davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.
6.3.3. Yukarıda açıklanan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe kısmının düzeltilerek onanması gerekmektedir.
V. SONUÇ
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının (V/6.3.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/113 Esas, 2021/532 Karar sayılı kararın gerekçesinin (V/6.3.2.) numaralı paragrafta yazılı şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde alınan peşin harcın yatırana iadesine, 16.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.