Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4562 E. 2023/6879 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın iradi olarak terk edildiğinin tespit edilmesi ve davacının zilyetliğinin bulunmaması nedeniyle, tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1105 E., 2021/1251 K.

DAVA TARİHİ : 17.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/254 E., 2020/176 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davalı ... yönünden esastan, dahili davalılar yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; kadastro çalışmaları sonucunda ...ili,... ilçesi, ... köyü 189 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa çekişmeli taşınmazın babası ......ya ait olup yaptığı harici paylaşım sonucunda taşınmazın kendisine kaldığını, şehir dışında yaşadığından kadastro çalışmalarını takip edemediğini ve tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazın davacıyla herhangi bir alakasının bulunmadığını, taşınmazın uzun yıllardır babası Hüseyin...nın zilyetliğinde olup ölümü üzerine kardeşlerinin muvafakatıyla kadastro sırasında adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mirasbırakan ......nın bir kısım mirasçısı Mahkemece dahili davalı sıfatıyla davaya dahil edilmiş, beyanlarında taşınmazda kendilerinin de hak sahibi olduğunu bildirmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşif sırasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmazın 35-40 yıldır boş olduğu, kimsenin zilyetliğinde olmadığı, daha önceleri mirasbırakan ... ...tarafından kullanıldığı, mirasçılar arasında taksim bulunduğuna veya taşınmazın davacıya bırakıldığına dair bilgilerinin olmadığı, ziraat bilirkişi raporuna göre de taşınmaz üzerinde tarımsal nitelikte ağaç ve bitki bulunmadığı, çalılık, kızılağaç ve otlarla kaplı olduğu dolayısıyla davacının fiili kullanımının bulunmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarıyla taşınmazın mirasbırakan ......ya ait olduğunun tespit edildiğini, mahalli bilirkişi ve tanıklar mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı konusunda bilgilerinin bulunmadığını beyan etmişlerse de ......nın diğer mirasçılarının dosyaya sundukları kabul ve beyan dilekçelerinde çekişmeli taşınmazın davacıya kaldığının belirtildiğini, boş durumdaki çekişmeli taşınmazda davacının zilyetliğinin ispatlanamadığı sonucuna varılmışsa da davalının zilyetliğinin de ispatlanamadığını, taşınmazın kullanılmamasının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağını, mirasbırakandan kalan taşınmazda zilyetliğin fiili kullanım ile ispatlanmasına gerek bulunmadığını, kaldı ki taşınmazın kullanımının yalnızca üzerinde tarım yapılmakla da ispatlanamayacağını, uyuşmazlığın çekişmeli taşınmazın taksim edilip edilmediği noktasında toplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıklar tarafından çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibariyle mirasbırakan ......ya ait olduğu, ölümüyle birlikte mirasçılarına intikal ettiği ancak taşınmazın yaklaşık 40-50 yıldan beri boş olduğu ve herhangi bir tarımsal faaliyette bulunulmadığının belirtildiği, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda da taşınmazda herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı, taşınmazın kendiliğinden yetişen çalı, diken, eğrelti otları, yabani ağaç ve kızılağaçlarla kaplı olduğunun belirtildiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın iradi olarak terk edildiği sabit olup zilyetliğe bağlı olarak doğduğu belirtilen mülkiyet hakkının taşınmazın iradi olarak terk edilmesiyle birlikte sona erdiği, dolayısıyla Yerel Mahkemece sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak kural olarak tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılması gerektiği, dava konusu taşınmaz davalı ... adına kayıtlı olup adı geçen davalı dışındaki diğer tüm davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davalılar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın ve kesin hüküm oluşturacak şekilde tüm davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bu yönden hükmün düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak davalı ... yönünden esastan, dahili davalılar yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykrı olduğunu, dava konusu taşınmazın iradi olarak terk edilmediğini, taşınmazın babası ... Yağcı’nın zilyetliğinde iken öldükten sonra davacı ve mirasçıların köyde yaşamaması sebebiyle zilyetliğin sürdürülemediğini, ancak odun ve otlak olarak kullandıklarını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından taşınmazın davalının kullanımında olmadığının anlaşıldığını, ancak buna rağmen iradi terk olarak değerlendirilip davanın reddedilmesinin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın komşu parselinin davalının mirasbırakanı olan Hamit Yağcı’ya bırakıldığını ve davalının babasının bu yeri sattığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, davaya dahil edilen mirasçıların taşınmazın kendisine bırakıldığını kabul ettiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda; ...ili, ... ilçesi, ... köyü 189 ada 9 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.