Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4564 E. 2022/7742 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilerek; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kendisine affektif bozukluğu teşhisi konulması sebebiyle tedavi amaçlı hastaneye gelip giderken kendini hastanede görevli polis olarak tanıtan davalı ... ve arkadaşı diğer davalı ... ile tanıştığını, bu kişilerin kendisini aldatıp, hastalık ve yaşlılık nedeniyle bilincinin yerinde olmadığı bir zamanda bankadan çekecekleri kredi teminatı olarak maliki olduğu 1 parselde kayıtlı 8 nolu bağımsız bölüm üzerine ipotek konulduğunu, bu kişilerin bankaya olan borçlarını ödememeleri üzerine taşınmazın cebri icra ile satıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde değerinin tazminat olarak davalılardan tahsilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ... ve davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2010/531 E., 2014/84 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 27.03.2017 tarihli ve 2014/20701 E., 2017/1459 K. sayılı kararıyla;“...Mahkemece, hukuki ehliyetsizlik yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda temlik tarihinde davacının ehliyetli olduğuna dair görüş esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; davacı ayrıca hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile taşınmazın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteklerinde de bulunmuştur. Mahkemece bu konularda araştırma ve değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile taşınmazın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istekleri yönünden toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır." gerekçesiyle bozulmuş, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteği, Dairenin 22.03.2018 tarihli ve 2017/3839 E., 2018/8038 K. sayılı kararıyla kesinlik sınırı gerekçesiyle reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 05.11.2021 tarihli ve 2018/235 E., 2021/775 K. sayılı kararıyla; davacının, alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre temlik tarihinde filli ehliyetini haiz olduğu, tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanlarına göre hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı ... vekili, davacının Gaziantep Tıp Fakültesinden alınan raporunda hukuki ehliyeti olmadığı, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda hukuki ehliyetini haiz olduğu belirtilerek raporlar arasında çelişki oluştuğunu, Mahkemece çelişki giderilmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile taşınmazın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteklerine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 10. maddesine göre, “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”, TMK’nın 14. maddesine göre, “Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.”, TMK’nın 16/1. maddesine göre, “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazandırmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.”

TMK’nın 405. maddesine göre, “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”

6.2.2. Hile (aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.

6.2.3. TMK 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 37,90 TL fazla yatırılan harcın temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.