Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4636 E. 2022/6988 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve üzerindeki yapıların yıkımı istemine ilişkin davada, davalıların kazanılmış hak iddiasının reddi ve davanın kabulü ile tapu iptali ve yıkımına karar verilmesine yönelik temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması ve özel mülkiyete konu olmaması, Anayasa'nın 43. maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 4721 sayılı TMK'nın 999. maddesi uyarınca, davalıların kazanılmış hak iddiasının yerinde olmadığı ve mahkemenin tapu iptali ve yıkım kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, terkin ve yıkım davası sonunda Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21/10/2021 tarihli, 2021/118 Esas, 2021/151 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilleri tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat .... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat....geldiler duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., davalıların malik olduğu çekişmeli 912 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının terkini ile üzerindeki binanın yıkımına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/06/2006 tarihli ve 2002/83 E., 2006/48 K. sayılı kararıyla; taşınmazın tamamının keşfen saptanan kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararları

Dairemizin 03/04/2007 tarihli ve 2007/1944 E., 2007/3633 K. sayılı kararıyla; taşınmazın zemininde dolgu malzemesi tespit edilmiş olması, öncesinde bataklık alan özellikleri taşıması nedeniyle yerinde yeniden keşif yapılarak 2644 Sayılı Tapu Kanunun 8. ve 9. maddeleri hükümleri, 1605 sayılı Kanun'un ek 7. maddesinin son fıkrası ile 5516 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, bozma kararına uyulduktan sonra 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen karar, bu kez Dairemizin 24/01/2011 tarihli ve 2010/13639 E., 2011/663 K. sayılı kararıyla; hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davada kendisini kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilmeyeceğinin 6099 sayılı Yasa hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği için bozulmuş; Dairemizin bozma kararına karşı davacı ... vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 05/10/2011 tarihli ve 2011/7338 E., 2011/9855 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükmü gereğince hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş olması karar tarihi itibariyle doğru ise de; anılan yasanın Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/77 Esas sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasına kadar da aynı tarih ve esas numaralı ve 2011/27 sayılı kararla eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği 23.7.2011 tarihinde de iptal hükmünün resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca; uyuşmazlığın 3.4.2007 tarihli ve 2007/1944-3633 Esas-Karar sayılı Daire bozma kararı çerçevesinde çözüme kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle Davacı ...’nin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 24/01/2011 tarihli ve 2010/13639 E., 2011/663 K. sayılı sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalıların kazanılmış haklarının olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/5020 E., 2019/9796 K. sayılı kararıyla, “TMK'nın 999. maddesine göre, Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz. Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır...belirtilen madde uyarınca tüm dosya kapsamı incelendiğinde; dosya içerisinde bulunan 25.11.2005 tarihli Jeoloji mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti ve 09.12.2005 tarihli fenni bilirkişi raporu sonucunda dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşıldığına göre; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21/04/2021 tarihli ve 2021/1444 E., 2021/3747 K. sayılı kararıyla, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21/10/2021 tarihli ve 2021/118 E., 2021/151 K. sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın kabulü ile, taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına, taşınmaz üzerinde bulunan, inşaat mühendisi ile fen bilirkişilerinin raporlarında belirlediği yapıların yıkımına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekilleri, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, kazanılmış haklarının gözetilmediğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın tapusunun terkini ve yıkım isteklerine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Anayasa'nın 43. ve 3621 sayılı Kıyı Yasası'nın 5. maddesine göre kıyılar; Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmakta, öncelikle kamu yararı gözetilir. 4. madde hükmüne göre “kıyı çizgisi”: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgi, “Kıyı Kenar çizgisi”: Kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınır, “Kıyı” ise: kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alandır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 999. maddesine göre de; özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz, tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.

6.3. Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/5020 E., 2019/9796 K. sayılı) gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.