"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince iptal-tescil isteğine ilişkin asıl davanın kabulü, alacak isteğine ilişkin karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ... vekili; ... Belediye Meclisinin 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı kararına istinaden Belediye Encümence yapılan ihale ile 13.12.2012 tarih ve 1778 sayılı kararla 943 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, 1797 sayılı kararla 889 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’a devredildiğini, ne var ki satışların dayanağını teşkil eden meclis kararının ... 5. İdare Mahkemesi’nin 2009/1410 esas 2010/942 sayılı kararı ile iptal edildiğini ve kararın Danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı ... adına yapılan tescillerin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı-Karşı davacı ...; dava konusu taşınmazları Belediye Encümenince yapılan ihale ile satın aldığını,ihale bedelini peşin ödediğini, satış işlemlerinin dayanağı olan Belediye Meclis Kararının iptaline ilişkin dava olup olmadığını bilebilecek durumda olmayıp iyi niyetli olduğunu, satışların dayanağını teşkil eden meclis kararının 31.05.2010 tarihli mahkeme kararı ile iptal edilmiş olmasına rağmen satışları gerçekleştirdiğini, satış işleminden yaklaşık 4 yıl sonra meclis kararının iptal edildiğini ve tescilin yolsuz hale geldiğini öğrendiğini,davacının dava açmadan önce ihtarname ile durumu bildirip taşınmazların iadesini talep etmesi halinde taşınmazları iade edebileceğini ve eldeki davanın açılmasına gerek kalmayacağını, davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuş, karşı davasında; taşınmazların satışına dayanak meclis kararının iptali ilişkin idari yargıda dava olduğunu bilmeden iyi niyetle dava konusu taşınmazları ihale yoluyla satın aldığını, davacının ise meclis kararının İdare Mahkemesi kararı ile 31.05.2010 tarihinde iptal edilmiş olmasına rağmen satışları gerçekleştirdiğini, davacının kusurlu hareket ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların bedeli olarak şimdilik 881.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini istemiş, ıslah ile talebini 2.034.486,50 TL ‘ye yükseltmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli, 2016/309 Esas, 2019/366 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların davalı ...’a satışına dayanak Belediye Meclis Kararının İdare Mahkemesi kararı ile iptal edildiği ve kararın kesinleştiği, tescilin yolsuz hale geldiği gerekçesiyle iptal-tescil isteğine ilişkin asıl davanın kabulüne, karşı dava yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça her iki taşınmazın ihale bedelleri toplamı olarak ödenen 898.620,00 TL'nin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihi itibariyle belirlenen değeri olan 1.351.966,02 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Asıl davada davacı-karşı davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların davalıya satışına dayanak meclis kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, kararın Danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, taşınmazların davalıya ihale edildiği 27.12.2012 tarihinde iptale ilişkin mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini, konunun 2010 yılında ulusal basına yansıdığını, davalı-karşı davacının tazminat isteminde haklı olmadığını, davalı tarafından ödenen bedelin, sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince iade edileceğinin belirtilmesine rağmen, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapılması yönünde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı-karşı davacı adına oluşan tescilin geçersiz hale geldiği için, taşınmazın rayiç değerinin istenmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Asıl davada davalı-Karşı davada davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının iyi niyetli olduğunu, meclis kararının iptal edildiğini bilmediğini,davacının ise, mahkeme kararına rağmen ihale yaptığını, karşı dava yönünden taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin davacıya ödenmesi gerekirken, kısmi kabule karar verilmesinin doğru olmadığını, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle asıl dava yönünden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11.03.2022 tarihli ve 2021/165 E. 2022/379 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen 27.11.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, dava tarihi olan 28.12.2016 itibariyle dava konusu 943 ada 3 parsel sayılı taşınmazın değerinin 776.776,00-TL; 889 ada 4 parsel sayılı taşınmazın arsa değerinin 1.202.190,50-TL, üzerindeki ağaçlarla birlikte değerinin 1.240.090,50-TL olduğunun belirlendiği, aktüerya bilirkişileri tarafından düzenlenen 02/07/2019 havale tarihli raporda karşı davacı tarafından dava konusu taşınmazlar için ödenen satış bedellerinin, dava tarihi itibari ile güncel değerlerinin, 943 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için 505.544,16TL; 889 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için 820.004,67 TL; tapu harcı için 26.417,19TL olmak üzere toplam 1.351.966,02 TL olarak hesaplandığı, dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların davalı ... adına oluşan tapu sicilininin dayanağı ihaleye dayanak belediye meclis kararının idare mahkemesi kararıyla iptali ve kararın kesinleşmiş olması ile taşınmazların ihale alıcısı davalı ... adına oluşan tescilinin yolsuz hale geldiği, davalının resmi satış işleminin tarafı olup, ilk el durumunda olması sebebi ile TMK.nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan da yararlanamayacağı, davalının işlemin tarafı olması nedeniyle iyiniyetli olup olmamasının sonuca etkili olmadığı gözetildiğinde, tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya, maddi vakıalara aykırı bir yön bulunmadığı, öte yandan, dava açılmadan önce davalı tarafından dava konusu taşınmazın iadesi yönünde herhangi bir eylemde bulunulmadığı gözetildiğinde davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verildiği gözetildiğinde asıl dava yönünden harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, karşı dava yönünden ise, geçersiz sözleşmeye göre bir bedel ödenmiş ise 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı İBK'na göre, tarafların satışın kanıtlanması durumunda verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebileceği, bu sözleşmelerin geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağını, herkesin aldığını iade etmekle yükümlü olduğunu, bu iade yükümlülüğünde de denkleştirici adalet kuralının göz ardı edilmemesi gerektiğini,denkleştirici adalet ilkesinin ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade ettiğini, Yargıtay HGK 2013/1 -1117 E sayılı 2017/745 K sayılı 01/10/2014 tarihli kararında; hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek sözleşme tarihinde satış bedeli olarak verilen paranın taşınmazın iadesinin talep edildiği dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurları, memur maaşları ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücü, paranın reel değeri tespit edilerek hüküm kurulması gerektiğinin belirtildiği, bu durumda, tapu iptal tescil talebine konu taşınmazlar için davalı-karşı davacı tarafından ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği, davalı-karşı davacının yolsuz tescil sonucu adına tescil edilen dava konusu 943 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için 336.000,00 TL, 889 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için 545.000,00-TL satış bedeli ile 17.620,00 TL tapu harcını ödediği resmi satış senedi ile sabit olduğu, buna göre davalı/karşı davacının dava konusu taşınmazların satış işlemi sırasında ödemiş olduğu satış bedeli ile masraflar toplam 898.620,00-TL'nin denkleştirici adalet ilkesine gereğince dava tarihi itibariyle ulaştığı miktarın tespiti bakımından alınan bilirkişi raporunun yöntemine uygun olarak düzenlendiği, hükme elverişli ve denetime açık olduğu, davalı-karşı davacının ıslah dilekçesi ile dava tarihinden itibaren yasal faiz talebi dikkate alınarak 1.351.966,02TL üzerinden karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında da usul ve yasaya, maddi vakıalara aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle taraflar vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada davacı-karşı davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava ve istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlamış, İlk Derece Mahkemesince karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının da hatalı değerlendirmeye dayalı olduğu belirterek kararın bozulması istenilmiştir.
2. Asıl davada davalı-Karşı davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 ... maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 69.265,09 TL bakiye onama harcının asıl davada davacı-karşı davada davalı ... Başkanlığından, 103.309,45 TL bakiye onama harcının asıl davada davalı–karşı davada davacı ...’tan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-MUHALEFET ŞERHİ-
Asıl dava yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali-tescil, birleştirilen dava sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.
Asıl davada Belediye, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin meclis kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek yolsuz tescil halindeki kaydın iptali ile adına tescilini istemiş, davalı-birleştirilen davada davacı ise iptal kararından sonra satış yapan Belediyenin kusurlu olduğunu belirterek fazla hakkı saklı olmak üzere taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini artırmış, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle iptal ve tescile, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkelerine göre eriştiği miktarın Belediye'den tahsiline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi her iki tarafın istinaf isteğini esastan reddetmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmek gerekir ki, tescilin yolsuzluğu belirlenerek asıl davada tapunun iptali ve Belediye adına tesciline, birleştirilen bedel davasının kabulüne karar verilmesinde bozmayı gerektiren bir yön bulunmadığına ilişkin sayın çoğunluğun kararı ile aramızda görüş aykırılığı yoktur.
Ne var ki, Mahkemece birleştirilen davada taşınmaz için ödenen bedelin şimdiki değerinin nasıl belirleneceği hususunda görüş aykırılığı vardır.
Taraflar arasındaki ihale sonucu yapılan sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurularak bedelin ödenmesi üzerine tapunun Belediye tarafından devredildiği, ancak devir tarihindeki Belediye meclis kararının hukuka aykırı olduğundan iptal edildiği ve tescilin dayanaksız kaldığında kuşku yoktur.
Belediyeler kamu kurumu olarak vatandaşlarına hizmet verir ve güven ilkesine göre çalışır. Taşınmazlar ihale yoluyla satılmış ve satış bedeli Belediyenin mal varlığına dahil olmuştur. Belediye anılan bedelden yararlanmış ve yararlanmaya devam etmektedir. Bu durumda davalının zararı, ifanın imkansız hale geldiği tarih olan iptal tescil hükmünün kesinleştiği tarih itibariyle mal varlığından çıkacak taşınmazların gerçek ve güncel değeri kadardır. Zira sözleşmenin temeli dayanaksız olsa da, geçerli bir sözleşme yapılmış, taşınmazlar tapuda resmi olarak devredilmiştir. Bu durumda, geçersiz sözleşmelerde uygulanan denkleştirici adalet kuralının uygulanması, davacının kamu kurumu olması nedeniyle hakkaniyete aykırıdır.
Açıklanan gerekçelerle, Mahkemece birleştirilen davada, tapu iptali ve tescil hükmünün kesinleştiği tarih itibariyle taşınmazların güncel değeri hesaplattırılarak buna hükmedilmesi gerekirken, değer belirleme yöntem ve hesaplama ilkeleri yönünde hata edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu yönüyle birleştirilen davanın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun birleştirilen davanın onama kararına katılmıyorum.