Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4689 E. 2022/7950 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle tapuda pay düzeltimi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı paydaşın payındaki düzeltme talebi değerlendirilirken, diğer paydaşların paylarında azalma olup olmadığı ve diğer paydaşların davaya dahil edilmesi gerektiği hususu gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmeyerek, eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapuda pay düzeltimi istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen 06.04.2022 tarihli ve 2020/1459 Esas, 2022/829 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ..... mahallesi, .....mevkiinde bulunan tamamı 122.500,56 m² taşınmazın 205/9187 payını 02/05/2008 tarihinde satın aldığını ve adına tescil ettirdiğini, Kanal İstanbul, 3. Köprü Bağlantı Yolu, 3. Havalimanı projeleri nedeniyle bölgenin değerlenmesi nedeniyle taşınmazı satmak isteyip Tapu Müdürlüğüne gittiğinde tamamı 122.500,00 m² olan taşınmazın 3/40 payının 1995 yılında Çatalca İcra Müdürlüğünce cebri icra yolu ile satışının yapıldığını, Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilen cebri satış listesinin Tapu Sicil Müdürlüğünce gönderildiği şekliyle alacaklılar adına hisseler oranında aynen tescil edildiğini, bu nedenle tapu sicil kayıtlarının yanlış tutulmuş olduğunun söylendiğini, İcra Müdürlüğünden gönderilen tescil listesindeki alacaklıların hisselerinin taşınmazın bütününe göre yanlış hesaplandığını, cebri icra yoluyla yapılan satışa konu payının(3/40x122,500m2) 9.187,50 m²’ye karşılık geldiğini, şuan ki mevcut tapu kaydına göre taşınmazdaki 205/9187 payının ise 2.733,85 m² olduğunu yolsuz tescilin düzeltilmesi halinde taşınmazdaki payının yaklaşık olarak 307,51 m²'ye karşılık geleceğini, tapu kaydının tutulması aşamasında yapılan hata sonucunda taşınmazın yolsuz tescil neticesinde oluşan hisse karşılığına göre zaman içinde işlem gördüğünü, kendisinin de taşınmazdaki pay hisse karşılığını 2.733,85 m² olarak satın aldığını, taşınmazın yolsuz tescil neticesinde işlem görmüş olması ve tapu kaydının bu haliyle gerçeği yansıtmaması nedeniyle adına kayıtlı paydaki yolsuz tescilin düzeltilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın görev nedeniyle reddi gerektiğini, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17/08/2013 tarihinden sonra davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurması gerektiğini, davacı tarafın davaya konu taşınmaz ile ilgili herhangi bir başvurusunun olmadığının anlaşıldığını, tapu tashihi istemli iş bu davanın çekişmesiz yargı işlerinden olup davada tapu müdürlüğünün taraf değil ilgili olduğunu, Mahkemece talebin kabulüne karar verilse dahi Tapu Müdürlüğü yasal ilgili olduğundan, yargılama giderlerinden sorumlu olmaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2018/466 E. -2020/124 K. sayılı kararı ile dava konusu İstanbul ili Arnavutköy ilçesi .... Mahallesi .....mevkiinde kain 106 ada 113 parsel ( eski 35 parsel) sayılı 122.500 m2'lik taşınmazın 3/40 hissesinin dava dışı ..... adına kayıtlı iken, borcundan dolayı Çatalca İcra Müdürlüğünün 1995/13 talimat sayılı dosyasında 31 kişiye satıldığı, İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen tescil listesindeki bildirime göre Tapu Müdürlüğünce, tapu kütüğüne payların tescil edildiği, ancak Tapu Müdürlüğünce cebri icrada satılan 3/40 paya isabet eden 9187,5 m² üzerinden alıcıların payının tescili gerekirken, taşınmazın tamamı olan 122.500 m² üzerinden alıcıların paylarının hatalı olarak, gerçek hak durumundan fazla şekilde tescil edildiği, Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından Serkan Lekesiz adına kayıtlı 9187 m2'lik kısmın karşılığı olan 3/40 payın Çatalca İcra Müdürlüğünün 31.05.1995 tarihinde yapılan cebri satışı sırasında hisse dağılımında hata yapıldığı fark edilerek, 02.05.2008 tarihinde beyanlar hanesinde cebri satış neticesinde ve daha sonraki tedavüllere göre hisse oranlarında yanlışlık yapıldığının şerh edildiği, davacının ise hatalı olarak tescil edilen bu paylardan adına kayıtlı 205/9187 hisseyi 28/04/2008 tarihinde satın aldığı, davacı adına kayıtlı hissenin tamamının cebri tescil suretiyle tescil edilen paylardan geldiği, davacının tapudaki payı 205/9187 hisse olup, 205/122500 hisse olarak tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 106 ada 113 parsel ( eski 35 parsel ) sayılı taşınmazda davacı adına kayıtlı 205/9187 hissenin 205/122500 olarak düzeltilmesine, düzeltilmiş şekli ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı payında eksiklik değil, fazlalık olduğuna göre, Tapu Müdürlüğüne başvurarak düzeltme imkanı mevcutken, dava açmakta hukuki yarar da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.04.2022 tarihli ve 2020/1459 Esas, 2022/829 Karar sayılı kararı ile talebin, tapu kaydında düzeltim değil, tapu sicilinde hatalı belirlenen pay oranının düzeltilmesine ilişkin olup; cebri icra suretiyle yapılan satış sonucu dava dışı alıcının satın aldığı 307 m2'ye göre taşınmazın tamamının yüzölçümü olan 122.500 m2 üzerinden 205/122500 pay verilmesi yerine, satışa konu hisse miktarı olan 9.187 m2 üzerinden verilen 205/9187 payın tapuya tescili sonucu hatalı pay dağılımı yapıldığı ve bu hata sonucu gerçekte 307 m2 olması gereken payın karşılığının tapuda 2.733,85 m2'ye tekabül ettiği ve davacının da hatalı tescil edilen payı satın almak suretiyle maliki olduğu anlaşıldığından, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle yolsuz oluşan kaydın düzeltilmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı

vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusu ve niteliğinin Mahkemece yeterince irdelenmediğini, davanın konusunun açık ve net olmadığını, davacının taşınmazı cebri icradan hisse ve m2 miktarını bilerek satın aldığını, bu sebeple işbu davanın açılmasında iyiniyetinin bulunmadığını, gerek İlk Derece gerekse Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun üzerinde durulmadığını, oysa ki davacının bu durumda sebepsiz zenginleşmiş olacağını, eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapuda pay düzeltimi isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; "Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.", 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu eski 35 (yeni 106 ada 113) parsel sayılı, 122.500 m2 yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın, 410/18374 payı dava dışı Usuki ... adına kayıtlı iken Usuki’ye vekaleten Ziyettin Poyraz isimli şahıs tarafından 28.04.2008 tarihli satış işlemi ile söz konusu payın davacıya temlik edildiği, taşınmazın daha sonra 07.06.2013 tarihinde yenileme işlemine tabi tutularak 106 ada 113 parsel numarasını aldığı, taşınmazda davacının 205/9187 payının bulunduğu, diğer payların dava dışı şahıslara ait olduğu, tapu kaydının beyanlar hanesine 08.01.2018 tarihinde; “Dikkat; 1995 yılı 3118 cebri satış hatalı, işleme alınacak hisseler ve bu hisselere tekabül eden hisseler detaylı kontrol edilmeli. Özellikle hissesinde bu beyan bulunanlara dikkat edelim. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 31.01.2017 tarih ve 126400 sayılı yazısında belirtilen hisse hatası bulunan taşınmazlardandır” şerhinin verildiği, Mahkemece fen bilirkişisinden davacının dava konusu taşınmazdaki payında hisse hatası bulunup bulunmadığı, var ise hisse hatasının neden kaynaklandığı ve olması gereken hisse miktarı hususunda rapor tanzim edilmesinin istendiği, fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen 07/01/2020 tarihli raporda özetle, davacı ... ...’in, adına kayıtlı 205/9187 hisseyi 28/04/2008 tarihinde 4729 yevmiye numaralı akitle Usuki ...’tan satın aldığı, bu hissenin ilk tescilinin cebri satış suretiyle ... ... adına tescil edilen 578/9187 hisseye dayandığı, 31/05/1995 tarih 3118 yevmiye ile ... ... adına tescil edilen 578/9187 hissenin cebri satış suretiyle tescil edildiği, 07/06/1995 tarih 3309 yevmiye ile ... ...'un Kirkor Bedo adına kayıtlı yine cebri satış suretiyle tescil edilmiş 242/9187 hisseyi de satın aldığı, hisse toplamının 820/9187 olduğu, 07/10/1996 tarihinde ... ... adına kayıtlı 820/9187 hissenin intikalen 410/18374 hissesinin Usuki ..., 615/18374 hissesinin ..., 615/18374 hissesinin Arman ... adlarına tescil edildiği, davaya konu edilen bu hissenin cebri tescil suretiyle tescil edilmiş hatalı hisseye dayandığı, dava konusu taşınmazda hisse hatasının mevcut olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Çekişme konusu 106 ada 113 parsel sayılı taşınmazda davacının dava dışı şahıslarla beraber paydaş olarak yer aldığı hususu göz önüne alındığında, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının talebi gereği değerlendirme yapılırken diğer paydaşların paylarında azalma olup olmadığının değerlendirilmemesi, yine diğer paydaşların paylarında değişiklik olacaksa, o paydaşların da davaya dahil edilmesi gerektiği hususu gözetilmeksizin karar verilmesi doğru değildir.

3.3.3. Hal böyle olunca, Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle dava konusu taşınmazdaki dava dışı paydaşların paylarında azalma olup olmadığının tespit edilmesi, diğer paydaşların paylarında değişme olacaksa, onların da davaya dahil edilmesinin sağlanması, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Davalı vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.