"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın tereke temsilcisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesi kararı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 14.02.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden tereke temsilcisi ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... çekişmeli 535 ada 3 parsel (eski 131 ada 9 parsel) sayılı taşınmazın mirasbırakanı ... ...’dan intikal eden yerlerden olduğu iddiasıyla miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve muris ... ... mirasçıları adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/25 Esas, 2019/102 Karar sayılı kararıyla muris ... ... terekesine ... temsilci tayin edilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın ... köy tüzel kişiliğine ait iken Kaynarca Belediyesine devredildiğini, söz konusu işlemin köylerin tüzel kişiliğini sona erdiren amir kanun hükümlerince gerçekleştirildiğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi taşınmazın davacının murisine ait yerlerden olmadığını, davacı tarafın tespit tutanaklarına ilişkin olarak itirazda bulunmadığını, 30 günlük askı ilan süresi geçtikten sonra dava açılmayan kadastro tutanaklarının kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde muris ... ... terekesini temsilen ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır muris ... ...'nın zilyetlik ve tasarrufunda olduğu, adı geçen lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunu, çekişmeli taşınmazın davalı ... ile bir ilgisinin bulunmadığı, yerel mahkemece taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin yanlış tayin edildiği, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı nitekim dava konusu yerin murise ait olduğu dosya kapsamıyla sabit iken davanın usulden reddine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde muris ... ... terekesini temsilen ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmaza ilişkin askı ilan süresi içerisinde açılıp görülen ve tefrik sonucunda vücut bulan iki ayrı davanın bulunduğunu, gerek yerel mahkemece yapılan yargılama sürecinde gerekse açıkça istinaf dilekçesinde belirtilmesine karşı istinaf incelemesi sırasında her iki dava dosyası ayrıntılı incelenmek suretiyle taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin isabetli biçimde belirlenmediğini, zira dava konusu taşınmaza ait hükmen tescil dosyasının 21.03.2018 tarihinde kesinleştiğini, bu tarih göz önüne alındığında eldeki davanın hak düşürücü süre dolmadan evvel açıldığını, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır muris ... ...'nın zilyetlik ve tasarrufunda olduğu, adı geçen lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunu, çekişmeli taşınmazın davalı ... ile bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu yerin murise ait olduğu dosya kapsamıyla sabit iken davanın usulden reddine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi: ‘’Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda Kaynarca ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan(eski) 131 ada 9 parsel, (yeni) 535 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 6.708,43 metrekare yüz ölçümü ve arsa niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak ... Köyü Tüzelkişiliği adına tespit edilmiş, askı ilanı süresi içerisinde dava dışı gerçek kişiler tarafından açılan (Kapatılan) Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2000/92 Esas sayılı dava dosyasının yargılama sırasında çekişme konusu 131 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin talep tefrik edilerek, Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2001/22 Esas sırasına kaydı yapılmış, davacılar vekilinin 15/09/2004 tarihinde davadan feragat etmesi üzerine, davanın feragat nedeniyle reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline dair hüküm 08/11/2004 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Tereke temsilcisi vekili taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin yanlış belirlendiğini iddiasıyla hükmü temyiz etmiş ise de, dava konusu 131 ada 9 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bulunduğu birden fazla taşınmaz hakkında açılan davanın Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2000/92 Esasına kaydedildiği, 29.03.2001 tarihli tefrik kararı üzerine eldeki davanın konusu taşınmaza dair yargılamanın Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2001/22 Esas sayılı dava dosyası üzerinden sürdürüldüğü, davacılar vekilinin 15/09/2004 tarihinde davadan feragat etmesi üzerine, davanın feragat nedeniyle reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verildiği, ana dosya olan 2000/92 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılamanın devamı sırasında Kaynarca Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine dosyanın devredildiği Sakarya Kadastro Mahkemesinin 2017/6 Esas, 2017/42 Karar sayılı kararı ile çekişmeli 131 ada 9 parsel hakkındaki davanın daha evvel ana dosyadan tefrik edildiği hususu sehven gözden kaçırılmak suretiyle taşınmaz hakkında mükerrer biçimde feragat nedeniyle davanın reddine dair karar verildiği, şu halde bahsi geçen bu kararın mükerrer nitelikte olduğu, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas kararın önceki tarihli Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2001/22 Esas, 2004/15 Karar sayılı kararı olduğu ve taşınmazın tutanağının 08/11/2004 tarihinde hükmen kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4. Davacı irsen intikal eden mülk edinmeye muktedir eklemeli zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescilini talep etmiş, yerel Mahkemece davanın 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerinde başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin hükmen kesinleştiği 08.11.2004 tarihi ile davanın açıldığı 07.05.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.