Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4854 E. 2022/7870 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babalarının dava konusu 119 parsel sayılı taşınmazdaki 5 adet (3-4-5-6-7 nolu) bağımsız bölümünü oğullarına muvazaalı biçimde temlik ettiğini ileri sürerek, temliklerin % 50'sini aşan kısmı hakkında payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.12.2014 tarihli ve 2012/459 E., 2014/515 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın oğullarına temlik ettiği 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden muvazaa olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 5, 6 ve 7 no.lu bağımsız bölümler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 24.04.2018 tarihli ve 2018/646 E., 2018/9420 K. sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerin oğullarına temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu benimsenmek ve de anılan bağımsız bölümlerin cebri satışa konu olan 1/3'er payları kabul kapsamı dışında tutulmak suretiyle 2/3'er payları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki, kabul kapsamında davacılar adına tesciline karar verilen pay oranlarının ne şekilde hesaplandığını denetleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesi uyarınca kararın gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazılması ve hüküm sonucunun 294. maddede öngörülen şekilde tefhim edilmesi asıldır. Hükmün sonuç bölümünde de, istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve hakların birer birer açıkça, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılması zorunludur. Hal böyle olunca; davacıların kabul kapsamında adlarına tesciline karar verilen paylarının hesaplama yönteminin denetime olanak sağlayacak biçimde açıklanarak hüküm yerinde gösterilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.02.2020 tarihli ve 2018/397 E., 2020/83 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın oğullarına temlik ettiği 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden muvazaa olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 5, 6 ve 7 no.lu bağımsız bölümler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 22.04.2021 tarihli ve 2020/2111 E., 2021/2511 K. sayılı kararıyla;“...Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerin 2/3'er payları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine. Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, mahkemece bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşur ve bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak zorunluluğu doğar. Ne var ki; Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme imkanı yoktur. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda cebri satışa konu olan ve kabul kapsamı dışında tutulan 1/3 payın davalıların paylarına eşit yansıdığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve buna göre karar verilmiştir. Oysa ki, dava konusu taşınmazların akit tablosu incelendiğinde; 3 no.lu bağımsız bölümün 1/2'şer paylarla .... ve ... adlarına tescil edildiği, davalı ...’ın eşinden intikalen ve daha sonra çocuklarından satış suretiyle edindiği 1/3 pay ile davalı ...’den satın aldığı 1/12 payının toplamından oluşan 5/12 payı, davalı ...’nin ise...'den satın aldığı 3/12 payı bulunduğu, 4 no.lu bağımsız bölümün ¾ payının davalı ... ve 1/4 payının da dava dışı ... adlarına tescil edildiği, davalı ...’in murisinden satış suretiyle edindiği 1/3 pay ile davalı ...’dan satın aldığı 5/24 payın toplamından oluşan 13/24 payı esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken hatalı paylar üzerinden hüküm kurulması doğru değildir. Hal böyle olunca; değinilen hususlar gözetilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03.03.2022 tarihli ve 2021/496 E., 2022/158 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uygun olarak alınan bilirkişi raporundaki pay oranları hesaplamasının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, mirasbırakanın oğullarına temlik ettiği 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden muvazaa olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 5, 6 ve 7 no.lu bağımsız bölümler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili, kabul kararı verilen 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerin mirasbırakan tarafından kat karşılığı inşaat yapımı gereği oğulları ..., ... ve...’e devredildiğini, ...’in üç adet bağımsız bölümdeki 1/3 er payın icra yoluyla satıldığını, ...’in tam pay ile malik olduğu 6 no.lu bağımsız bölümü icra satışından...’in satın aldığını, 1/3 paya sahip olduğu 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerdeki paylarını yine icra satışından ...’in satın aldığını, ondan da... ve ...’nin satın aldığını, icra yolu ile satış nedeniyle işlemlerin muvazaalı olmadığını, inşaatın müteahhitliğini mirasbırakanın oğulları....ve.....'in yaptığını, ..... ve .....'in 5 yıl Libya'da çalıştığını, ...'in de inşaatın yapımı ile ilgilendiğini, mal kaçırma iddiasının ispatlanamadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesap hataları yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

9.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 17.850,30 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.