Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4881 E. 2023/7597 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/630 E., 2022/134 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... ; ... ilçesi Yeni Mahalle köyü çalışma alanında bulunan ve 2003 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil isteminde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Sason Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2014/52 Esas, 2016/24 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 10.11.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 2.158,16 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarihli ve 2016/8570 Esas, 2019/2589 Karar sayılı kararıyla; “...Taraf teşkili dava şartlarından olup bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, somut olayda davacı tarafından yalnızca Hazineye husumet yöneltilerek dava açıldığı, Mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu Yeni Mahalle Köyü Tüzel Kişiliğinin davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeden ve bu şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu, ayrıca kadastroca tespit harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve haritasına göre gerekli gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekirken bu ilanlar yapılmadığı ve davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının da araştırılmadığı, bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu, kabule göre de, TMK’nın 713/3 üncü maddesi gereğince tescil davalarında Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliği yasal hasım durumunda bulunduğundan vekalet ücreti de dahil hiçbir yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden davalı Hazine aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi ve davacı kendisini vekille temsil ettirmediği halde lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğu..” belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı yararına zilyetlikle edinim şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 10.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı alan içerisinde (A) harfi ile gösterilen toplam alanı 2.158,16 m2 olan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan boş alana tekabül eden taşınmazın ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahalli bilirkişi beyanları ile bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu taşınmaza ilişkin hava fotoğrafları getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci ve altıncı fıkraları,

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... tarafından Sason ilçesi, ... Mahalle köyü çalışma alanında bulunan ve 2003 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle 16.06.2014 tarihinde dava açılmıştır.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı yararına zilyetlikle edinim şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 10.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı alan içerisinde (A) harfi ile gösterilen toplam alanı 2.158,16 m2 olan bölümün ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmişse de, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; çekişmeli taşınmaz bölümünün tescil harici bırakılma tarihi ve nedeni ile imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini belirlemede en iyi yöntem hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazın imar-ihyasının ne şekilde yapıldığı ve ne zaman tamamladığı yeterli derecede araştırılmamıştır. Öte yandan, kadastro paftasında dava konusu yerin kuzey sınırında "dere" ve doğu sınırında “kuru dere” gözükmesine rağmen keşfe jeolog bilirkişi götürülüp taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ya da derenin aktif etki alanında kalıp kalmadığı hususunda rapor alınmamıştır.

2. Hâl böyle olunca; taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise imar planı kapsamına alınma ve planın onaylanma tarihi ilgili Belediye Başkanlığı ve İl İdare Kurulundan sorularak belirlenmeli ve imar planının çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin kısmının onaylı bir örneği temin edilmeli; taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni araştırılmalı, çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.

3. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin öncesinin kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında çelişki ortaya çıkması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, komşu parsel tutanakları ve varsa dayanak kayıtları uygulanmak suretiyle yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmelidir.

4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse özellikle imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

5. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor ve dava konusu taşınmazın konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmelidir.

6. Jeolog bilirkişiden taşınmazın önceki ve halihazırdaki niteliğinin ne olduğu, özellikle dava konusu taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin etkisi altında kalıp kalmadığı, derenin taşkın riski taşıyıp taşımadığı, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye uygun yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.