Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4912 E. 2023/6921 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/123 E., 2022/10 K.

DAVA TARİHİ : 22.10.2013

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarih, 2015/14127 Esas, 2017/17060 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dava konusu 208 ada 4 ve 16 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak Hazine adına tespit edildiğini, dava konusu 208 ada 4 parsel sayılı taşınmazın üzerinde davacının 30-40 yıl önce yaptığı evinin mevcut olduğunu, her iki taşınmazın da uzun yıllardır davacının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi; dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu yerlerden olmayıp Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, 208 ada 4 parselin 09.05.1983 tarih ve 311 sıra nolu tapu kaydına istinaden Hazine adına tescil edildiğini, davacı tarafından tespite itiraz edildiğini ancak reddedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 13.06.2014 tarih, 2013/391 Esas, 2014/262 Karar sayılı kararı ile, dava konusu taşınmazların davacının mirasbırakanı Halit Polat’ın zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğu, ölümü sonrası bütün mirasçıların katılımıyla geçerli bir taksimin yapılmadığı, taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, davanın miras ortaklığı adına açılması gerekirken diğer mirasçıların sonradan katılımıyla dava şartının yerine getirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarih, 2015/14127 Esas, 2017/17060 Karar sayılı kararı ile dava konusu parsellere ait kadastro tutanağının dayanağı olan ve revizyon gören 09.05.1983 tarih 311 sıra nolu tapu kaydının Hazine adına tesciline ilişkin tescil evraklarının eksiksiz olarak temin edilmesi, taşınmazların başında yapılacak keşifte önceki yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte diğer mirasçılar da dinlenerek ve çelişkinin bulunması halinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesi, taşınmazların miras yoluyla davacıya kaldığının belirlenmesi durumunda ise, Hazine adına tapuya bağlanıldığı 09.05.1983 tarihinden geriye doğru en az 20 yıla ulaşan zilyetliğinin bulunup bulunmadığının sorulup belirlenmesi gerektiği, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların mirasbırakan Halit Polat'tan davacıya intikal ettiği, Ahmet Polat'ın da 16 parselin davacı ...’a veraseten intikal ettiğini beyan ettiği, dava konusu taşınmazların 1960 yılından itibaren ev yapılmak ve ağaç dikilmek suretiyle davacının mirasbırakanı Halit Polat tarafından kullanıldığı, mirasbırakanın ölmeden önce mirasını taksim ettiği ve dava konusu taşınmazların davacıya isabet ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulumuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; bozma gerekleri yerine getirilmeden, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu Sivas ili, Altınyayla ilçesi, Güzeloğlan Mahallesi çalışma alanında bulunan 208 ada 4 parsel sayılı 791,13 m2 yüz ölçümlü, bir katlı kargir ev ve arsası vasıflı taşınmazın 09.05.1983 tarih, 311 sayılı tapu kaydına binaen Hazine adına 24.10.2007 tarihinde tespit edildiği, tespitin 25.01.2008 tarihinde kesinleştiği, kaydın beyanlar hanesinde “ üzerindeki bir katlı ev ...’a aittir” şerhi bulunduğu; dava konusu 208 ada 16 parsel sayılı 397,99 m2 arsa vasıflı taşınmazın 09.05.1983 tarih, 311 sayılı tapu kaydına binaen Hazine adına 24.10.2007 tarihinde tespit edildiği, tespitin 25.01.2008 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde 2510 ve 1306 sayılı İskan Kanunları uyarınca köy gelişme yerini belirtme ve ölçüm işlemi yapıldığı, yukarıda anılan parsellere ilişkin olarak yapılan 01.04.1983-10.04.1983 tarihleri arasındaki askı ilanı sonucunda taşınmazların kimsenin zilyetliğinde olmadığından ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan bahisle 09.05.1983 tarih, 311 sayılı tapu kaydının Mal Müdürlüğünün 06.05.1983 tarih, 122 sayılı yazısına istinaden senetsizden oluştuğu, kaydın düşünceler kısmında “sosyal tesis alanı” olduğunun belirtildiği ve anılan tapu kaydının 208 ada 1, 2, 3, 4 ve 16 parsel sayılı taşınmazları kapsadığı anlaşılmakta olup, Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümleri yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.

2. Şöyle ki, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin çekişmeli taşınmazların kuzey bölümünün “harman yeri” olarak kullanıldığını belirttikleri halde taşınmazların zeminde hangi amaçla kullanıldığı, harman yeri niteliğinde olup olmadığı açıkça saptanmamış; öte yandan, 16.04.2014 tarihli fen bilirkişisi raporu ekinde düzenlenen krokide dava konusu 208 ada 4 parsel ile yol arasında dere bulunduğunun belirtildiği, 26.07.2021 tarihli fen bilirkişi raporu ekinde düzenlenen krokide ise aynı yer DSİ su kanalı olarak işaretlendiği halde dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ya da derenin aktif etki alanından kalıp kaldığı hususunda jeolog bilirkişiden rapor alınmamış; bir taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde bu yöne ilişkin de inceleme yapılmadan sonucu gidilmiştir.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmazın 1983 yılından öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması, ondan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile jeolog bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması; keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların harman yeri olarak kullanılıp kullanılmadığı, kime ait olduğunun, kimden intikal ettiğinin etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle zeminde hangi amaçla kullanıldığını, kamu malı ya da özel harman yeri niteliğinde olup olmadığı, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren rapor alınması; jeolog bilirkişisinden taşınmazın önceki ve halihazırdaki niteliğinin ne olduğu, dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin etkisi altında kalıp kalmadığı, derenin taşkın riski taşıyıp taşımadığı, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye olanaklı yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle incelenme yaptırılması, dava konusu taşınmazlarda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınması; fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve komşu parselleri de gösterir şekilde harita düzenlettirilmeli, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdürülmediği değerlendirilerek ve kamu malı niteliğinde harman yeri üzerinde sürdürülen zilyetliğe hukuken itibar edilemeyeceği de gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMk'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.