"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...’nun dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakandan davalı ...’a temlik edilen taşınmaz bulunmadığını, davalı ...’ın ise evlenmeyerek annesinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, mirasbırakanın mal kaçırma amacı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli ve 2016/486 E., 2021/345 K. sayılı kararıyla; dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilmesiyle oluştuğu, 10 parsel sayılı taşınmazın 09.08.1996 tarihinde tahsis yoluyla davalı ... adına tescil edildiği, mirasbırakan tarafından temlik edilmediği, 11 parsel sayılı taşınmazın ise 06.12.1995 tarihinde mirasbırakan adına tescil edildiği, mirasbırakanın 22.04.2009 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği, davalı ...’ın evlenmeyerek mirasbırakan ile yaşaması, hastane masraflarını, tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşılaması nedeniyle mirasbırakanın minnet duygusu ile hareket ederek taşınmazı devrettiği, muvazaa ve mal kaçırma iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davalıların birlikte hareket ederek dava konusu taşınmazda, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bağımsız bölümler edindiklerini, amaçlarının müvekkilini mirastan mahrum etmek olduğunu, davalı ...’ın mirasbırakana bakmak için evlenmediği yönündeki gerekçenin doğru olmadığını, mirasbırakanan ölümünden 5-6 ay kadar öncesine kadar tüm ihtiyaçlarını kendisinin gördüğünü, bakım ihtiyacı olmadığını, evladın anne baba ile ilgilenmesinin ahlaki ödev olduğunu, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 24.05.2022 tarihli 2021/1799 E., 2022/914 K., sayılı kararıyla; dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilmesiyle oluştuğu, davalı ... adına kayıtlı 10 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından temlik edilmediği, davalı ...’a yapılan temlikin bakıp gözetme karşılığı mirasbırakanın minnet duygusu ile yaptığı, mal kaçırma kastının davacı tarafından kanıtlanamadığı, mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlere ek olarak; davalı ...’a yapılan temlikin tapuda satış olarak gerçekleştirildiğni, davalının devrin bağış amacıyla yapıldığını savunduğunu, tapuda gösterilen değer ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğunu, yargılamada alınan her üç bilirkişi raporunda da müvekkili lehine miras payı oranında tazminat hesaplandığını, ancak mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, tapuda yapılan işlem ile gerçek iradenin uyuşmadığını, tüm bu hususlar gözetildiğinde muvazaa ve mal kaçırma iddiasının ispatlandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın;
190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın;
6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.