Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4931 E. 2022/7961 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, taraf vekilleri ve feri müdahale talep eden vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereği esastan, feri müdahale talep eden vasisinin başvurusunun usulden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi gereği kabulü ile karar kaldırılarak verilen davanın reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili ve fer’i müdahale talep eden vasisi tarafından temyiz edilmekle; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek ereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 11 parsel sayılı taşınmazın hükmen ...... Valide Sultan Vakfı adına tescil edilmiş olduğunu, Vakıflar Kanunu 17. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, taşınmazın kaydında icareteynli veya mukataalı olduğuna dair kayıt bulunmadığını ileri sürerek, ... adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli ve 2019/210 E., 2021/111 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın..... Sultan Vakfından icareli olarak tamamının ..... oğlu ..... adına kayıtlı iken ifraz sonucu, 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, malikinin kayıp kişilerden olduğu, ... tarafından 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların Vakfı adına tescili için Zeytinburnu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada taşınmazların mutasarrıfı olan Allahverdi kızı ...'in hayatta ve nerede olduğu bilinmediği, bu nedenle idarece mahlul kararı alındığı, taşınmazların mahlulen vakfına intikal edeceğinden Bezmi Alem Valide Sultan Vakfı adına tesciline karar verildiği ve halen bu vakıf adına tapuda kayıtlı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ve fer’i müdahale talep eden vasisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

1. Davacı vekili, dava konusu taşınmazın Vakıf adına tescili için gereken şartların yerine gelmediğini, tescilin yolsuz olduğunu, Vakfın gayri sahih vakıf olduğu, taşınmazın miri arazi niteliğinde olduğu, icareteynli veya mukataalı olduğuna dair ibare bulunmadığı, uzman bilirkişiden rapor alınması taleplerinin mahkemece reddedildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir.

3. Fer’i müdahale talep eden vasisi, dava konusu taşınmaza 1960 yılında gecekondu inşa etmek suretiyle 50 yıldan fazla süredir nizasız, fasılasız malik sıfatıyla zilyet olduklarını, imar affı ile 1984 yılında tapu tahsis belgesi verildiğini, taşınmazın vakıf malı olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli 2021/1759 E., 2022/772 K., sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz malikinin kayıp kişilerden olduğu, Mahkeme kararı ile taşınmaz mutasarrıfı olan .... kızı ..... 'in hayatı ve nerede olduğu bilinmediği, bu nedenle idarece mahlul kararı alındığı, taşınmazların mahlulen vakfına intikal edeceğinden .....Valide Sultan Vakfı adına tesciline karar verildiği ve halen bu vakıf adına tapuda kayıtlı olduğu, kadastroya dayanak tutanaklarda vakıftan icareli olduğunun belirtildiği, 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanak olmadığı, mutasarrafı kaçak ve yitik kişi durumuna düşen taşınmazların mülkiyetinin de metruken vakfına dönmesi asıl olup, hiçbir suretle Hazineye geçmesine yasal olanak bulunmadığı, 2762 sayılı Yasa'nın 2888 sayılı Yasa ile değişik 29/2 maddesi ve 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi hükmü karşısında 22.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazlara taviz bedeli ödensin ya da ödenmesin, Hazine adına tescili mümkün olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan, feri müdahale talep eden vasisinin davada taraf sıfatı bulunmadığı için usulden reddine karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davalı lehine nisbi vekalet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve fer’i müdahale talep eden vasisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

1. Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Fer’i müdahale talep eden vasisi, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarlamış, ayrıca davacı yanında fer’i müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine

ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; "Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.", 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 2888 sayılı Yasa ile değişik 29/2. maddesi şöyledir: "On yıl içinde bu Kanun hükümlerine göre taviz vermek yolu ile icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olan gayrimenkullerin mülkiyeti on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçer ve vakfın hakkı da ivaza dönerek gayrimenkulün tamamı bu ivaz karşılığında birinci derece ve birinci sırada ipotek sayılır. Genel Müdürlük o yıl tahakkuk ettirilen icare veya mukataa üzerinden hesaplanabilecek olan bu tavizlerle vaktinde ödenmeyen taksitleri mutasarrıfın başka mallarına müracaat yolu ile ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre tahsile dahi yetkilidir. Bu madde gereğince mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayrimenkullerde maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde, mülkiyet mahlulen vakfına rücu eder. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar maliklerinin ölümleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye İntikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmemiş bulunan gayrimenkullerde yukarıdaki fıkra hükmüne tabidir."

5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi şöyledir: "Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir."

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Fer’i müdahil vasisinin temyiz başvurusunun incelenmesinde; yargılama esnasında feri müdahale talebinde bulunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince karar verildikten sonra dilekçe ve ekinde belgeler sunulmak suretiyle talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı HMK’nın 66. maddesi şöyledir: "Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir" denilmektedir. Buna göre, taraf sıfatı bulunmadığından fer’i müdahle talep eden vasisinin temyiz dilekçesinin reddine.

3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 08/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.