"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ŞABANÖZÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2018 tarihli 2017/118 Esas, 2018/416 Karar sayılı kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli 2019/1298 Esas, 2022/319 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın, 1988 yılında davacı tarafından satın alınmasına rağmen kadastro tespiti sırasında Hazine adına tescil edildiğini belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davada hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın, öncesinde ...’e ait olduğunu, 1968 yılında ölümü ile oğlu ... tarafından 1988 yılına kadar kullanıldığı, 1988 yılında ise davacıya satılarak zilyetliğinin devredildiğini, o tarihten beri davacı tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmazla ilgili devam eden davalar bulunduğunu, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli, 2019/1298 Esas, 2022/319 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 18.12.2006 tarihinde kesinleştiği, açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçeleri ile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 18.12.2006 tarihi ile davanın açıldığı 31.07.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
3.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, kesin olmak üzere 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.