Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5020 E. 2022/7951 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakımı karşılığında yaptığı temlikin muris muvazaası içerip içermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Ölünceye kadar bakım akdi yapılması için bakım alacaklısının akit tarihi itibariyle bakıma muhtaç olmasının şart olmadığı, tek malvarlığının devrinin tek başına muvazaa için yeterli olmadığı ve davacı mirasçılardan birinin dava değeri temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gözetilerek, davalı yararına kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BARTIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tenkis istemli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 01.06.2022 tarihli ve 2022/63 Esas, 2022/827 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'ın maliki olduğu 1368 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını 25/08/2015 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, dava konusu taşınmazın murisin tek malvarlığı olduğunu, murisin kas zayıflığı hastalığından dolayı yatağa bağlı bir şekilde yaşadığını, davalının bakım borcunu layığıyla yerine getirmediğini ileri sürerek çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu işlemin 25/08/2015 tarihinde tarafların rızası ile usulüne uygun bir şekilde gerçekleştiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihten murisin ölümüne kadar muris ile yakından ilgilendiğini, murisin yaşadığı hastalık nedeniyle yatağa bağlı bir şekilde tedavi gördüğünü, bu süreçte mirasbırakan....’in hem manen hem de madden her zaman yanında olduğunu, ikamet etme, beslenme ve gözetilme gibi ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşıladığını, sözleşme gereği doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, öte yandan sözleşmenin diğer tarafı olan davacı ...’in de bakımıyla kendisinin ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2020/370 E., 2021/466 K. sayılı kararıyla; murisin kas hastalığı nedeniyle yatalak olduğu, bakımı ile dinlenen tanık anlatımlarına göre davalının eşi ve davacı ... 'in ilgilendiği, davalı ...'nin mütevaffa ile hastaneye götürme şeklinde dışarıda yapılan işlerle ilgilendiği, bu ilgilenmenin aile yükümlülükleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki murise ait tedavi evraklarının incelenmesinde Kasım 2015 tarihinde oksijen tüpü vs alınmaya başlandığı; ancak ölünceye kadar bakma akdinin Ağustos 2015 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında akdin yapıldığı tarihte murisin henüz bakıma ihtiyacı olmadığı, tanık beyanlarının da bu hususu doğruladıkları, yine tanık beyanı ile dava konusu taşınmazda murisin hissesinin davalıya devir nedeninin dava konusu taşınmazda bulunan binanın en üst katının davalının parası ile yapılması olarak açıklandığı, bu durumda asıl devir amacının bakım olmadığının anlaşıldığı, ayrıca murisin davalıya temlik ettiği taşınmazda bulunan hissesi dışında başka mal varlığı bulunmadığı dikkate alındığında dava konusu devrin murisin tüm mamelekine oranının makul karşılanabilecek bir sınırda kalmadığı, açıklanan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde; muris tarafından davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğu, mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin kararındaki tespitlerin yerinde olmadığını, murisin ölünceye kadar bakım akdi yapması için bakıma muhtaç olmasının aranmadığını, davalının ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, tanık beyanları ile bu savunmalarının ispatlandığını, ayrıca SGK evrakından murisin sağlık problemleri ile ilgili araçların müvekkili tarafından karşılandığı ve temin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin ilgili sözleşme gereği müteveffaya karşı doğan gıda ve konut sağlama, hastalığında gerekli özeni gösterme ve tedavi ettirme yükümlülüklerini bizzat yerine getirdiğini, davacı ...’in ilgili sözleşmenin bir diğer tarafı olduğunu, davacıya yine müvekkili tarafından bakılmış tüm ihtiyaçlarının müvekkilince karşılanmış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01.06.2022 tarihli ve 2022/63 E., 2022/827 K. sayılı kararıyla; murisin davalıya taşınmaz devretmesindeki amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu sonucuna varıldığı, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1954 doğumlu mirasbırakan ...’ın 17.01.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı eşi ..., davacı kızı ... ve dava dışı kızı ...a’nın kaldıkları, davalı ...’nin murisin kızı ...a’nın eşi olduğu, murisin adına kayıtlı 1368 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 25.08.2015 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile davalı damadına temlik ettiği, çekişme konusu taşınmazın geri kalan ½ payının ise davacı ...’e ait olduğu, aynı resmi senet ile ...’in de payını damadı olan davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de, miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği, Ek 1. maddede ise, parasal sınırların her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı belirtilmiştir. 2022 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 107.090,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda, davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Somut olayda, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak miras pay oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan davada, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen toplam değerinin 641.178,00 TL, muris tarafından devredilen davaya konu ½ payın değerinin 320.589,00 TL olduğu, bu değer üzerinden davacılardan ...’in 2/8 payına 80.147,25 TL’nin isabet ettiği, anılan değerin 2022 yılı itibariyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır. Somut olayda izah edilen yasal düzenlemeler karşısında davacılardan ... yönünden verilen hükme yönelik temyiz isteğinin miktar yönünden reddi gerekmiştir.

3.3.3. Davalının diğer davacı ... yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; somut olayda murisin kendisine bakılmadığı yönünde bir iddiası bulunmadığına göre, mirasçıların bu yöndeki iddialarının dinlenme olanağı yoktur.

3.3.4. Diğer yandan; ölünceye kadar bakım akdi yapılması için bakım alacaklısının akit tarihi itibariyle bakıma muhtaç olması şart değildir. Ayrıca bu tür davalarda muris tek malvarlığını ölünceye kadar bakım akdi ile temlik etmiş olsa dahi bu malvarlığının değeri bakım borcuyla orantılı olduğu takdirde bu hususun tek başına murisin mal kaçırma kastını göstermeyeceği açıktır.

3.3.5. Hal böyle olunca, davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. SONUÇ

1. (V/3.3.2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından davalının temyiz dilekçesinin davacılardan ...’e yönelik olan kısmının DEĞERDEN REDDİNE,

2. Davalı vekilinin diğer davacı ... yönünden temyiz itirazlarının (V/3.3.3- 3.3.4.-3.3.5) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, ...nın 371/1-a maddesi gereğine İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.