"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/149 E., 2022/85 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Iğdır ili, Merkez ... köyünde bulunan (92 parsel) yeni 140 ada 68 parsel ve (101 parsel) yeni 140 ada 65 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, ancak taşınmazların atadan beri nizasız ve fasılasız zilyetliklerinde olduğunu, Hazine ile ilgisi bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Iğdır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2013 tarihli ve 2010/185 E. 2013/904 K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.06.2014 tarihli 2014/10220 E. 2014/8405 K. sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile ziraat bilirkişisi ve kadastro fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişilerden taşınmazın öncesinin mera yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığının ya da kaçak yitik kişilerden kalıp kalmadığının sorulması, bilirkişilerden taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ve ne zamandan beri ekonomik amacına uygun olarak zilyet ve tasarruf edildiğinin tespitine yönelik maddi bulgulara ve bilimsel gerekçelere dayalı rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmesi, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkilerin giderilmesi, bundan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilmek suretiyle karar bozulmuş; Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2021 tarihli 2018/3933 E. 2021/1455 K. sayılı kararıyla; yargılama sırasında ölen davacının mirasçıları re'sen davadan haberdar edilerek davaya devam edip etmeyecekleri açıklığa kavuşturulmalı ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesinden sonra işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtip hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, davacı mirasçılarının payları oranında adlarına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, zilyetliğin başlama ve bitiş tarihlerinin tespit edilmediğini, imar ve ihyanın tamamlanmadığını, mera araştırması yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucunda, Iğdır ili, Merkez ... köyünde bulunan dava konusu eski 92 ve eski 101 parsel sayılı taşınmazların 1973 yılında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sonucunda metruken Hazineye intikal eden yerlerden olduğu ve 1937 yılından bu yana ... oğlu ...'in zilyetliğinde olduğu tespit edilmiş, ...'in itirazı üzerine, taşınmazların metruk yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle komisyonca 28.03.2002 tarihinde itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, hükmüne uyulan bozma ilamında taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin özel mülkiyete konu olamayacak kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanı alınması, komşu taşınmazların dayanağı olan kayıtların bulunması halinde keşifte yöntemince uygulanması, çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak okuduklarının belirlenmesi; fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli rapor alınması; zirai bilirkişiden taşınmazların toprak yapısı, niteliği hususunda ayrıntılı, gerekçeli, taşınmazları gösterir renkli fotoğrafları içerir rapor alınması, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek kadastro tespit tarihi olan 1973 yılı itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen şartların davacı lehine oluşup oluşmadığının tespiti gerektiği hususları belirlenmiştir. Bozma sonrası Mahkemece mahallinde yapılan keşifte, mahalli bilirkişilere taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususu sorulmamış, 21.10.2017 tarihli ziraat bilirkişi raporunda davacı tarafından ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı ve 1973 yılı itibariyle davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı belirlenmemiş, karar gerekçesinde dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin bir kısmına yapılan itirazların komisyon tarafından kabul edildiği belirtilmiş ise de kaçak ve yitik kişiler ile ilgili olup olmadıkları tespit edilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı açıktır.
Hal böyle olunca; Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir.
Bundan sonra; mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, daha önce dosyada görev almamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri ve edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.
Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazlar üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazların imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmelidir.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazların sınırları ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında rapor hazırlattırılmalı; Fen bilirkişisinden ise keşfi izlemeye ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor alınmalı; komşu parsellerden komisyon tarafından itirazları kabul edilenler ile ilgili kaçak ve yitik kişiler yönünden değerlendirme bulunup bulunmadığı da tespit edilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.