Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5175 E. 2023/1501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kızı olan davalıya devrettiği taşınmazın hile yoluyla devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hile iddiasını ispatlayamaması ve yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki hileye dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan ...'ın davacının kızı olduğunu, davacının, davalının kendilerine bakacağından bahisle, dava konusu Denizli ili, Merkezefendi ilçesi, Hallaçlar Mahallesi, 175 ada, 16 parselde kayıtlı taşınmazını kızı davalıya 23.05.2013 tarihinde devrettiğini, daha sonra kızı davalının davacı ve davacının eşi ile ilgilenmediğini, Bank Asya'ya yatırmak için kendilerinden borç para istediğini, davacının bunu kabul etmemesi üzerine kendilerine tavır aldığını, dava konusu taşınmazın 29.06.2017 tarihinde davalı tarafından, eşinin yeğeni diğer davalı ...'e satışının gerçekleştirildiğini, her iki davalının da dava konusu taşınmazı alabilecek maddi yeterliliğinin bulunmadığını, davacının kendisine ölünceye kadar bakılacağı saikiyle hareket ettiğini, ancak aldatıldığını ileri sürerek, Denizli ili, Merkezefendi ilçesi, Hallaçlar Mahallesi, 175 ada, 16 parselde kayıtlı taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davalının 2007 yılına kadar ailesiyle bir ilişkisinin olmadığını, davacının daha önce diğer kızı Şebnem'e bir daireyi bağışladıklarını, davacının dedesinden kalma taşınmazın miras paylaşımı sırasında kurada çıkacak yerin davalı ...'ye ait olacağını ifade ettiği, davacının davalının kendisine ölünceye kadar bakacağı saikiyle bu devri yaptığını ileri sürmesinin gerçek dışı olduğunu, devrin 2013 yılında yapıldığını ancak davanın 5 yıl sonra açıldığını, bunun nedeninin ise davacının, davalının kızlarına cinsel istismarda bulunduğunu öğrenmesi üzerine Berlin'de 02.03.2016 tarihinde suç duyurusunda bulunması olduğunu, davalının Almanya'da sosyal yardım takviyesi ile geçindiğini, davacının dava konusu taşınmazı Almanya Maliyesine ihbar edeceği tehdidinde bulunduğunu, bu nedenle davalının dava konusu taşınmazı, eşinin yeğeni diğer davalı ...'ye satmak zorunda kaldığını ileri sürerek, açılan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların yaptıkları devir işleminin inançlı işlem olarak nitelendirilmesi gerektiği, inançlı işlemin ise yazılı delille kanıtlanması gerektiği, bu konuda kanıt bulunmadığı, yine davalı ...'nin taşınmazın kendisine hile ile devrini sağladığını gösteren kanıt bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının da taşınmazı alabilecek maddi gücü bulunmadığını, bu nedenle davacının dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakım karşılığında devrettiğini, davalının dava konusu taşınmazın üzerine ev yapmak için para istediğini, bunun verilmemesi nedeniyle davalının kendisine ve eşine soğuk davrandığını, davalı tanıklarının davacıya karşı açık husumetleri bulunduğunu, taşınmazın hile ile davacının hataya düşürülmesi suretiyle elde edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının hileye dayandığını, ancak hile olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın davacıya annesinden miras olarak intikal ettiğini, davacının dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının da dava konusu taşınmazı alabilecek maddi yeterliliğe sahip olmadığını, taşınmazın devredildiği dönemde eşinin kaza geçirdiğini, bu süreçte davalının annesi ile ilgilendiğini, taşınmazın davalıya devredilmesi ile davacı ve eşinin ihtiyaç duyduğu zamanlarda davalının kendilerine bakacağını düşündüğünü, bu saikle hareket ederek dava konusu taşınmazı devrettiğini, bir süre sonra davalının dava konusu taşınmaz üzerine ev yapmak için para istediğini, davalının bu talebini reddetmeleri üzerine kendilerine tavır aldığını, davacının FETÖ yapılanmasına destek olmaması üzerine aralarının iyice bozulduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hileye dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99.20 TL. bakiye onama harcının temyiz edene geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.