"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi gereği esastan reddine dair verilen karar davalı... vekili tarafından süresinde ve davalılar ... ve ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 06/12/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılardan ... ve vekilleri Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı... ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’nın maliki olduğu 4240 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki C Blok 5 no.lu bağımsız bölümü 1/2’şer paylarla kız kardeşinin çocukları olan davalılar ... ... ve ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, ... ve ...’in de temlik aldığı payları aile dostları olan davalı...’a devrettiklerini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, mirasbırakanın ölene dek taşınmazda oturduğunu, satış bedelleri ile gerçek değerler arasında fahiş fark bulunduğunu, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın belirlenecek değerinin davalılar ... ve ...’den faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ..., mirasbırakanın yeğenleri olduklarını, taşınmazı mirasbırakandan bedelini ödeyerek satın aldıklarını, 16.03.2018 tarihinde taşınmazı diğer davalı...’a 170.000,00 TL bedelle sattıklarını, mirasbırakanın 2017 yılında akciğer kanseri olduğunu, bu dönemde mirasbırakana kendileri ve anneleri tarafından bakıldığını, tedavi giderleri ve tüm masrafların kendileri tarafından karşılandığını, davacıların mirasbırakana kötü davrandıklarını ve evinden kovduklarını, mirasbırakan ile manevi bağlarının çok güçlü olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazda mirasbırakanın oturmasına müsaade ettiklerini, mirakbırakanın borçları nedeniyle taşınmazı sattığını, satış bedelinin mirasbırakana elden ödendiğini, maddi durumlarının sıkışması ve mirasbırakanın ihtiyaçları nedeniyle de taşınmazı davalı...’a sattıklarını, temlikte mal kaçırma amacının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
2.Davalı..., taşınmazı 170.000,00 TL bedelle davalılar ... ve ...’den satın aldığını, satış bedelini davalıların banka hesabına havale yaptığını, mirasbırakan ve diğer davalılarla hiç bir akrabalık bağı ve yakınlığının bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın dava konusu taşınmazda ölünceye kadar ikamet ettiği, maddi durumunun iyi olup mal satmaya ihtiyacı olmadığı, davacı çocukları ile arasının kötü olduğu, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, davalı...’ın iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalılar ... ve ... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, davacıların annesi ile babası ...'un yıllar önce boşandıklarını, ...'un davalı ...'ın yanına taşındığını, mirasbırakan ...’a maddi manevi desteğin davalı tarafından verildiğini, sonrasında mirasbırakanın davalı ... ve annesi Neriman ile yaşamaya başladığını, ...'in de mirasbırakana maddi-manevi destekte bulunduğunu, mirasbırakanın akciğer kanseri teşhisi konulmasından sonra da davalılar tarafından bakılıp gözetildiğini, mirasbırakana taşınmaz bedeli olarak 70.000 TL ödeme yapıldığını, Mahkemece delillerin ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, mirasbırakanın son yıllarda banka kredi ve kredi kartı borçlarının olduğunu, araç kredi borcunun son dönem taksitlerinin davalı ... tarafından ödendiğini, mirasbırakanın Malatya ilinde başkaca taşınmazlarının bulunduğunu, bu taşınmazların mirasçılarına bırakıldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, davalılar tarafından diğer davalı... ...'a yapılan satışın da gerçek satış olduğunu, ... ...'ın 170.000,00 TL'yi davalıların banka hesabına yatırarak taşınmazı satın aldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalı... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı...’ın iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup, kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığını, davalılar arasındaki arkadaşlık ilişkisi kabul görse dahi, davalının diğer davalıların mal kaçırma iradesinden haberdar olduğu sonucuna varılamayacağını, diğer davalılar ile mirasbırakan arasındaki muvazaa iddiasının sübutu durumunda, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü yerine diğer davalılara yönelik tazminat konusunda hüküm kurulmasının mümkün olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarihli ve 2021/1076 Esas, 2022/368 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık beyanları, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucu, davacılar ile mirasbırakan arasında kırgınlıklar olduğu, mirasbırakanın davalı yeğenlerine dava konusu taşınmazı davacılardan mal kaçırma kastı ile devrettiği, davalılar ile diğer davalı.....’ın arkadaş olup, ...'ın davalıların dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak devraldıklarını bilebilecek konumda bulunduğu, bu nedenle iyi niyetli 3.kişi sayılamayacağı, davalı tanığı ...'ın "davalıların hepbirlikte taşınmazı elden çıkarmak için konuştuklarına ilişkin" beyanının da bu hususu desteklediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1.... ve ... ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı .... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf nedenlerine değinilmediğini, tanık ...’ın beyanının eksik ve yanlış yorumlandığını, davalının iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup iyi niyetli olmadığının ispat edilemediğini, bu durumda temlikin muvazaalı olduğu kabul edilse dahi diğer davalılardan tazminat talep edilebileceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (III) ve (IV/3.) no.lu paragraflarda gösterilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılar ... ve ... ...’dan alınmasına, aşağıda yazılı 9.450,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 06/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.