Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5257 E. 2023/2262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mera vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi, muhdesatın kaldırılması ve eski hale getirme bedeli istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Yargıtay'ın önceki bozma kararında yıkım masraflarının hükmün infazı sırasında dikkate alınması gerektiği ve eski hale getirme bedeline yıkım, hafriyat, taşıma ve nakliye bedellerinin dahil edilmemesi gerektiği belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususlara uyulmayarak eski hale getirme bedelinin tespitinde yıkım masraflarının da dikkate alınması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki meraya elatmanın önlenmesi- yıkım ve eski hale getirme istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay Kapatılan 14. Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli ve 2016/15542 Esas, 2018/1069 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; Mahkemenin 20/05/2015 tarihli 2013/1371 Esas ve 2015/644 Karar sayılı kararında 1. ve 9. bentlerinde yer alan hükümler Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/15542 Esas, 2018/1069 Karar sayılı bozma kararı dışında kalmakla kesinleştiğinden bu hususta karar ittihazına yer olmadığına, dosyada mevcut 27/10/2020 tarihli inşaat bilirkişisi ve fen bilirkişisi raporunda belirtilen davalı ...'a ait 110 ada 130 parselde (A) harfi ile gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 17.000,00 TL olduğunun tespitine, ...'a ait 110 ada 130 parselde (B) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 2.050,00 TL olduğunun tespitine, ...'a ait 110 ada 130 parselde (C) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 3.750,00 TL olduğunun tespitine, ...'e ait 110 ada 130 parselde (K) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 1.200,00 TL olduğunun tespitine karar verilmiş, kararın davacı ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalıların 130 sayılı mera parseline ev, duvar yapmak ve ekip biçmek suretiyle elattıklarını ileri sürerek müdahalenin meni, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.05.2015 tarihli ve 2012/1371 Esas, 2015/644 Karar sayılı kararıyla;davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ve davalılardan ... ve ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay Kapatılan 14.Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli ve 2016/15542 Esas, 2018/1069 Karar sayılı kararı ile " ...Mahkemece elatmanın önlenmesine karar verilmiş ise de talep bulunduğu halde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar açıkca gösterilmemiş, kal'e karar verilmemiştir. Bu durumda Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda muhdesatların tek tek cins, yer ve sayıları gösterilmek suretiyle kal'ine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan eski hale getirme bedeli vasfı bozulan meranın ıslah edilmek suretiyle mera vasfının kazandırılması için boş olan arazide yapılacak masraflardır. Oysa bilirkişiler tarafından hesap edilen ve Mahkemece kabul edilen eski hale getirme bedelleri içinde muhdesatların yıkım, harfiyat, taşıma ve nakliye bedelleri de katılmıştır. Yıkım ile ilgili masraflar değişken olup hükmün infazı sırasında dikkate alınacağından bu masrafların da tahsiline karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin 20/05/2015 tarihli 2013/1371 Esas ve 2015/644 Karar sayılı kararında 1. ve 9. bentlerinde yer alan hükümler Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/15542 Esas, 2018/1069 Karar sayılı bozma kararı dışında kalmakla kesinleştiğinden bu hususta karar ittihazına yer olmadığına, dosyada mevcut 27/10/2020 tarihli inşaat bilirkişisi ve fen bilirkişisi raporunda belirtilen davalı ...'a ait 110 ada 130 parselde (A) harfi ile gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 17.000,00 TL olduğunun tespitine, ...'a ait 110 ada 130 parselde (B) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 2.050,00 TL olduğunun tespitine, ...'a ait 110 ada 130 parselde (C) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 3.750,00 TL olduğunun tespitine, ...'e ait 110 ada 130 parselde (K) harfiyle gösterilen binanın kal'ine, kal (yıkım) masrafının 1.200,00 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozmadan önce aynı Mahkemenin 2013/1371 E sayılı dosyasında verilen kararın 1 ... ve 9 uncu bentlerinde yer alan hükümlerin Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/15542 Esas ve 2018/1069 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğinden bahisle karar ittihazına yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olmadığını, Mahkemenin kabul ettiği gibi, bazı hüküm kısımları bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olsa bile söz konusu hüküm kısımlarının bozmadan sonraki kararda aynı şekilde tekrar edilmesi gerektiğini, Mahkemece bütün davalılar bakımından müdahalenin meni, kal ve eski hale getirme bedeli taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yalnızca kal bedellerini tespit eden ve bu tespit kararını da dava dilekçesi ile talep ettikleri m2'lerden daha düşük m2'ler için veren İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka uyarlık taşımadığını, bu konuda eksik incelemeyle hüküm tesis edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu parselin müvekkillerinin babaları ve dedelerinin kullanımına sunulmuş araziler olduğunu, davaya konu 110 ada 130 parsel sayılı taşınmazda 1970 öncesine ait yapıların bulunduğunu ve müvekkilleri lehine tapusuz fakat kullanıma sunulmuş (mera olmayan) taşınmaz olduğunu, mera olduğu iddia edilen arazinin bir bölümünde 2005'li yıllara kadar Devlet okulu olarak hizmet veren ... İlköğretim okul binası, köye ait ..., köye ait mezarlığın da bulunduğunu, fakat sadece müvekkillerine ait olan evler yönünden men ve kal kararı verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ... köyü yerleşim şekline göre bahsi geçen arazinin mera olarak tahsis edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin iyi niyetli olarak ... bu taşınmazları kullanarak onlar üzerinde hüküm ve tasarruf ettiklerini, verilen kararın davalıların hak kaybına uğramasına yol açtığını belirterek bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; mera parseline elatmanın önlenmesi, muhdesatın kali, eski hale getirme istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).

2. 31.05.1965 tarihli, 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.

3. Meraya elatmanın önlenmesi veya aidiyetinin tesbiti davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 110 ada 130 parsel sayılı 255,200 m2 miktarlı, mera vasıflı taşınmazın kamu orta malı olarak tapuda kayıtlı olduğu, davacı Hazine tarafından davalılar -...-... aleyhine mera parseline el attıkları ve kullandıkları iddia edilmek suretiyle müdahalenin meni, yıkım ve eski hale getirme istemli olarak eldeki davanın açıldığı, yargılama aşamasında davalılar ... ve ...'in ölümleri üzerine mirasçılarının davaya dahil edildiği, Mahkemece 27.10.2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yıkım ve buna ilişkin masrafların tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.

2.Bilindiği üzere bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşmaktadır. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.

3.Somut olayda, Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de; bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Şöyle ki; Yargıtay Kapatılan 14.Hukuk Dairesinin bozma kararında da belirtildiği üzere; yıkım ile ilgili masraflar değişken olup, hükmün infazı sırasında dikkate alınması gerekmektedir. Eski hale getirme bedelleri içinde muhdesatların yıkım, hafriyat, taşıma ve nakliye bedellerinin hesaba katılması doğru değildir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen hususların gözetilmediği, yıkım, hafriyat kaldırma ve nakliye bedelleri bir arada göz önüne alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.

4.Hal böyle olunca, Mahkemece önceki bozma kararında belirtilen hususlar gözetilmek suretiyle alınacak denetime elverişli bir bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalılardan ... ve ... vekillerinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.