Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5317 E. 2023/1732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı işlemlerin bağış mı yoksa paylaştırma mı olduğu ve davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın sağlığında taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığı, davalıların taşınmazlarda uzun süredir zilyet oldukları ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, evveliyatında mirasbırakanı ...’ın zilyetliğinde olan 104 ada 160 parsel sayılı taşınmazın davalı kardeşi ... adına, 104 ada 161 parsel sayılı sayılı taşınmazın davalı kardeşi ... adına, 104 ada 162 parsel sayılı taşınmazın dava dışı kardeşi ... ... adına, 104 ada 163 parsel sayılı taşınmazın davalı kardeşi ... adına, 104 ada 164 parsel sayılı taşınmazın davalı kardeşi ... adına, 151 ada 9 parsel sayılı taşınmazın bir kısım davalılar murisi Kalem ... adına, 151 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise davalı kardeşi ... adına kadastro çalışmaları sırasında tespit edildiğini, dava dışı ... ... adına tespit edilen 104 ada 162 parsel sayılı taşınmazın 26.07.2019 tarihinde diğer kardeşi ...’e satış suretiyle devredildiğini, çekişme konusu taşınmazların uzun yıllardan beri kök mirasbırakan ...’in zilyetliğinde bulunan yerlerden olduğunu, kadastro tespitinin mirasbırakan ... mirasçıları adına yapılması gerekirken kendisinin ve kız kardeşi ... ...’in yer almadığı, yalnızca mirasbırakanın erkek çocuklarının yer aldığı tespit tutanağına göre tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi halde 7.000 TL bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığını, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 21.09.2020 tarihinde açıldığını, ayrıca dava konusu taşınmazların mirasbırakandan intikal eden yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’in zilyetliğinde olan yerlerden olduğu, mirasçılar arasında taksim sözleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; dava konusu taşınmazların 2007 yılında davalılar adına tescil edildiğini, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin yapıldığı sırada mirasbırakanın sağ olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları tanık ...'ın beyanından da anlaşılacağı üzere 9 çocuğuna eşit olarak taksim ettiğini, davacının bu taksime göre dava açması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakan ...'in 04.11.2010 tarihinden öldüğü, öncesinde çekişmeli taşınmazları çocukları arasında paylaştırarak bağışladığı, çekişmeli taşınmazların davalılara isabet ettiği, mirasbırakanın kadastro tespiti sırasında sağ olduğu, dava konusu taşınmazlara davalıların 30-35 yıl önce ev yaparak zilyet olduğu, mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu bu paylaşımın bağışlama sayılacağı ve miras ilişkisini sona erdireceği, bu durumda taraflar arasındaki ihtilafın çözümünde zilyetlik hükümlerinin geçerli olacağı, o halde Mahkemece davalı tarafın 1985-1990'lı yıllardan itibaren çekişmeli taşınmaza malik sıfatıyla zilyet bulunduğu ve davalı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan tarafından mirasçıları arasında yapılmış bir paylaştırmanın olmadığını, kız çocuklarının mirastan haklarını alamadıklarını, bölgede genel olarak kız çocuklarının mirastan mahrum bırakıldıklarını, miras taksim işleminin tüm mirasçılar arasında yapılmasının zorunlu olduğunu, oysa taraflar arasında yapılmış böyle bir anlaşma veya sözleşmenin mevcut olmadığını, mirasbırakan tarafından yapılan paylaştırmadan söz edebilmek için tüm mirasçılarını kapsar hak dengesini gözetir bir paylaştırmanın olması gerektiğini, mirasbırakanın kadastro tespiti sırasında sağ, kesinleşme tarihinde ise ölü, tespit tarihi itibariyle oldukça yaşlı, hasta birisi olduğunu, bu nedenle kadastro tespitine itiraz edemediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.