"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 287 ada 6 parseldeki 1 ve 5 no.lu bağımsız bölümleri satış suretiyle davalıya devrettiğini, ancak davalının tapu devir işleminden sonra toplam satış bedeli olan 120.000 TL’yi ödemediğini, taşınmaz üzerinde haciz bulunmasını bahane eden davalının haciz kaldırıldığında taşınmazların satış bedelini hemen ödeyeceğini beyan ettiği halde bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, kendisini oyaladığını, davalı hakkında dolandırıcılıktan suç duyurusunda da bulunduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazların rayiç değerinin tespiti ile satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, satış bedelini elden davacıya ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, resmi akitte satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının yazılı olduğu, davacının satış bedelinin ödenmediği iddiasını ve resmi senedin aksini yazılı bir belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; davalının paranın hazır olduğu ve devirden sonra banka yoluyla ödeme yapılacağı telkiniyle iradesini fesada uğrattığını, ancak satış bedelini ödemediğini, davalı tarafından oyalandığını anladıktan hemen sonra satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle eldeki davayı açtığını, davalı tarafın ödemeyi nasıl ve ne şekilde yaptığını ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafın Tapu Müdürlüğü kamera kayıtlarına dayandığını, fakat kamera çözümlemesinde görüldüğü üzere davalının elinde para çantası olduğu halde herhangi bir şekilde ödeme yapmadığını, hayatın olağan akışına göre devirden hemen sonra eldeki paranın müvekkiline verilmesi gerektiğini, davalı tarafın ödeme savunmasını ispat edemediğini, Mahkemece tanık dinletme talebinin reddedildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19/10/2021 tarihli ve 2020/968 E., 2021/1441 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların satışı hususunda davacının satma iradesinin bulunduğu, resmi senette satış bedelinin nakden ve tam olarak alındığının yazılı olduğu, davacı tarafından satış bedelinin ödenmediği, bedelin satıştan hemen sonra ödeneceği konusunda iradesinin fesada uğratıldığı iddiasının TMK'nın 6. ve HMK'nın 190. maddesi uyarınca ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; davalının hiçbir bedel ödemeden dava konusu taşınmazlara sahip olduğunu, olayları oldu bittiye getirerek kendisini devamlı oyalayarak iradesini sakatladığını, taşınmazların bedeli ödenmemiş olduğundan tapu iptal-tescil yahut bedelin ve kötü niyet tazminatının kendisine ödenmesi için eldeki davanın açıldığını, davalının satış bedelini ödediğini kanıtlayamadığını, Mahkemece tazminat talebi hakkında hiçbir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması durumunda satış bedelini ödeceğini beyan etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, İlk Derece Mahkemesince davalının ödemeye ilişkin beyanı ve bankadan çekilen dekont dikkate alınarak davanın reddedilmesinin doğru olmadığını, son duruşmaya mazeret bildirmelerine rağmen Mahkemece yokluklarında karar verildiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.
3.2.2. 6098 s. TBK'nın 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.2.3. 6098 s. TBK’nın 39. maddesinde “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3.2.4. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 19,30 TL fazla yatan harcın temyiz eden davacıya iadesine, 21/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.