"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/775 E., 2022/254 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; dava konusu ... köyünde bulunan 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacının babasından intikal edip taksimle davacıya düştüğünü belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın babası tarafından kendisine verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.03.2015 tarihli ve 2012/783 Esas, 2015/188 Karar sayılı kararı ile; davaya konu taşınmazın tarafların müşterek mirasbırakanı ... tarafından sağlığında oğlu davalı ...’e bağışlandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.03.2018 tarihli ve 2015/21203 Esas, 2018/1542 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan mirasbırakanın sağlığında çekişmeli taşınmazı davalıya bağışlayıp bağışlamadığı, bağışlamanın hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği, bağış akdinde öngörülen bakım yükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirip getirilmediği, taşınmazın zilyetliğinin davalıya devredilip devredilmediği, bağışlama tarihinden itibaren taşınmazı kimin, ne şekilde ve hangi sıfatla kullandığı, taşınmaz üzerinde miras bırakanın bağışlama tarihinden sonra devam eden kullanımı varsa bu kullanımın niteliğinin ne olduğu, taşınmazı asli zilyet olarak mı yoksa feri zilyet olarak mı kullandığı, taşınmazın zilyetliği davalıya devredilmemiş ise mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında tüm mirasçıların katılımıyla yapılan geçerli bir taksim bulunup bulunmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazın hangi mirasçıya düştüğü ve taşınmazın zilyetliğinin kimde olduğu hususlarında bilgiler alınması, davacı lehine tespit tarihi itibariyle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun kesin olarak saptanması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın öncesinin müşterek mirasbırakan ...’e ait olduğu, davalı tarafın dayandığı ve mirasbırakan ... tarafından düzenlendiği sabit olan tarihsiz senet ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin olup mirasbırakan bu senet ile kendisine ve eşine ölünceye kadar bakması karşılığında bir kısım mallarını davalı oğlu ...’e sağlığında bağışlamak istediği, ancak Borçlar Kanunu'nun 512 nci maddesi delaletiyle Türk Medeni Kanunu'nun 545 inci maddesine göre ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi şekilde yapılması zorunlu olduğu halde dosyada bulunan senedin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, ancak dava konusu taşınmaz tapusuz olduğuna göre menkul mal hükmünde olup sözleşme geçersiz olsa dahi zilyetliğin devredilmiş olması halinde teslimle birlikte mülkiyetin davalıya geçeceği, mirasbırakanın vefatından sonra her ne kadar davacı 1-2 yıl mevcut yeri ekip biçtiyse de söz konusu yeri daha sonrasında davalının ekip biçtiği, mirasbırakanın vefatından 1-2 yıl sonrasında davaya konu yeri davalının ekip biçerek söz konusu yerde asli zilyet gibi hareket ettiği, zilyetliğin teslimle birlikte davalıya geçtiği, bu haliyle davacının isnatlarının ispattan yoksun kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu taşınmazı davacının kadastro çalışmaları öncesinde ve sonrasında kullandığının tanık anlatımları ile sabit olduğunu, tanık ...'in anlatımlarında çelişki bulunmasına rağmen çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğunu, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunu, davalı yanın dosyaya sunmuş olduğu senedin şekil yönünden eksik olup geçersiz olduğunu, 125 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olması gerekirken davalı adına kayıtlı olduğunu, tarafların mirasbırakanları olan babaları 1996 yılında vefat ettikten sonra bu şekilde paylaşmak konusunda tarafların anlaştıklarını, ancak kadastro tespiti yapılırken kadastroculara bu şekilde söylenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 3 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, yargılama sırasında gerçekleşen satış işlemiyle de davalı ...’e kayden devredilmiştir.
2. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 nci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.