Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5561 E. 2022/6774 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davada bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., .... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır.Yargılama sırasında Hazine vekili davanın reddi ile taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğu, umumun faydalanmasına açık olduğu, bu nedenle kişiler adına tescilinin mümkün olmadığı, bir an için taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek biçimde iktisabının mümkün olduğu kabul edilse dahi davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.10.2015 tarihli ve 2012/447 Esas, 2015/432 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile, 10.09.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 9.953,57 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 3.919,00 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.03.2018 tarihli ve 2015/21154 Esas, 2018/1829 Karar sayılı kararıyla “çekişmeli taşınmazın dava tarihinden geriye 15-20-25 yıl önceki hava fotoğraflarının getirtilerek uzman bilirkişi eliyle incelenmesi ve zirai olarak davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.01.2020 tarihli ve 2018/349 Esas, 2020/77 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.12.2018 tarihli fen bilirkişi ve harita mühendisinin raporunda A1 harfi ile gösterilen 6876,77 metrekarelik alanın, A3 harfi ile gösterilen 764,86 metrekarelik alanın, B harfi ile gösterilen 3.919,53 metrekarelik alanın ve 14.12.2018 tarihli fen bilirkişisi ve harita mühendisinin raporunda C harfi ile gösterilen 4.256,36 metrekarelik alanın tapularının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacının fazlaya ilişkin talebi reddedilmiş, 14.12.2018 tarihli raporda A harfi ile gösterilen 1.643,83 metreakrelik alanın tescil harici boşluk olduğu anlaşıldığından ve davalı Hazine vekilinin tescil talebi olması nedeniyle iş bu yerin de davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar ihya olgusunun davacı tarafından tamamlanmadığını ve iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin iken yargılama sırasında taşınmazın bir kısmının idari yoldan Hazine adına tescil edilmiş olması nedeniyle kısmen tapu iptali tescile dönüşmüştür.

Kadastro sonucu Van İli, Merkez İlçesi, Kalecik Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6.2.2. Bilindiği üzere taraf teşkili dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen göz önünde bulundurulması zorunlu olduğu gibi, bu şart sağlanmadan davanın esasına da girilemez. Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi uyarınca, davanın tarafları kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmesi gerektiği gibi, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin de kararda yer alması zorunludur.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmişse de verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Dava, açılış tarihi itibariyle tescil isteğine yönelik olmakla birlikte, yargılama sırasında tescil isteğine konu edilen bölümlerden bir kısmının içerisinde kaldığı taşınmazın, idari yoldan 2500 parsel numarası ile Hazine adına tescil edildiği, 17.05.2019 tarihinde tevhit nedeniyle 2500 parsel sayılı taşınmazın 3021 parsel sayılı taşınmaza gittiği mahkemenin de kabul kapsamına aldığı bölümleri bu taşınmazdan iptal ederek tescil hükmü kurduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; gerek dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, gerekse de geri çevirme yoluyla dosyaya celp edilen bilgi ve belgelerden, hüküm tesis edilen 3021 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden sonra da başkaca tevhit ve ifrazlara konu edilerek birçok parsele ayrıldığı, bu taşınmazlardan bir kısmının da Hazine dışında 3. kişilere pay verilmek suretiyle sicilde kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Şu halde, davacı adına tescile karar verilen taşınmaz bölümlerinin sonraki tarihli tevhit ve ifraz sonucu oluşturulan hangi parsel ya da parsellerde kaldığı anlaşılamadığından hükmün infaz kabiliyetinden söz etmek mümkün bulunmadığı gibi, tevhit ve ifraz sonucu oluşan taşınmazlarda hazine dışında eldeki davanın tarafı olmayan maliklerin de bulunması nedeniyle davaya konu kısımların dava dışı pay sahibi 3. kişilere ait taşınmazlarda kalması halinde bu kişilerin hukuki durumları etkileneceğinden davaya taraf olmaları gerektiğine kuşku yoktur.

6.3.2. Hal böyle olunca, Mahkemece çekişmeli 3021 parsel sayılı taşınmazın tevhit ve ifrazına ilişkin tüm bilgi belgeler celp edilerek dosya arasına alınmalı, bundan sonra davacı tarafın iddiasına konu olup temyize konu edilen taşınmaz bölümlerinin tevhit ve ifraz sonucu oluşan hangi taşınmazlarda kaldığı kesin olarak belirlenmeli, bu taşınmazlarda Hazine dışında 3. kişinin malik olduğu anlaşılması durumunda bu kişilerin de davada taraf olması gerektiği göz önünde bulundurularak davaya dahil edilmeleri için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, 3. kişilerin davaya dahil edilmesi halinde dahili dava dilekçesi ve duruşma günü kendilerine tebliğ edilmeli, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

Ayrıca kabule göre de tapu iptal tescil kararı verilen taşınmazlar bakımından karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.