"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/122 E., 2022/133 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 95 parsel sayılı taşınmazın 35-40 yılı aşkın bir süreden beri davacının tasarrufunda bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına ham toprak vasfıyla tespit edildiğini, taşınmazın hali hazırda fıstık bahçesi olduğunu, komşu parsellerin tamamının köy sakinleri adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Dava dosyası aynı taşınmaza ilişkin olarak açılan bir başka dava dosyası ile birleştirilmiş, daha sonra birleştirilen davaların 121 ada 95 parsel sayılı taşınmazın farklı bölümlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından eldeki davanın yeniden tefrikine karar verilmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 30.06.2015 tarihli ve 2014/1148 Esas 2015/685 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen bölümün tarla vasfında olduğu, davacı ve ondan önce de babası tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, taşınmazdaki zilyetliğin 20 yılı aşkın süreyle devam ettirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 02.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 19.013,71 metrekarelik taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.12.2018 tarihli ve 2016/4071 Esas 2018/8361 Karar sayılı ilamıyla; yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, tefrik kararından önce alınan 27.01.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz ile tefrik kararı sonrasında 02.03.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen taşınmazın farklı taşınmaz bölümlerini gösterdiği, bu hususta oluşan çelişkinin giderilmediği, ziraat bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu alanın 30.09.2020 tarihli fen bilirkişisi raporunda (D) harfi ile işaretli kısım olduğu, bozma ilamı sonrasında alınan iki farklı jeodezi raporuyla davacının tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığının anlaşıldığı, düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın imar-ihya edilmediğinin tespit edildiği, davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya içerisinde bulunan 2002 ve 2008 tarihlerine ait hava fotoğraflarının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, ...'in jeodezi konusunda bilirkişilik yapma yetkisinin bulunmadığını, jeodezi bilirkişi raporunun taraflı ve bilimsel verilerden uzak hazırlandığını, ziraat bilirkişi raporu ile harita mühendisi bilirkişilerin raporları arasında çelişkiler bulunduğunu, taşınmazın imar-ihya edildiğinin sabit olduğunu, 05.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda 1973 ve 1984 tarihinde imar-ihyanın görüldüğünü, taşınmazın komşu tapulu taşınmazlarla bütünlük arz ettiğini, taşınmazın çevresindeki alanlar ile arasında ayırıcı unsurlar bulunduğunu, etrafının özel mülkiyete konu ev, tarım alanı ve meyve bahçelerinden oluştuğunu, farklı bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, bozma ilanının gereklerinin yerine getirilmediğini, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretini hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 121 ada 95 parsel sayılı 137.135,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 10.09.2002 tarihinde ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, kadastro tespitine yapılan itiraz üzerine Eruh Kadastro Mahkemesinin 25.05.1004 tarihli ve 2003/15 Esas 2004/03 Karar sayılı ilamıyla taşınmazın 680,08 metrekare yüz ölçümündeki kısmının ... mirasçıları adına tesciline karar verildiği ve kararın onanması üzerine kadastro tespitinin 30.09.2004 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 31.12.2012 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...