Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5594 E. 2024/65 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında, doğal sit alanı içinde kalan taşınmazın Hazine adına tescili talebinin kısmen reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun olarak, taşınmazın bir kısmının doğal sit alanı içinde kalıp kalmadığını bilirkişi incelemesiyle belirlemesi ve buna göre hüküm kurması usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/56 E., 2021/37 K.

Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozma kararına uyularak Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; kadastro sırasında 148 ada 103 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yazıldığını ve tespitin kesinleştiğini, söz konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın doğal sit alanı içerisinde bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu taşınmazda 45-50 yaş aralığında ağaçlarının bulunduğunu, dava edilen yerde tescil işlemi yapıldığından Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmadığının göstergesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 148 ada 103 parsel sayılı taşınmazdan 26.12.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 419,02 metrekarelik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu olan (B) harfine ilişkin olarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 27.06.2019 tarihli ve 2019/2358 Esas, 2019/4903 Karar sayılı kararı ile; davacı Hazine vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve davacı Hazine adına tesciline karar verilen bölüm ile (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümler arasında kalan (krokide kırmızı ve yeşil çizgi arasında kalan yer) ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan bölümün ne kadarlık kısmının birinci derece doğal sit alanında kaldığının gösterilmediği, bu hususun hüküm yerinde taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmediğini mahallinde fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın önceki tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü ile (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümleri arasında kalan taşınmaz bölümünün ne kadarlık kısmının birinci derece doğal sit alanında kaldıkları kesin olarak belirlenmesi ve fen bilirkişisinden bu konuda infazı kabil rapor alınarak doğal sit alanında kaldığı belirtilen bölümlerin tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;bozma ilamı doğrultusunda mahallinde yeniden keşif yapılarak "A" ve "B" alanları bakımından kesin ve net şekilde belirleme yapıldığı, dava konusu 148 ada 103 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisinin 18.01.2021 tarihli rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 484,82 m²'lik yerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmazın "1. Derece Doğal Sit Alanı" olduğunun gösterilmesine, davacının "B" alanı bakımından talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın doğal sit alanı içerisinde bulunduğunu, arazinin vasfı konusunda gerekli araştırma yapılmadığını, kısmen ret kararı verilen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen alanın malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız 20 yıl zilyet olma şartları oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 inci maddesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi

2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan 148 ada 103 parsel sayılı 780,29 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, sınırlandırılma krokisinde (A) harfi ile gösterilen 484,82 metrekarelik bölümün birini derece doğal sit alanı, (B) harfi ile gösterilen 294,40 metrekarelik bölümün ise üçüncü derece doğal sit alanı içinde kaldığı tutanağın beyanlar hanesinde belirtilerek bahçe vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.