"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/09/2020 tarihli, 2018/359 Esas, 2020/282 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 tarihli, 2021/299 Esas, 2021/1499 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ... ...’den kalan taşınmazların paylaşılması için tüm mirasçıların dava dışı ... ...’e vekaletname verdiklerini, ancak daha sonra kardeşler arasında anlaşma sağlanamadığından anılan vekaletname ile işlem yapılmadığını, bir kısım kardeşleri ile taşınmazlara ilişkin olarak açtıkları ortaklığın giderilmesi davası devam ederken dava dışı anneleri ...’nin talimatı ve yönlendirmesi ile vekil ... tarafından veklaletnamenin verildiği tarihten 5 yıl sonra ortaklığın giderilmesi davasını sonuçsuz bırakmak amacıyla taşınmazların taksim işleminin yapıldığını, taksimin kendisi ile birlikte dava dışı kardeşleri ... ve ...’in bilgisi dışında gerçekleştirildiğini, üç kardeş, vekaleten yapılan taksim sonucunda diğer mirasçılara verilen taşınmazlardaki miras paylarını almak için Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/638 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, ...’in bir süre sonra diğer kardeşler ile birlikte hareket ederek haber vermeksizin açtığı davadan feragat ettiğini, taksim sonucu mirasbırakandan intikal eden 122, 708 ada 4 ve 230 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda dava dışı kardeşi ... ile paydaş olduğunu, ...’in ortağı olduğu dava dışı şirketin yüksek miktardaki borçlarından dolayı hacizden korunmak amacıyla taşınmazdaki paylarını kendisine devrettiğini, bir süre sonra talimat vererek devrettiği payların davalı ...’a temlik edilmesini istediğini, ...’in, satış işleminin tapuda hazır olduğunu, imza atması gerektiğini söylemesi üzerine temlik işleminin gerçekleştirildiğini, ancak yalnız taşınmazdaki kardeşi ...’ten önceden bedelsiz aldığı payı davalıya devrettiğini zannederken kendi paylarının da devredildiğini 3. kişiden duyduğunu, 13/04/2015 tarihinde tapu müdürlüğünden tapu kayıtlarını aldığını ve durumu öğrendiğini, kendi paylarını devretme düşüncesi ve nedeni olmadığını, okuma yazma bilmediğini, dava dışı kardeşi ... ve davalı tarafından bu durumdan faydalanılarak kandırıldığını, satış bedelinin de ödenmediğini, böylelikle, usulsüz taksim sonucunda kendisine verilen taşınmazları satması halinde taksime rıza gösterdiği varsayılarak Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden davanın sonuçsuz bırakılmaya çalışıldığını, dava dışı ... ve davalının haksız kazanç elde etmek istediklerini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 122 parsel sayılı taşınmazın 75/2576 payının yarısının, 708 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3/16 payının yarısının, 230 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazları bedellerini ödeyerek satın aldığını, resmi satış senedinin aksinin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, davacının bu hususta tanık dinletmesine muvafakat etmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/06/2017 tarihli ve 2015/328 Esas - 2017/232 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/05/2018 tarihli, 2017/1300 Esas, 2018/613 Karar sayılı kararıyla, mahkeme kararının gerekçe bölümünde Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil kararının gerekçesine aynen yer verildiği, hile hukuksal nedenine ilişkin hiç bir açıklama veya değerlendirme yapılmadığı, kararın gerekçesiz olduğu, denetime elverişli bulunmadığı, ayrıca talepten fazlasına karar verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1 – a/6. bendi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. bendi gereğince kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/09/2020 tarihli ve 2018/359 Esas - 2020/282 Karar sayılı kararıyla, davacının dava konusu taşınmazların satışında esaslı hataya düştüğü, dava dışı ...'ten kendisine intikal eden payı devretmek isterken bununla birlikte kendi payını da devrettiği, davalı tarafın bu durumu bildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 708 ada 4 parselin 3/32 payının, 230 ada 1 parselin 43/100 payının, 109 ada 7 (eski 122) parseldeki payın 469,45 m²'sinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, davacının talebinin hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali tescil olduğunu ancak yerel Mahkemenin davanın hata hukuki nedeni yönünden inceleme yapılıp kabul kararı verildiğini, temlik tarihleri dikkate alındığında 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, davacının dava dilekçesi ve Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/638 Esas sayılı davasında 02/07/2015 tarihli celsedeki beyanlarının, hatalı bir işlem var ise bunu en başından beri bildiğini gösterdiğini, hilenin varlığının kabulünün satış sırasında hazır bulunan ve yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarıyla çeliştiğini, davacının muvazaa iddiasınının tanıkla ispat edilmeyeceğini, yazılı delilin bulunmadığını, davacının dava dışı kardeşi ...'e taşınmazların satış bedelini banka aracılığıyla ödediğini, bedeller arasındaki farkın tek başına davanın kabulü sonucunu doğrumayacağını, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazların bedelini davacıya ödediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 tarihli ve2021/299 Esas - 2021/1499 Karar sayılı kararıyla, davada hile hukuki nedenine dayanıldığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, hile iddiasının sabit olduğu, yerel mahkemenin kabul kararının sonuç itibarıyla doğru olduğu ancak, hükümde 109 ada 7 parsel hakkında pay iptal ve tescili yerine, bir kısım alanın (ki, bu alan da eski parsele ilişkindir) m² cinsi üzerinden karar verilmesinin, hükmün infazında tereddüte neden olacağı gerekçesiyle bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, yerel mahkeme kararının ...nun 353/1-b-2. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki hile hukuki sebebine ilişkin itiraz nedenlerini yineleyerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3). Paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 23.100,53 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.