Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5640 E. 2024/475 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin mülkiyete dayalı olup olmadığı ve zilyetliğin kesintisiz ve malik sıfatıyla devam edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarına dayanılarak davacıların zilyetliğinin mülkiyete dayalı olduğuna ve zilyetliğin kesintisiz ve malik sıfatıyla devam ettiğine dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/31 E., 2019/223 K.

DAVACILAR : ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...

DAVALILAR : Hazine, ... Köy Tüzel Kişiliği

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... ve ... vekili dava dilekçesinde; davacıların kardeş çocukları olduğunu, ... ili ... ilçesi ... köyünde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen 154 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların 50 yılı aşkın süredir davacıların zilyetliğinde olduğunu, dava konusu taşınmazların davacı ...'a babasından intikal ettiğini, davacı ...'e ise babası ...'in zilyetliği devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini; 23.01.2015 tarihli dilekçesi ile de davacı ..., ... ve ...'ın davacı sıfatıyla davaya dahil edilmelerini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.03.2015 tarihli ve 2010/121 Esas, 2015/69 Karar sayılı kararıyla; davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle dava konusu 154 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 11.11.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 4.312,00 metrekare yüzölçümündeki kısmı yönünden tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı ... ve ... adına, 154 ada 25 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 8.026,00 metrekare kısmı yönünden tapu kaydının iptali ile davacılar ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarihli ve 2015/17581 Esas, 2017/8202 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının temini ile hava fotoğrafı incelemesi yapılması, yeniden keşif yapılarak üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınması, davacıların dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin tespiti için mahalli bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hava fotoğraflarının incelenmesi neticesinde sunulan jeodezi bilirkişisi raporunda, 1967, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında dava konusu alanlarda kullanım ve imar ihyanın olmadığının belirtildiği, ziraat bilirkişi heyeti raporunda dava konusu alanların özel mülkiyete konu edilecek özellikler taşımadığının ifade edildiği, bu nedenlerle kadastro tespitinden önce dava konusu taşınmazın ekonomik amaca uygun olarak nizasız ve fasılasız kullanımının ve imar-ihyanın varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararı öncesi alınan bilirkişi raporu ile bozma kararı sonrası alınan raporların çelişkili olduğunu, bu çelişkiler giderilmeden davanın reddine karar verildiğini, jeodozi mühendisi bilirkişinin raporunun gerçekleri yansıtmadığını, dava konusu taşınmazlara ilişkin 1967 tarihli hava fotoğrafında her iki parselde de sık ağaçlar bulunmasına rağmen imar-ihya olmadığının belirtildiğini, imar-ihya olmadığı takdirde dava konusu yerde ağaçların yetişmesinin mümkün olmadığını, taşınmaza komşu parsellerin kültür arazisi olarak tescil edildiğini, 2002 tarihli hava fotoğrafından dava konusu parsellerde kullanım olmamasının nedeninin 1990'lı yıllarda yaşanan yoğun terör olaylarından kaynaklanmış olabileceğini, mahalli bilirkişi beyanları ile davacıların zilyetliğinin ortaya koyulduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...