Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5709 E. 2024/1594 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra çocukları arasında miras paylarının devrine ilişkin açılan tapu iptal tescil ve senet iptali davaları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının miras payını devrettiğine dair senetteki imzanın kendisine ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilmesi ve davacının miras payını kardeşlerine hibe ettiğinin anlaşılması gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına, ancak vekalet ücretinin hatalı hesaplanması nedeniyle bu hususta kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/262 E., 2022/267 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda;davanın reddine karar verilmiştir.

Karar asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, asıl davada; ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 11, 24, 76, 17, 40, 50, 52, 122 ada 16, 112 ada 5, 8, 113 ada 6, 126 ada 81 ve 82 parsel sayılı taşınmazların, birleştirilen 2013/106E. sayılı davada ise 114 ada 41, 45, 49, 15, 8 , 122 ada 1, 17, 124 ada 2, 125 ada 8, 15, 126 ada 80, 113 ada 1, 5, 129 ada 7, 112 ada 4, 9 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...’den intikal ettiğini, kadastro çalışmalarında davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiş; birleştirilen 2014/65E. sayılı davada da okuma yazma bilmediğini, senedi imzalamadığını belirterek 09.12.2004 tarihli senedin iptalini talep etmiş; davacı vekili 14.02.2014 tarihli duruşmada 122 ada 1 parsel yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’den kaldığını, ancak davacının miras payını 09.12.2004 tarihli senet ile kendisi ve kardeşi ...’ya devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş; 15.11.2013 tarihli duruşmada ise taşınmazların mirasbırakan İsa’dan kaldığını, davacının imzaladığı senetler olduğunu belirtmiştir.

III. MAHKEMENİN KARARI

Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi 04.06.2015 tarih 2013/107 E., 2015/349 K. sayılı kararı ile davacının tek başına terekeye iade talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.11.2019 tarihli 2019/3632 E., 2019/7566 K. sayılı kararıyla; 114 ada 17 parsel dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı olduğundan pasif husumetten reddi gerektiği belirtilerek karar düzeltilerek onanmış, diğer taşınmazlar yönünden tarafların mirasçı olduğu, isin esasına girilerek pay oranıyla sınırlı karar verilmesi için karar bozulmuş, davalıların karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi 16.05.2022 tarihli 2021/262 E., 2022/267 K. sayılı kararı ile davacının senetle tüm miras payını devrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili temyiz dilekçesinde; imzanın ve belgenin geçerli olmadığını, vekalet ücretinin fazla verildiğini, harcı ikmal edilen payının değeri üzerinden olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen 2013/106 E. sayılı dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen 2014/65 E. sayılı dava, senedin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 15 inci maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Mirasbırakan 1898 doğumlu ...’in 14.07.1979 tarihinde ölümü ile geride çocukları davacı ..., davalı ..., dava dışı ölen çocukları ..., ... ve ... mirasçıları ile 2002 yılında ölen oğlu ...’nın çocukları ..., ..., ... ve davalı ...’un mirasçı olarak kaldığı, asıl dava konusu 114 ada 11 parsel (1.100,08, tarım arazisi-susuz tarla), 112 ada 5 parsel (1.076,94 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 112 ada 8 parsel (1.002,48m2, tarım arazisi-susuz tarla), 113 ada 6 parsel (996,68m2, tarım arazisi-susuz tarla), 126 ada 81 parsel (1.382,09 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 126 ada 82 parsel (635,37m2, tarım arazisi-susuz tarla) nitelikli taşınmazların senetsizden irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinden ... adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 15.04.2005 tarihinde kesinleştiği, 114 ada 24 parsel (5.492,79m2,tarım arazisi-susuz tarla), 114 ada 40 parsel (3.560,03 m2, 2 katlı kargir ev ve tarla), 114 ada 50 parsel (3.585,58m2, tarım arazisi-susuz tarla), 114ada 52 parsel (718,43m2, tarım arazisi-susuz tarla), 122 ada 16 parsel (7.343,90m2,fındıklık) sayılı taşınmazların senetsizden aynı şekilde yapılan tespitine, davacının kardeşi ... mirasçılarının itirazı üzerine, Kadastro Mahkemesinin 2005/255 E., 102 K. sayılı kararı ile (tarafların anlaşması üzerine) davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazların davalı adına tesciline karar verildiği, kararın 08.12.2005 tarihinde kesinleştiği ve hükmen adına tescil edildiği; dava konusu 114 ada 76 parsel (1.396,08m2, tarım arazisi susuz tarla) nitelikli taşınmazın ise 114 ada 51 parselin 3. kişiler adına yapılan tespitine davalı ... tarafından itiraz edildiği, Kadastro Mahkemesinin 2005/124 E., 291 K. sayılı kararı ile kısmen kabul ile taşınmazın ifraz edildiği ve 114 ada 76 parselin davalı adına tesciline karar verildiği, kararın 02.11.2005 tarihinde kesinleştiği ve hükmen davalı adına tescil edildiği; 114 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 15.04.2005 tarihli kadastro işlemi ile dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı olduğu; birleştirilen dava konusu 113 ada 1 parsel (139,31 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 113 ada 5 parsel (2.123,89 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 114 ada 8 parsel (1.216,24 m2, fındıklık), 129 ada 7 parsel (2.673,57 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 112 ada 4 parsel (1.720,31 m2, kargir ev ve bahçe),112 ada 9 parsel (411,50 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 114 ada 15 parsel (7.287,29 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 124 ada 2 parsel (1.581,92 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 125 ada 8 parsel (4.153,01 m2, tarım arazisi-susuz tarla) sayılı taşınmazların senetsizden irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinden ... adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 15.04.2005 tarihinde kesinleştiği; 114 ada 41 parsel (2.958,33 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 114 ada 49 parsel (4.432,48 m2, tarım arazisi-susuz tarla), 122 ada 17 parsel (5.761,05 m2, fındıklık), 125 ada 15 parsel (903,87 m2, fındıklık) sayılı taşınmazların senetsizden aynı şekilde yapılan tespitine itiraz üzerine, Kadastro Mahkemesinin yukarıda belirtilen 2005/255E., 102K. sayılı kararı gereğince hükmen 08.12.2005 tarihinde davalı adına tescil edildiği, 126 ada 80 parsel (5.885,71 m2, tarım arazisi-susuz tarla) sayılı taşınmazın ise dava dışı 3. kişi adına senetsizden yapılan tespitine davalı ... tarafından itiraz edilmesi üzerine Kadastro Mahkemesinin 2005/194 E.-177 K. sayılı kararı ile davanın kabul nedeniyle kabulü ile davalı adına tescile karar verildiği, kararın 02.09.2005 kesinleştiği, 114 ada 45 parsel (2.115,46 m2, tarım arazisi-susuz tarla) sayılı taşınmazın davalı ... adına 12.4.2011 tarihli trampa işlemi ile kayıtlı olduğu; 122 ada 1 parsel (172,58 m2, tarım arazisi-susuz tarla) sayılı taşınmazın davalı ... adına kadastro işlemi kayıtlı iken yargılama sırasında dava dışı 3. kişiye satıldığı; “TAŞINMAZ ZİLYETLİK DEVİR VE TESLİM SENEDİ” başlıklı 09.12.2004 tarihli davacı ..., davalı ... ve ... mirasçıları ile muhtar ve iki aza imzalı senette ... köyü, ... mahallesi hudutlarında mirasbırakan ...’den intikal eden payının tamamının davacı tarafından kardeşleri ... ve ...’e hibe edildiği, ... mirasçılarının da 02.05.2004 tarihinde mirasbırakanlarından intikal eden paylarını davalı ...’a sattıklarına ilişkin senet düzenledikleri, 09.12.2004 tarihli senetteki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 19.01.2022 tarihli raporu ile tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’den intikal ettiği, davacının, payını 09.12.2004 tarihli senetle kardeşlerine hibe ettiği gözetilerek asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup davaların birleştirilmesi durumunda da asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur.

Taşınmazın aynına ilişkin davalarda hükmedilecek vekalet ücreti, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi oranda belirlenir

Somut olayda, Mahkemece asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi asıl dava ve birleştirilen 2013/106 E. sayılı dava ayrı ayrı 30.000 TL, birleştirilen 2014/65 E. sayılı dava 5.000 TL değer gösterilerek açılmış olup davacının 04.06.2021 tarihinde 1.600 TL tamamlama harcı yatırdığı, asıl davada dava konusu 13 adet taşınmazın tamamının dava tarihinde keşfen saptanan değeri 454.697,11 TL olup davacının 24/144 miras payına isabet eden 75.782,85 TL olduğu, birleştirilen tapu iptali ve tescil davasına konu 16 adet (feragat edilen 122 ada 1 parsel değeri belirlenmediğinden hariç) taşınmazın tamamının değeri 544.836,38 TL olup davacının miras payına isabet eden 90.806,06 TL olduğu, davacının miras payı ve harcı ikmal edilen (tamamlama harcı olarak yatırılan 1600 TL’nin 93.690,52 TL'ye isabet ettiği gözetildiğinde asıl ve birleşen davanın hangisi/ne oranda dava değerinin artırıldığı açıklattırılarak) değer gözetilmek suretiyle ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının toplam değeri 999.633,49 TL üzerinden fazla vekalet ücretine karar verilmiştir.

Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi, davacı tarafından harcı ikmal edilen değer de gözetilerek asıl ve birleşen davalar yönünden davacının miras payına isabet eden değer üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilinin değinilen yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 inci maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün karar düzeltme yolu açık olmak üzere,27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.