"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Artvin ili Şavşat ilçesi Yeniköy Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 104 ada 13 parsel sayılı 904 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davalılar ve davacılar adına tespit ve tescil edildiğini, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmazın eşit oranda 1/4’er pay şeklinde davacılar adına tapuya tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit oranda tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Subaşı; yapılan kadastro tespitinin doğru olduğunu, tarafların kendi aralarında parselleri fiilen taksim ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2016 tarihli 2014/470 Esas ve 2016/248 Karar sayılı kararıyla; davacıların dava konusu parselin paylı maliki oldukları, bir kısım payı da diğer paydaşlardan 1987 yılında satın almak suretiyle üzerine dava konusu betonarme binayı yaptıkları, dava konusu edilen yerin mücavir alan sınırları içerisinde oluşu, dava konusu edilen yerde 1994 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında taşınmazın 3402 sayılı KK.md 15/2 ye göre belli payına göre tespitinin yapılmadığı, kadastronun yapıldığı tarih olan 1994 tarihi itibari ile dava konusu edilen yerin hali hazırda davacılara pay satışının yapılmış olduğu, ifrazı gerektirir bir durum var ise kadastro tespiti tarihi itibari ile o zamanki imar mevzuatı hükümlerine göre yapılması gerektiği, dosyada bulunan tapu kaydı ve kadastro tutanaklarının incelenmesinde; dava konusu edilen betonarme binanın yerinde bulunan tek katlı kargir binanın davacılara ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmek sureti ile belirlendiği, bu itibarla tapunun iptal edilmesini gerektirecek yasal dayanağın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın keşif heyetine gösterildiği, davalılar tarafından duruşmada ve keşif sırasında taşınmazın davacılara ait olduğunun kabul edilmesine ve tanık ve bilirkişi ifadelerine rağmen hukuka aykırı olarak davanın reddine karar verilmesinin, yanlış olduğunu, tapu kaydının düzeltilmesi davası açtıklarını, başkaca dava açmanın mümkün olmadığını belirterek ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu Şavşat ilçesi Yeniköy Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 13 parsel sayılı 904 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalılar ile davacılar adına paylı şekilde tespit ve tescil edilmiş, beyanlar hanesine bu yer üzerindeki bir katlı kargir evin maliklerinden Nuri, Alinaci, Fatma ve Naime Gümüş tarafından 1987 yılında yapıldığına dair şerh konulmuştur. 2015 yılında yapılan yenileme kadastrosu sonucu yüz ölçümü 898,59 metrekare olarak düzeltilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1992 yılında yapılarak, 15.02.1994 tarihinde kesinleştiği, buna göre kadastro tespitinin kesinleştiği 15.02.1994 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 30.12.2014 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle ret kararı verilmiş olması isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçesi açıklanan şekilde düzeltilmek suretiyle hükmün onanması gerekir.
VI. SONUÇ
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle gerekçesi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.