Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5883 E. 2022/6508 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu köy meydanı olarak tespit edilen ve tapuya tescil edilen taşınmaz ile tespit dışı bırakılan yol vasfındaki taşınmaz bölümü üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespiti kesinleştikten sonra on yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması nedeniyle köy meydanı olarak tespit edilen taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin karar onanmış, ancak tespit dışı bırakılan yol vasfındaki taşınmaz bölümü üzerindeki zilyetlik iddiasının araştırılmadan hüküm kurulması usul hükümlerine aykırı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : VARTO ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil ile tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, Varto Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/02/2019 tarihli ve 2018/489 E. - 2019/30 K. sayılı hükmünün HMK2nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde 60 yılı aşkın süredir zilyet olduğunu, dava konusu Varto ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 13 parsel sayılı taşınmazın 14 parsel sayılı taşınmazla bir bütün olduğunu belirterek, 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini ve 12, 20, 61 ve 119 parsellerin arasından geçip, dava konusu taşınmaza varan yolun adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Varto Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.02.2019 tarihli ve 2018/489 Esas, 2019/30 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın köy meydanı niteliğinde bulunması nedeniyle zilyetlikle edinilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın .... numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığı, kadastro çalışmaları sırasında vergi kaydı kapsamında kalan taşınmazların üçe bölündüğü, ayrıca 13 parsele yol yapıldığını, tamamı kendilerine ait olan taşınmazlar arasında mera olmasının mümkün olmadığını, davada hak düşürücü sürenin uygulanma imkanı bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 03.06.2022 tarihli 2019/1036 Esas, 2022/1025 Karar sayılı kararı ile; davanın; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre içinde, kadastro tespit gününden önceki hakka dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın tutanağının 08/03/1978 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 07.09.2918 tarihinde açıldığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı, istinaf dilekçesini tekrarla, dava kosnusu taşınmazların vergi kaydı kapsamında kaldığını, 13 parsele ilişkin davanın terör olayları nedeniyle sonraya bırakıldığını, vergi kaydı kapsamının 13, 14 ve 19 parselleri kapsadığını, ayrıca 12, 13, 14, 20, 61 ve 119 parseller arasından geçen ve 13 parsele ulaşan bir yol da olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemi ile davacının 13 parsele ulaşan yol olduğu iddiasında bulunduğu taşınmaz bölümü yönünden kadastro sırasında tespit harici bırakılan bölümün zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapuya tescili istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 08.03.1978 tarihinde kesinleştiği, yapılan çalışmalarda 13 parsel sayılı taşınmazın köy meydanı olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

3.2.4. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Davacının 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyizi incelendiğinde; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1977 yılında “köy meydanı” olarak yapıldığı ve 29.11.1978 tarihinde kesinleştiği dosyaya getirtilen tapu kayıtlarıyla saptanmıştır. Davacı ise kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazlarının tapu kaydının oluştuğu 1978 yılından davanın açıldığı 07.09.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.2. Davacının vergi kaydı kapsamında kalıp, yol olarak tespit harici bırakılan alanda kaldığı iddiası ile açtığı tescil davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamından, davacının, 13 parsel ile birlikte, vergi kaydı kapsamında kaldığını belirttiği yolun adına tescili isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sırasında bu iddiaya yönelik bir araştırma ve inceleme ile değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, davacının dava konusu ettiği alan tespit edilerek, davada taraf koşulu değerlendirilmeden ve dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının, 13 parsele yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davacının 13 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,

2. Davacının yola ilişkin temyiz itirazlarının (V/3.3.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle kabulü ile HMK.'nın 371. maddesi gereğince Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın talep halinde yatırana iadesine, 06.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.