Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5893 E. 2023/3295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıların hileli davranışları sonucu üzerinde anlaştıkları dükkan yerine aynı binadaki meskenin kendisine devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hile iddiasını ispatlayamaması ve tapulu taşınmazların sözlü satış vaadiyle devrinin mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararı, davalıların vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/287 E., 2022/59 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden husumet yönünden usulden reddine; davalı ... yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden esastan, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili (katılma yoluyla) tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalılar ile dükkan niteliğindeki 29 no.lu bağımsız bölümün satışı hususunda anlaştıklarını, davalılara bu taşınmaz için 800.000,00 TL satış bedeli ödediğini ancak davalılar tarafından hile ile iradesinin sakatlanması neticesinde 29 no.lu bağımsız bölüm yerine aynı taşınmazda yer alan mesken niteliğindeki 2 no.lu bağımsız bölümün kendisine devredildiğini ileri sürerek 29 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın devri hususunda davacı ile bir iletişimlerinin olmadığını, bu hususta davacının gayriresmi birliktelik yaşadığı dava dışı ... ile görüşüldüğünü, davacının inşaat işleriyle uğraşmakta olup satış konusunda gerekli bilgi ve donanıma sahip olduğunu, ödeme dekontlarının ehemmiyetini de bilecek durumda bulunduğunu, davacının kötü niyetli olup davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... yönünden dava konusu 29 no.lu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğu, davalı ...'un dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddine; davalı ... yönünden ise, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, dava hile olarak nitelendirilse de bunun hatalı ve eksik olduğunu, ikame edilen davanın temel dayanağını taraflar arasında sözlü de olsa yapılmış bulunan bir gayrimenkul alım - satım akdinin oluşturduğunu, tarafların iradelerinin birleşmesi halinde şekle aykırılığının dürüstlük kuralları gereğince ileri sürülemeyeceğini ve bu hususun hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceğini, davacının taşınmazın bedelini ödemesine rağmen karşı tarafın mülkiyeti devretme edimini yerine getirmediğini, tüm dosya kapsamından satışın dava konusu dükkana ilişkin olduğunun sabit olduğunu, tapuda gösterilen bedelin dükkanın rayiç bedeli olduğunu, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerini, davalı ... yönünden husumetten ret kararı verilmesine rağmen davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından yeni bir sözleşme ilişkisi kurulmasının talep edilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken hilenin oluşmadığı gerekçesiyle ret kararı verilmesinin doğru olmadığı; her ne kadar davacı, istinaf dilekçesinde eldeki davada harici satış sözleşmesine dayandıklarını ifade etmiş ise de, gerek dava dilekçesi içeriği ve gerekse yargılama boyunca bu yönde iddiada bulunulmaması nedeniyle istinaf aşamasında bu iddiaya dayanılamayacağından ve ayrıca ilgili mevzuat uyarınca tapulu taşınmazlar harici satış sözleşmesine konu edilemeyeceğinden, edilse dahi tarafa tescil talep etme hakkı vermeyeceğinden belirtilen istinaf sebebine değer verilemeyeceği; davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretini geçmeyecek şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedildiği, davacının bu yöne değinen istinaf sebebinin yerinde olduğu, gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf talebinin belirtilen nedenlerle sınırlı olmak üzere kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu (HMK) 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden esastan, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili (katılma yoluyla) temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili, sözlü satış sözleşmesine tüm yargılama boyunca değindikleri halde Bölge Adliye Mahkemesince, sadece istinaf aşamasında değinildiğine yönelik yapılan tespitin hatalı olduğunu, satış bedelini alıp taşınmazın mülkiyetini devretmeyen davalının, sözlü satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamasından dolayı geçersiz olduğuna yönelik davranışının hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceğini, iddialarının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili, husumetten ret kararının usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karar olduğunu, maktu yerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesi; ''Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 29 no.lu dükkanın davalı ... adına kayıtlı olduğu, davacının dava dışı 2 no.lu meskeni 31.03.2020 tarihinde davalı ...'ten satış suretiyle temlik aldığı ve 09.10.2020 tarihinde dava dışı Mücahit'e devrettiği sabittir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin aksine, davacının talebi yeni bir sözleşme ilişkisi kurulması olmayıp hile hukuki sebebiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu nedenle hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddi sonucu itibariyle doğrudur.

5. Davada, hileli eylem niteliği gereği haksız fiil olup davacının, davalıların eylemi birlikte gerçekleştirdiklerini ispatlayamadığı sonucuna varılmakla, her iki davalı hakkında da davanın esastan reddine karar verilip, ret sebebi aynı olduğundan davalılar yararına tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı ... hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir.

6. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekili ile davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 1. fıkrasının;

(A) bendinde yer alan, "pasif husumet yokluğundan" ibaresinin hükümden çıkartılmasına,

(F) ve (G) bentlerinde yer alan, "Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/2.maddesi gereğince 5.100,00 T.L.vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine," ve "Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 67.050,00 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine, " cümlelerinin tümden hükümden çıkartılmasına, bu iki bendin yerine (F) bendi olarak; "Davalılar ... ve ... kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 67.050,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara ödenmesine," cümlesinin yazılmasına, takip eden bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.