Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5927 E. 2023/2863 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vefatı sonrası alınan hatalı veraset ilamına dayanılarak yapılan tapu intikali işleminin yolsuz tescil oluşturup oluşturmadığı ve davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hatalı veraset ilamına dayanılarak yapılan tapu intikalinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescil talebinin haklı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü, hükmün kuruluş biçimi ve harç yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı annesi ... ...'ın 14.10.2012 tarihinde ölümünden sonra alınan hatalı veraset ilamı ile miras hakkı ketmedilerek mirasbırakanına ait 447 ve 595 parsel sayılı taşınmazların intikali sağlandıktan sonra mirasçılar Hakkı ... ve ... Anlı'nın taşınmazdaki paylarını davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiklerini, intikale esas alınan veraset ilamının iptali için açtığı davanın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/690 Esas sayılı dosyası ile kabul edilip kararın kesinleştiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacı ile anne bir kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazların gerçekte mirasbırakan babası ... ... tarafından satın alındığını, onun satış bedelinin bir kısmını ödedikten sonra ölümü üzerine satış bedelinin geri kalan kısmının en büyük kardeşleri tarafından ödendiğini, yaşlarının küçük olması sebebiyle taşınmazın anneleri ... adına tescil edildiğini, taksim sonucu, davacıya ve anneleri ...'nın başka bir eşten olma kızına da hakları olmadığı halde dilekçe ekinde sunduğu taksim krokisinde 1000'er m2'lik yer gösterdiklerini ve kendilerine ilettiklerini, onların da bu hususta bir itirazda bulunmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu, davalının fiili taksim olgusunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davacının da kabulünde olduğuna göre davacı dışında mirasbırakan ...'nın çocuğu olmasına rağmen hanesinde kayıtlı olmayan bir mirasçısının daha bulunduğunu, hasımlı veraset ilamı alınması için açılacak dava sonucunda mirasbırakanın tüm mirasçılarının tespiti gerekirken davacı tarafından alınan hasımlı veraset ilamında davacının anne bir kardeşi olan dava dışı ... Anlı (...)in mirasçı olarak gösterilmediğini, ... ... mirasçılarının davacının ve dava dışı ...'in mirasçılığına bir itirazlarının bulunmadığını, ancak 1997 yılında tüm mirasçılar arasında imzalanan taksim sözleşmesinin dikkate alınması gerektiğini, taksim sözleşmesi ile davacının dava konusu taşınmazlardaki hakkının koruma altına alındığını, davalı ...'in ketmi vereseye bir dahlinin olmadığını, kötüniyetli kabul edilerek Mahkeme masrafı ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğunu, taşınmazlar üzerindeki evlerin davacıya ait olmadığını, bu husus davacının da kabulünde olduğundan dava değeri belirlenirken muhdesatların değerlerinin dikkate alınmaması gerektiğini, harç ve avukatlık ücretinin zemin değeri üzerinden saptanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile itiraz nedenlerini gözeten yargılama yapılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'nin 1/5 miras payı olmasına rağmen hatalı veraset ilamına göre yapılan intikal işlemi ile davacıya taşınmazlarda pay verilmediği, intikale esas veraset ilamı iptal edilmiş olmakla tescilin yolsuz hale dönüştüğü, davada taraf olmayan ... yönünden inceleme yapılamayacağından davalının bu husustaki istinafının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar taşınmazlarda elbirliği halinde mülkiyetin bulunduğuna ilişkin tespit ile karar verilmiş ise de taşınmazların davalılar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu ancak bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği, davalının taşınmazlardaki evlere yönelik talebi yargılama aşamasında ileri sürülmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 357. maddesi uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülmesi halinde incelenmeyeceği, davanın kabulünün yerinde olduğu, ancak davalılar adına olan tapu kayıtlarının hasımlı veraset ilamına göre davacının 1/5 payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, kalan kısmın davalılar adına ipkasına karar verilmesi, harç kamu düzenine ilişkin olmakla davacının payına göre dava değeri olan 209.191,00 TL üzerinden harç alınmasının gerektiği, vekalet ücreti yönünden harcı yatırılan değer üzerinden, davacı da istinafa gelmediğinden İlk Derece Mahkemesi gibi karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı hükmün kuruluş biçimi ve harç yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesince itirazlarının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirtip kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ketmi verese (yolsuz tescil) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”, 1025/1-2. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 10.716,83 TL

bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.