Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5934 E. 2023/7581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın mülkiyeti iddiasıyla açılan tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmaz üzerinde davacı ve asli müdahilin ekonomik amaca uygun zilyetliklerini ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/245 E., 2022/30 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı; Kahramanmaraş ili, Ekinözü ilçesi, ... köyünde bulunan yaklaşık 90 m2’lik alanın kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakıldığını, oysa taşınmzın yol ile ilgisinin bulunmayıp uzun yıllardır kendisinin zilyetliğinde olduğunu, dava dışı 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın adına tesciline karar verilmesine ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/93 E. 2003/188 K. sayılı dosyasında alınan krokide ve tapu kaydında çekişmeli alanın yol olarak gözükmediğini ileri sürerek yol olarak tescil harici bırakılan kısmın adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.

2.Asli müdahil ...; dava konusu taşınmazın davacıyla bir ilgisinin bulunmadığını, davacının bahsettiği dava dosyasında gösterilen sınırların dava konusu taşınmazı kapsamadığını, dava konusu taşınmazın 70-80 yıldır kendi zilyetliğinde olduğunu ve kendisine ait 126 ada 109 parselin içinde kaldığını ileri sürüp taşınmazın adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2015 tarihli ve 2011/929 E. 2015/591 K. sayılı kararıyla; asli müdahilin davasının reddine, davacı yönünden ise iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 23.06.2014 tarihli ek raporda (a1), (a2), (a3), (b1) ve (b2) olarak gösterilen toplam 52,75 metrekarelik kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.05.2019 tarihli ve 2016/7902 E. 2019/3692 K. sayılı kararıyla; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkilinin sağlanması, TMK’nın 713/4 üncü maddesi gereğince yasal ilanların yaptırılması ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahalli bilirkişi, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından dava konusu edilen (A1), (A2), (A3), (B1) ve (B2) harfleri ile gösterilen yerlerin evveliyatında kanal olduğu ve davacının tarlasını sulamak maksadı ile kullandığı, fakat taşınmazları evveliyatından bu yana hiç kimsenin ekip biçmek suretiyle tasarrufta bulunmadığı, yine bilirkişi raporunda dava konusu alanların sulama arkı ve patika yol olarak kullanıldığının tespit edildiği, dolayısıyla gerek davacının gerekse asli müdahilin dava konusu taşınmazlarda ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asli müdahilin ve davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının maliki olduğu dava dışı 125 ada 1 ve 126 ada 101 parsellerin kadastro tespitinde Ekinözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/93 E. 2003/188 K. sayılı hükmen tescil kararı ile tapuya kaydedilen 81 sayfa ve 1 sıra numarasındaki tapu kaydının uygulandığını, dava konusu edilen alanların da anılan Mahkeme kararına dayanak olan krokinin sınırları içinde yer aldığının fen bilirkişisi raporunda belirtildiğini, anılan kararın dava konusu alanlar için kesin hüküm oluşturduğunu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu alanların davacıya ait sulama arkı olduğunun anlaşıldığını, başka hiç kimsenin kullanımında bulunmadığını, taşınmazların tarla olarak kullanılmasının mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.2007 yılında Kahramanmaraş ili, Ekinözü ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz yol olarak tescil harici bırakılmıştır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla, davacı mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı mirasçıları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçılarından alınmasına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.