"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/85 E., 2022/155 K.
İHBAR OLUNANLAR : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilleri Avukat ..., Avukat ..., ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2016 tarihli 2015/4504 Esas 2016/9283 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyünde 1977 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen taşınmaz bölümünün 1976 yılında köy tüzel kişiliğinden ..., ... ve ... tarafından satın alınıp üzerine iki katlı bina inşa edildiğini, daha sonra bu bölümün davacıya satıldığını ileri sürerek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, tespit harici bırakılan taşınmazın tespitinin 1984 yılında kesinleştiğini, tespit harici bırakma işlemi de bir kadastral işlem olup tespit tarihinden bu yana on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden zilyetliğe dayanarak dava açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...köyü muhtarlığı cevap dilekçesinde, taşınmazın kadimden beri yol olması nedeniyle kadastro harici bırakıldığının krokileriyle sabit olduğunu, bu nedenle kamulaştırma evrakları celp edilerek TCDD ve Karayollarının davaya katılımının sağlanmasını talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.02.2014 tarihli ve 2010/31 Esas, 2014/132 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, 14.06.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 802,93 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı Köy Muhtarlığı, ... tarafından esasa ve yargılama giderlerine, ihbar olunan ... vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak ayrı ayrı temyiz talebinde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2016 tarihli 2015/4504 E- 2016/9283 K. sayılı kararıyla; “6360 sayılı Kanun gereğince ... Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkilinin sağlanması, yapılan araştırma ve incelemenin karar için yetersiz olduğu açıklanarak dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek yöntemince incelettirilmesi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, inşaat mühendisi, jeolog bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılması, taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı hususunun netleştirilmesi, çekişmeli taşınmazın kuzeyinde TCDD’ye ait taşınmaz olduğu anlaşılmakla varsa kamulaştırma evrakı istenip dosyaya getirtilmesi, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin belirlenmesi, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının belirlenmesi bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinden toplanan tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ayrıca kabule göre de TMK'nın 713/3 üncü maddesi uyarınca yasal hasım olması nedeniyle davanın kabulü halinde Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişisinin harç ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı belirtilerek” karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2019/106 Esas, 2021/55 Karar sayılı kararıyla; hava fotoğrafları incelemesinde 1975 yılında yapıların gözükmediği, 1990 ve 1993 yıllarındaki hava fotoğraflarında yapıların olduğu ancak imar ve ihyanın bu tarihler itibarı ile tamamlanmadığının belirtildiği, tescil dışı yer üzerine bina yaparak kullanmaya başlamanın ihya kapsamına girmeyeceği ve taşınmazda imar ihya işleminin tamamlanmamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E.Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemenin verdiği ret kararının hatalı olduğunu, resmi senede değer verilmediğini,eklemeli zilyetliğin 33 yıl olduğunu,taşınmaz üzerine 1976 yılında bina yapıldığının sabit olduğunu, köy tüzel kişiliğinden satın alan kişilerden davacının 1989 yılında satın aldığını aralıksız kullanıldığını, yasada arana şartların davacı lehine geçekleştiğini, dava konusu taşınmazın köy arsası niteliğinde olduğunu,yol vasfında olmadığını, hiçbir zaman yol olarak kullanılmadığını,bilirkişi raporunda imar ihyanın tamamlanmadığı belirtilmiş ise de ne kadar kaldığı hususunun açıklanmadığını, bina yapmanın imar ihya olarak kabul edilemeyeceğinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmaz üzerinde 36 yıllık bina bulunduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmaz bölümü, 1977 yılında ... ilçesi, ...mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılmıştır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...