Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5936 E. 2023/2294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından imar-ihya, satın alma ve eklemeli zilyetlik yoluyla iktisap edildiği iddia edilen ve koruma havzası içinde bulunan taşınmazın tapuda davacı adına tescil edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Nizalı taşınmazın koruma havzası ilan edildikten sonraki zilyetliğin hukuki değer taşımaması ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının koruma alanına alınma tarihinden önce de oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacı vekili Avukat Hayati Yılmaz ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava dışı 1396 parsel sayılı taşınmaz ile bu taşınmazın sınırında bulunan tescil harici yerde bulunan nizalı taşınmaz bölümünün 2010 yılında müvekkili tarafından ...’dan satın alındığını, taşınmazın ... tarafından imar-ihya edildikten sonra kullanılmaya başlandığını ve daha sonra müvekkiline satıldığını, nizalı taşınmaz bölümünde eklemeli şekilde zilyetlikle iktisap koşullarının müvekkili lehine oluştuğunu ileri sürerek, nizalı taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın bulunduğu yerin ... Baraj Gölü’nün kısa mesafeli koruma alanında bulunduğunu, bu alanın 1984 yılında içme suyu havzası olarak ilan edildiğini, koruma alanında bulunan bu tür taşınmazların özel mülkiyete konu olmamasının kamu menfaati açısından daha uygun olduğunu, taşınmazın koruma alanında kaldığının ilan edildiği tarihten itibaren artık üzerinde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun olduğunun kabul edilemeyeceğini, kaldı ki taşınmazın 1980 yılında ... nazım imar planı içerisine alındığını, imar planı kapsamındaki taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek, Mahkemece taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davada Kadastro Mahkemesinin görevli olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, öncelikle nizalı taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden ise taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; nizalı taşınmazın 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, davacının nizalı taşınmaz bölümü ile taşınmazın sınırında bulunan dava dışı 1396 numaralı kadastro parselini satın aldığını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı, mahallinde yapılan keşif sonrası dosya arasına aldırılan, hava fotoğraflarının da incelendiği bilirkişi raporlarından, nizalı taşınmazın 1987 yılında kısmen tarım arazisi olarak kullanıldığı, imar-ihyasının 1993 yılında tamamlandığı, taşınmazın bulunduğu yerin ise 21.04.1987 tarihinde ... Barajı kısa mesafeli koruma havzası içerisine alındığı, taşınmazın koruma havzası içerisine alındığı tarihten itibaren, üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuki kıymet taşımayacağından davanın reddine karar vermek gerektiği, her ne kadar davalı Hazine vekili tarafından, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi talep edilmiş ise de, yargılama sırasında nizalı taşınmaz bölümünün de içerisinde bulunduğu alan idari yoldan Hazine adına tescil edildiğinden, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmaz bölümünün 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, ...’un dava dışı 1396 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan nizalı taşınmaz bölümünü imar-ihya edip tarım yapılabilecek hale getirdikten ve 2010 yılına kadar zilyet ettikten sonra 1396 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte müvekkiline sattığını, kısa mesafeli koruma alanında kalan taşınmazların tarla olarak kullanılmasının hukuken de fiilen de mümkün olduğunu, nizalı taşınmazın kamusal alan niteliğinde bulunmadığını, taşınmazın bulunduğu yerde kamulaştırma işlemi de yapılmadığını, şahıslar tarafından açılıp davanın kabulüne karar verilen emsal dosyalar da bulunduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın TMK'nIn 713/1 ve 3402 sayılı KK'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, nizalı taşınmazın bulunduğu ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarının 15.05.1972 tarihinde kesinleştiği, nizalı taşınmazın bulunduğu yerin 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi uyarınca tescil harici bırakıldığı, taşınmazın ... Barajı kısmen kısa, kısmen de orta mesafeli koruma alanı sınırları içerisinde kaldığı, koruma alanında kalan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin, taşınmazların koruma alanı kapsamına alındığı tarihten sonra hukuki kıymet taşımayacağı, tüm dosya kapsamına göre, nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının, taşınmazın koruma alanına alındığı tarihe kadar oluşmadığı gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kısa mesafeli koruma alanında bulunan taşınmazların bir çoğunun şahıs taşınmazları olduğunu, İSKİ tarafından bu taşınmazların kamulaştırılmadığını, kaldı ki İSKİ kısa mesafeli koruma alanlarında kalan taşınmazlarla ilgili tarım yasağı bulunmadığını, bir taşınmazın imar planı kapsamında kalmasının da zilyetlikle taşınmaz kazanılmasına engel olmadığını, İSKİ Su Havzaları Yönetmeliğinde mutlak veya kısa mesafeli koruma alanlarında kalan taşınmazlarda tarım yapılmasını engelleyici bir hüküm bulunmadığını, doğal sit alanlarının dahi zilyetlikle iktisap edilebileceğini, 1995 yılında yapılan, 1996 yılında su tutan bir barajla ilgili olarak, zilyetlikle iktisap şartlarının 1984 yılına kadar aranmasızın hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın kamusal alan niteliğinde olmadığını, öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde bahsi geçen imar planlarının, onaylanmış veya nazım imar planları olduğunu, ... planların imar planı olarak kabul edilmesinin zorlama bir yorum olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; imar-ihya, satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. 1972 yılında ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz tescil harici bırakılmış, bilahare yargılama sırasında nizalı taşınmaz bölümünün de içinde bulunduğu yer 1785 parsel numarasıyla ve hali arazi vasfıyla idari yoldan Hazine adına tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı taraftan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine,

Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.