Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6087 E. 2023/2685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, vekilin hatası nedeniyle tapuda adı yazılan davalının, taşınmazın gerçek maliki olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin hatasıyla davalı adına düzenlenen resmi senedin, iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde davalıya mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve taşınmazın gerçek malikinin, ödemeleri yapıp taşınmazı kullanan davacı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin çekişmeli 1417 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü 1987 yılında bankadan kredi kullanarak ... Belediyesinden satın aldığını, kredi borcunu bitirdiğini ve 1989 yılından beri bu taşınmazda oturduğunu, ancak sonradan aynı baba ismine sahip davalının tapudaki işlemler sırasında hata yapıldığı ve taşınmazın gerçek maliki olduğu iddiasıyla tahliye istediğini, ne var ki davalının konut bedelini ödemediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2016 tarihli ve 2014/712 E. 2016/297 K. sayılı kararı ile; davalı adına oluşan tapu kaydının resmi senetle gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 23.06.2021 tarihli ve 2019/2654 E. 2021/3473 K. sayılı kararıyla “... somut olaya bakıldığında; taşınmazın yapılan kur’a çekimi sonrasında davacıya isabet ettiği, ödemelerin davacı tarafından yapıldığı ancak temlike esas tescil senedinin düzenlemesi sırasında hem davacının hem de davalının vekillerinin aynı olması ve isim benzerliği sonucunda sehven davalıya ait vekaletnamenin kullanıldığı, tapu kütüğünde ise gerçek alıcı olan davacının isminin yazıldığı, aradan geçen yirmi yedi yıl sonra idari işlem ile davacıdan habersiz olarak tapu sicil kaydının senede uygun hale getirildiği, bu süre zarfında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı, bu hali ile taşınmazın gerçek malikinin davacı olduğu anlaşılmakla, alıcı vekili tarafından yapılan hata sonucunda davalı lehine resmi senet düzenlenmiş olmasının, iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde davalıya bir hak kazandırmayacağı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 02.12.2021 tarihli ve 2021/9455 E., 2021/7461 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kur'a çekimi sonrasında davacıya isabet ettiği, tescil işlemleri sırasında tarafların vekillerinin aynı olduğu ve davalıya ait vekaletnamenin kullanıldığı, ancak tapu kütüğünde davacının isminin yazıldığı, taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı, tapu sicil kaydının resmi senede uygun hale getirilmesi için davalı tarafça 21.10.2014 tarihinde talepte bulunulduğu ve düzeltme sonucunda taşınmazın davalı adına kaydedildiği, vekil tarafından yapılan hatanın davalıya hak kazandırmayacağı, taşınmazın gerçek malikinin davacı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, resmi akitte müvekkilinin kimlik bilgileri ve fotoğrafı kullanılarak işlem yapıldığını, tapu kütüğünde hatalı olarak davacının adı yazılı olduğunu, çelişkinin giderilmesi için müvekkilinin 21.10.2014 tarihinde talepte bulunduğunu ve düzeltme sonucunda taşınmazın müvekkili adına kaydedildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 ... maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.937,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.