Logo

1. Hukuk Dairesi2022/608 E. 2022/2153 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili ile davaya müdahil olanlar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği taşınmazın, 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığını ileri sürerek davacı adına tescilini talep etmiştir.

1.2. ..... ve arkadaşları vekili, 05.10.2015 havale tarihli ve harçlandırılmayan müdahale dilekçesi ile tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün davacı ve müdahillerin babası ... tarafından 1975-1976 yılından itibaren imar ihya edildiğini ileri sürerek, taşınmazın .. .... mirasçıları adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

2.1. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuş, çekişme konusu taşınmazın MK 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tescilini talep etmiştir.

2.2. Davalı ... vekili, dava konusu yerin imar planında çocuk bahçesi olarak tanzim edileceğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

2.3. Dahili davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/05/2012 tarihli ve 2009/292 E., 2012/249 K. sayılı kararıyla; taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir davacının zilyetli tasarrufu altında olduğunun ispat edilemediği, esas itibari ile imar planında dava konusu yerin çocuk bahçesi olarak kamu alanına ayrıldığı, zilyetlikle iktisap edilmesi mümkün olan yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2013 tarihli ve 2012/11748 E., 2013/10155 K. sayılı ilamı ile; “ ... mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığının; taşınmazın 25 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu bildirmiş iseler de, taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığını imar-ihyanın hangi tarihte bittiğini, taşınmazdaki ekonomik amacına uygun zilyetliğin ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğünün açıklanmadığı, Mahkemece taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı, tapuda kayıtlı olan yerlerden olup olmadığının araştırılmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğrafından yararlanılmadığı, tescil davalarında TMK'nın 713/4. maddesi gereğince zorunlu olan ilanların yapılmadığı, Başakşehir Belediye Başkanlığı'nın düzenlemiş olduğu ve 13.02.2008 tarihinde onaylanan imar planı kapsamında kalan taşınmaza ilişkin daha önceden Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen bir imar planı bulunduğu bilgisi bulunmasına rağmen aradaki çelişkiyi giderecek şekilde taşınmazın ilk olarak hangi Belediyenin düzenlemiş olduğu imar planı kapsamında kaldığının tespit edilmediği, yasal hasım olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin taraf sıfatıyla dava da yer almasının sağlanmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, davalı Hazine vekilinin bozma ilamına karşı karar düzeltme isteği Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2014 tarihli ve 2013/18315 E., 2014/948 K. sayılı ilamı ile reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2015 tarihli ve 2014/76 E., 2015/818 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerin kadastro çalışmalarının 15/05/1972 yılında kesinleşmiş olduğu, Küçükçekmece Belediyesince 3194 sayılı Yasanın 18.madde uygulamasına tabi tutulduğu, uygulama sonucunda park alanına isabet ettiği, bu uygulamanın 11/10/1996 tarih, 6364 yevmiye no'su ile tapu siciline tescil edildiği, Mahkemece yapılan keşif ve tanzim olunan bilirkişi raporları ile taşınmazın bu alan içerisinde kaldığının tespit edildiği, davacının taşınmazı 1980 'li yıllardan beri kullanmakta olduğunu belirtmek suretiyle işbu davayı açmış olduğu, 1980 yılında imar ihyaya başlanmış olsa dahi, 1996 yılına kadar Kadastro Kanununda düzenlenen kazanma süresi geçmemiş olacağı, bu hali ile kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine, asli müdahiller yönünden ise harcı yatırılarak usulüne uygun yapılmış müdahale talebi olmadığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile müdahale talebinde bulunanlar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili, taşınmazın komşu taşınmazlar itibariyle kazamaya engel bir halinin olmadığını, dava konusu taşınmazın 13/02/2008 tarihi itibariyle yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dahil olduğunu, hem 1987, hem 1989 tarihli tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın beyaz renkli alanda kaldığını ve davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

5.2. Müdahale talebinde bulunan ... ve arkadaşları vekili, davacı ve müdahillerin babası ...’ün çekişme konusu taşınmaz bölümünü 1975-1976 yılından beri imar-ihya ederek kullanmış olduğunu, müdahale taleplerinden sonra eksik harcın tamamlattırılması için süre verilmeksizin taleplerinin reddedildiğini, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Çekişme konusu taşınmaz , 1972 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında belirtme yapılmaksızın tescil harici bırakılmıştır.

Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.

6.2.Hukuki Nitelendirme

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “ düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3.Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve müdahiller vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 53,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılar ile müdahale talebinde bulunanlardan ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.