Logo

1. Hukuk Dairesi2022/617 E. 2022/3719 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 4 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak ..., Yalova Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Yalova Kadastro Müdürlüğü yazılarının incelenmesinden, 247,28 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptaline ve kamuya bedelsiz terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2018 tarihli ve 2014/470 Esas, 2018/190 Karar sayılı kararıyla; dava konusu parselde dolgu malzemesi ile birlikte denizel çökeller ve bulguların tespit edildiği, yüzeysel olarak bakıldığında bitişik parsellere geçişlerde denizel ortamdan karasal ortama geçişin gözlenmediği, mahallinde yapılan çalışmalar sonucu elde edilen verilere göre su hareketliliğinin kara yönündeki etkisinin sınırlarının parselin güneyindeki yola kadar olup dosyasında mevcut kıyı kenar çizgisi içinde olduğu, fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen yerin 247,28 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının belirtildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından uzun yıllar önce tapu kayıtlarına güvenerek satın alındığını, satın alındığı tarihte tapu kaydında idareye ait şerh bulunmadığını, idarece kıyı kenar çizgisinde değişiklik yapılırken müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik değerlendirme ile hazırlandığını, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, taşınmaz üzerinde yapı bulunduğunu bu nedenle kamunun yarardan çok tapu kaydının iptali ile tazminat yükü altına gireceğini belirterek, istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 20/09/2018 tarihli 2018/518 Esas, 2018/464 Karar sayılı kararıyla; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu içeriğine göre dava konusu taşınmazda denizel çökeller tespit edildiği ve kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı ve dava konusu taşınmazın kuzey batı sırasında bulunan 3 parsel malikince, idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin iptaline yönelik açılanan davanın, Bursa 1. İdare Mahkemesinin 27.12.2016 tarih, 2014/1617 Esas, 2016/1686 karar sayılı kararı ile reddedilerek 07/02/2018 tarihinde kesinleştiği, böylece anılan kıyı kenar çizgisinin istinaf incelemesine konu bu davanın tarafları bakımından da bağlayıcı hale geldiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

3.2.2. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 Esas, 1997/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 44,80 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 09/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.