Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6232 E. 2023/3201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın kendilerine ait olduğunu ve tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescilini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gözetilerek, davacıların kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanarak açtıkları tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/288 E., 2021/316 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ... karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava konusu 558 parsel sayılı taşınmazın evveli itibariyle müvekkillerinin murislerine ait olduğunu, taşınmaz 1960 yılından beri önce müvekkillerinin murisi ..., daha sonra ise müvekkilleri tarafından zilyet edilmesine rağmen taşınmazın hatalı ve yolsuz şekilde davalıların murisi ... ... adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazda davalıların veya murislerinin zilyetliğinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazda müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ve müşterekleri vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafın dava konusu taşınmazda hakkının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 1973 yılından, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkillerinin murisi adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken yolsuz şekilde davalıların murisi adına tespit ve tescil edildiğini, yolsuz tescilin varlığı halinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, ayrıca davalarını 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/2. maddesine de dayandırdıklarını, dava konusu taşınmazda davalı tarafın zilyetliğinin bulunmadığını, dosya kapsamına göre iddialarını ispat ettiklerini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davayı 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/2. maddesi ile yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak açtıklarını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 558 parsel sayılı 10.700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tespit ve 12.01.1973 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz daha sonra kayden satış suretiyle davalılar ... ve müşterekleri adına tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 12.01.1973 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 26.07.2019 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Temyiz edilen davalı taraf vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.