Logo

1. Hukuk Dairesi2022/63 E. 2022/2876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından inançlı işlem ile borç karşılığı teminat olarak devredilen taşınmazın, davalılarca inançlı işlem şartlarına aykırı şekilde elden çıkarıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının iddiasını ispat edip edemediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının inançlı işlem ilişkisini ispat için gerekli olan yazılı delili sunamadığı ve diğer delillerin de inançlı işlem iddiasını desteklemediği değerlendirilerek, mahkemelerin davayı reddeden kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL- BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-bedel istekli dava sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 03/12/2021 tarihli 2020/1542 Esas -2021/1699 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 15/05/2015 tarihinde, inançlı işlem ile borç olarak aldığı 30.000 TL'nin geri ödenme teminatı olarak maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümünü davalılardan M.. E..'e satış göstermek suretiyle devrettiğini, ancak davalı ...’nin inançlı işlem şartlarına uymadığını ve dava konusu daireyi muvazaalı bir şekilde diğer davalı ...'a temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacıya karşı açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının sürüncemede kalması için eldeki davanın açıldığını, davacının şikayeti sonucu başlatılan soruşturma neticesinde haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı ...’nin komisyoncular marifetiyle satılığa çıkarılmış olan dava konusu taşınmazı davacı ile anlaşarak bedeli karşılığında satın aldığını, daha sonra yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle diğer davalıya sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2020 tarihli ve 2018/164 E. - 2020/436 K. sayılı kararıyla; somut olayda, davacı 30.000 TL için evini teminat amaçlı davalı M.. E..'e devrettiğini iddia etmişse de, aralarında inançlı işlem yapıldığına dair yazılı delil sunmadığı, yemin deliline dayanmadığı, davalılar hakkında tefecilik ve dolandırıcılık suçuna ilişkin yürütülen ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/51346 Sor- 2016/52787 K. sayılı soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, müvekkilinin 2015 yılında oğlunu evlendirirken nakit paraya sıkıştığını, emlakçılık yapan ... isimli şahsın yönlendirmesi ile davalıların da içinde olduğu bir şebeke ile muhatap olduğunu, söz konusu şahısların müvekkilini dava konusu taşınmazın teminat olarak devri şartıyla faiz ile para alabileceği yönünde ikna ettiklerini, ...’nın tapunun M.. E.. isimli şahsa devretmesini, borcunu faizi ile ödemesi halinde tapunun geri verileceği yönünde müvekkilini ikna etmesi üzerine dava konusu taşınmazı devrettiğini, müvekkilinin 3 ay sonra borcunu ödemek için ...’nın dükkanına gittiğini, ancak dükkanın kapalı olduğunu, dükkana polis baskını yapıldığını öğrendiğini, bu olaydan 3 ay sonra M.. E..’e ulaştığını ve parayı ödemek istediğinde M.. E..’in daireyi geri vermediğini, hatta tapu iptal davasında iyi niyetli 3. Kişi yaratmak amacıyla taşınmazı 1. Derece akrabası ...’a devrettiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/116401 soruşturma dosyasında yeniden soruşturma başlatıldığını, mahkemece soruşturma dosyasının sonucu beklenmeden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03/12/2021 tarihli ve 2021/1542 E.- 2021/1699 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasını ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine dair ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek, müvekkilinin davalı taraf ile inançlı işlem tesis ettiğinin; gerek tanık anlatımları gerek tapu devir işlemlerindeki satış bedellerinin miktarı, gerekse de davalı M.. E..'in taşınmazı devralmasından oldukça kısa bir süre sonrasında ikinci davalı M.. A..'a yine düşük bedelle devri gibi olgulara bakıldığında sabit olduğu anlaşılmasına rağmen, yerel mahkeme ve istinaf mahkemesi tarafından bu hususun gözardı edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan , onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.

İçtihadı Bileştirme kararlarının konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcı bulunduğu tartışmasızdır. Nam-ı müstear için düzenleme getiren 1947 tarihli kararın, teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini kapsadığı da kuşkusuzdur. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerek işleyişi açısından ,genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear başlıkları altında nitelendirilegelmektedir.

Belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararında da değinildiği üzere;inanç sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmelerdir. Bu durumda koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığı kabul edilmelidir.

İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz.

3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 07/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.