Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6516 E. 2023/7590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmaz paylarının davalıya devrine ilişkin tapu kayıtlarının sahtecilik iddiasıyla iptali ve mirasçılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, sahtecilik iddiasına ilişkin gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, ayrıca birleştirilen davada davacıların talepleri açıklattırılmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/685 E., 2022/266 K.

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı ...; mirasbırakan annesi ...’in paydaşı olduğu 1, 3, 6, 7, 13, 23, 25, 26, 32, 34, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının 15.04.1964 tarihli akitle bilgisi ve iradesi dışında davalı kardeşi ...'e satış suretiyle devredildiğini, ancak satış işleminin geçersiz olduğunu, mirasbırakanın 1961 yılında evlenerek ... soyadını aldığını ve yeni verilen nüfus cüzdanı seri numarasının L04-429303 olduğu halde resmi senette evlenmeden önceki kızlık soyadı ... olan 530883 seri numaralı eski nüfus cüzdanının kullanıldığını, yine mirasbırakanın okuma yazması olmayıp evlenirken 1961 yılında evlenme kütüğüne parmak bastığı halde resmi senette adına mühür kullanıldığını, ayrıca akdin mesai saatleri dışında düzenlenip şahitlerin seri numaralarının da bulunmadığını, resmi senedin mirasbırakanın yokluğunda düzenlendiğini, tescilin yolsuz olduğunu, ayrıca davalının akit tarihinde 8 yaşında olup satış bedelini ödemesinin de mümkün olmadığını, davalıya karşı aynı taşınmazlar hakkında Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/72 E. sayılı dosyası üzerinden muris muvazaasına dayalı dava da açtıklarını ileri sürerek davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini istemiş, mirasbırakan ... Apiş'in diğer mirasçıları davacı vekiline vekaletname vermek suretiyle davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.

Bozma kararından sonra birleştirilen davada davacılar ... ve ...; mirasbırakan babaları ...'den kalan dava konusu kök 1, 3, 6, 7, 13, 23, 25, 26, 32, 34, 35, 36 parseller ve bunlardan ifrazen oluşan 91, 92, 134, 135, 140, 141, 142, 145, 146, 149, 150, 310, 311, 312, 313, 314, 315, 316, 317, 318, 319, 320, 321 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamının 15.04.1964 tarihinde bilgileri dışında anneleri ... tarafından davalı kardeşleri ...'e satış suretiyle devredildiğini, yine anneleri ...'nin taşınmazlarda kendisine ait hisselerini de bir kısım davalıların mirasbırakanı olan diğer oğlu ...'e devrettiğini, tüm işlemlerin hukuka aykırı yok hükmünde olduğunu, anneleri ...'nin yanında yaşamadıklarından akit tarihinde muhtardan alınan vasilik belgesinin geçerli olmadığını, resmi senedin şekil bakımından da eksiklikler taşıdığını, ayrıca taşınmazın dava dışı paydaşı ...'ın yaptığı devrin de geçersiz olduğunu, aynı taşınmazlar hakkında Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/72 E. sayılı dosyası üzerinden muris muvazaasına dayalı davanın da devam ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı ...; davacının, mirasbırakanı ...'in tüm temliklerinden haberdar olup sağlığında Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/72 E. sayılı dosyası üzerinden aleyhine muris muvazaasına dayalı dava açtığını, resmi senedin ...'nin yokluğunda düzenlendiği iddiasının doğru olmadığını, öyle olsaydı muris muvazaasından değil öncelikle şekil noksanlığından dava açacağını, dava konusu taşınmazları devir tarihi olan 1964 yılından bu yana kullandığını, davacının, annesi ...'nin öldüğü 2011 yılına kadar senedin sahte olduğundan bahisle hiçbir itirazda bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleştirilen davada davalılar; iddiaların doğru olmadığını, satışın resmi şekilde yapıldığını ve geçerli olduğunu, davacıların 55 yıl boyunca satışın geçersizliğine dair bir itirazda bulunmadıklarını, davacıların aynı taşınmazlar hakkında devirleri geçerli kabul edip muris muvazaasına dayalı dava açıp şimdi eldeki davayı açmalarının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.04.2013 tarihli ve 2012/164 E. 2013/148 K. sayılı kararıyla; verilen kesin süreye rağmen dava dilekçesinin içeriğinin açıklanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 16.06.2015 tarihli ve 2014/9404 E. 2015/8891 K. sayılı kararıyla; "...Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davanın sahtecilik hukuksal nedenine dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dilekçenin açıklattırılması için davacıya kesin süre verilmesi doğru olmadığı gibi dayanılan hukuki sebeplerin dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan olduğunun belirtildiği 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 119/1-g hükmünün, aynı Kanun maddesinin 2 nci fıkrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilecek hallerin istisnaları arasında sayılmış olması karşısında, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması da isabetsizdir. Hal böyle olunca; birleştirme talebi de gözetilerek işin esası hakkında inceleme ve araştırma yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından yapılan işlemin satış haricinde başkaca bir saikle yapıldığının ispatlanamadığı, aynı taşınmazlar hakkında muris muvazaasına dayalı olarak açılan Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/72 E. sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtayca onandığı, anılan dosyada yapılan tespitler ve eldeki dosya arasında yer alan evraklar birlikte değerlendirildiğinde davacıların davalarını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1964 yılında yapılan satışta kullanılan tüm belgelerin sahte ve irade dışında yapılan işlemler olduğunu, davacılar ve dava dışı mirasçılardan ... ve ...'in yaptıkları devirlerde sahte imza ve sahte belgeler kullanıldığını, anne ...'in kocasından gelen payların da sahte evraklarla bir kısım davalıların mirasbırakanı ... ...'e devredildiğini, yine ...'nin Arpana köyünde babasından kalan paylarını da sahte belgelerle oğulları ... ve ...'a sattığını, bu hususta Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, dava konusu taşınmazların tapu ve kütük kayıtları üzerinde inceleme yapılması talep edildiği halde bu konuda bir karar verilmediğini, tüm bu belgeler ve sahte evraklar hakkında inceleme yapılması gerekirken Mahkemece daha önceden açılan muris muvazaası davası esas alınıp karar gerekçesinde de muris muvazaasına dair içtihatlar yazılarak davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili; Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ancak Mahkeme kararının gerekçesi ve eksik inceleme bakımından kararı temyiz ettiklerini, davacıları dava sebebi olarak gösterdikleri olguların birbirleriyle çelişki içinde olduğunu, davacıların muris muvazaası iddiaları bakımından kesin hüküm nedeniyle red kararı verilmesi gerektiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden itirazlarının değerlendirilmediğini, Mahkemece bildirdikleri tanıkların dinlenmediğini ancak sonuç itibarıyla davanın reddinin doğru olduğunu, ancak davacının temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmesi halinde davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmaması için hükmü temyiz ettiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü ve 1025 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ...'in 01.01.1959 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve eşi ...'nin kaldıkları, asıl ve birleştirilen davada dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın 59/144 payı, 3, 6, 13, 23, 25, 26, 32, 34, 35, 36 sayılı parsellerin ise 163/384 payı kök mirasbırakan ... adına kayıtlı iken 15.04.1964 tarihli akitle taşınmazların tüm mirasçılara intikal ettiği ve aynı akitle; asıl davada davacı ...'nin mirasbırakan annesi ...'nin bizzat taşınmazlardaki paylarının tamamını davalı kardeşi ...'e, anne ... ...'in bizzat paylarının tamamını bir kısım davalıların mirasbırakanı olan oğlu ...'a satış suretiyle devrettiği, birleştirilen davada davacılar ... ve ...'in ise 15.04.1964 tarihli akitte taşınmazlardaki paylarını devretmedikleri, sadece anneleri ...'nin anılan davacılara velayeten taşınmazların intikal işlemini yaptığı, daha sonra davacı ...'in bizzat dava konusu 134 (eski 1), 6, 13, 23, 25, 26, 32, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını 17.02.1982 tarihinde davalı ... ve ...'a eşit paylarla satış suretiyle devrettiği, davacı ...'nın ise 134 (eski 1), 13, 23, 26, 32, 35, 36, 313 (eski 6), 314 (eski 6), 316 (eski 25) ve 317 (eski 25) parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını bizzat 14.11.2002 tarihinde davalı kardeşi ...'e satış suretiyle devrettiği, dava konusu taşınmazların ifraz ve toplulaştırma işlemlerine tabi tutularak bir çok parsele ayrıldığı, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazda ise ( ifrazen 91, 92, 145, 146, 310, 311, 312, 319, 320, 321 parseller) ..., ... ve ... tarafından davalılara yapılan bir temlik olmadığı; Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/72 E. 2015/205 K. sayılı dosyası ile eldeki dava konusu 1, 3, 6, 13, 23, 25, 26, 32, 34, 35, 36 ve dava dışı 9 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davacılar ... ve ... mirasçılarının da aralarında bulunduğu davacılar tarafından anne ... ...'in devrettiği paylar bakımından muris muvazaasına dayalı olarak dava açıldığı, Mahkemece verilen ret kararının Dairece onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, asıl dava yönünden önceki bozma kararında açıkça davanın sahtecilik hukuki nedenine dayalı olduğu ve bu yönden inceleme ve araştırma yapılması gerektiği belirtildiği halde Mahkemece davada muris muvazaası hukuki nedenine dayanılmış gibi gerekçe oluşturularak sahtecilik iddiası yönünden araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın sonuca gidilmiş olması doğru değildir.

3. Diğer taraftan, birleştirilen davada iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyadaki beyan dilekçelerinden davacıların hangi vaka ve hukuki sebebe dayandıkları, taleplerinin ne olduğu net olarak anlaşılamamaktadır.

4. Öte yandan, Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK'nın 297 nci maddesinde gösterilmiş olup aynı zamanda Anayasa'nın 141/3 üncü maddesinin de amir hükmü gereğidir. Ne var ki Mahkemece, Anayasa'nın ve HMK'nın aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

5. Hal böyle olunca; asıl davada dayanılan sahtecilik hukuki nedeni yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, birleştirilen davada davacıların talepleri açıklattırılarak hangi vakıa ve hukuki nedene dayandıklarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, her bir talep yönünden gerekçe ve hükümde değerlendirme yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre gerekçe içeren bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada taraf vekillerinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.