Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6517 E. 2022/6859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemiyle açılan dava, kadastro mahkemesinin görev alanına girip girmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılması ve tapu kütüğünden terkin edilmesi nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca davanın kadastro mahkemesinin görevine girdiği ve genel mahkemelerin görevsiz olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MANAVGAT 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın tapuya tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılmasına esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle; Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... kadastro sırasında kumluk vasfıyla Hazine adına tespit edilip, hükmen tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazı imar ve ihya ederek nizasız ve fasılasız kanunda aranan süre boyunca, tarımsal amaçla zilyet ettiği iddiasıyla, taşınmazın adına tapuya kayıt tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın imar ihya suretiyle kazanma şartlarının gerçekleşmemiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı Hazine ve Antalya Büyükşehir Belediyesi, aşamalarda sundukları sözlü ve yazılı beyanlarında, çekişmeli taşınmazın iktisaba elverişli olmadığını, davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2018 tarihli ve 2016/59 E., 2018/185 K. sayılı kararıyla; davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.509,07 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarının imar ihya ve zilyetliğin süresinin denetimi yönünden yetersiz olduğunu, zilyetliğin başlangıcı ve bitirilişi hususunda maddi olaylara dayalı deliller toplanmadan yanlı tanık beyanlarına istinaden hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.09.2019 tarihli ve 2018/864 E., 2019/574 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin kıyı-kenar çizgisinin 03/10/2011 tarihinde onandığı, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazı kapsayan eski 542 numaralı parsel 1966 yılında ilk tesis kadastrosunda Maliye Hazinesi adına kumluk olarak tespit görüp, Manavgat Kadastro Mahkemesinin 30/12/1986 kesinleşme tarihli 1982/672 Esas 1986/232 sayılı kararı ile bu parselin tamamının kumluk olarak 766 sayılı Tapulama Yasası'nın 2. maddesi uyarınca 26/11/1990 tarih 3067 yevmiye numarası ile tapulama dışı bırakılarak tapu kütüğünden terkin edildiği, ayrıca dava konusu taşınmazın Akdeniz Kıyı Çizgisinin yakınında ve denizin çekilmesiyle meydana gelen ve denizin devamı olan kumluk niteliğindeki yerlerden olup, denizden ayrılmasının mümkün olmadığı; bu alanlar kamu malı niteliği taşıdığından özel mülkiyete konu olamayacağından herhangi bir yoldan kazanılmasının da mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan tüm bu hususlar gözetilmeden zilyetlikle kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2016/59 E.-2018/185 K. sayılı kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, temyiz dilekçesinde; temyize konu davanın yasal dayanağının TMK nın 713. maddesi olduğu, bu davalarda davalılar aleyhine yargılama giderlerine ve lehlerine avukatlık vekâlet ücretine hükmedilmediği, ne var ki Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteğinde dahi bulunmayan davalılar yararına vekalet ücretine hükmedildiği, öte yandan Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu taşınmazın kumluk niteliğinde olduğu gerekçesiyle Yerel Mahkemenin taşınmazın davacı adına tesciline dair kabul hükmü yönünden, istinaf isteğinin kabulü ile kararın kaldırılması ve yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine hükmedildiği; ancak toplanan deliller ve özellikle ziraat mühendisleri bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapordan taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunun belirlendiği, davacı taraf lehine iktisap koşullarının oluştuğunun duraksamasız ispat edildiği gerekçesiyle kararın bozulması isteğinde bulunmuştur.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında kumluk olarak Hazine adına tespit edildikten sonra, hükmen tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte kadastro mahkemelerinin görevi başlamakta; buna karşın genel mahkemelerin görevi sona ermekte ve davaları doğrudan doğruya kadastro mahkemesine aktarma yükümü doğmaktadır.

3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Tüm dosya kapsamında, çekişmeli taşınmazın yörede 1966 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 542 parsel numarası ile "Kumluk" vasfıyla Hazine adına tahdit ve tespit edildiği, ardından askı süresi içerisinde açılan dava sonucunda, Manavgat Kadastro Mahkemesinin 30.12.1986 tarihli, 1982/672 E., 1986/23 K. sayılı kararı ile taşınmazın 766 sayılı Tapulama Yasası’nın 2. maddesi uyarınca "Kumluk" vasfıyla tescil harici bırakıldığı ve tapu kütüğünden terkin edildiği, davacı tarafın tapuda kayıtlı olmayan çekişmeli taşınmaz hakkında TMK’nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca tescil istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Bilahare, temyiz incelemesi sırasında dosya arasına ibraz edilen Antalya Kadastro Müdürlüğünün bila tarihli yazısında çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan çalışmalar sonucunda, eldeki davanın konusu taşınmazın 102 ada 279 parsel numarası ile tahdit edildiği, ne var ki taşınmazın kadastrodan evvel genel mahkemede davalı olması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 5. maddesi uyarınca malik hanesinin davalı olarak bırakıldığı tespit edilmiştir.

3.3.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesinde Mahalli Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hal böyle olunca; eldeki dosya bakımından görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekmektedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.