"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; çekişmeli 44, 46, 239, 201, 198, 192, 164, 207, 196, 166, 78, 256, 190, 199, 89, 96, 116, 240, 254, 66, 51, 52, 162, 163, 262, 259, 38, 39, 77, 197, 205 ve 277 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde kendisinin daha fazla miras payı bulunmasına rağmen tespite esas veraset ilamının hatalı olması sebebiyle kendi payının eksik yazıldığını, bu hususta hatalı veraset ilamını iptal ettirerek yeni veraset ilamı ortaya çıkardığını, muris....'ın güncel ve doğru veraset ilamına göre hakkın tesis edilmesi gerektiğini belirterek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.10.2012 tarihli ve 2005/26 Esas, 2012/404 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde dava açılması gerektiği halde hak düşürücü sürenin davacı tarafından kaçırıldığı, öte yandan çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacının iddia ettiği üzere murisi .....’ın hak sahibi olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, temyiz dilekçesinde; Mahkemece; iddiası doğrultusunda yeterli araştırma yapılmadığını, mirasçılar arasında görülen davalarda hak düşürücü sürenin işletilmemesi gerektiğini, dava konusu taşınmazlara yönelik iddia ve savunmaların keşfen belirlenmesi gerektiğini ve eksik incelemeye dayalı verilen ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ise; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, “Kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 44, 46, 239, 201, 198, 192, 164, 207, 196, 166, 78, 256, 190, 199, 89, 96, 116, 240, 254, 66, 162, 163, 262, 259, 38, 39, 77, 197, 205 ve 277 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihler ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği hususunun kuşkusuz olmasına, 52 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalıların kayıt maliki olmamasına ve 51 parsel yönünden ise, davacının, kız kardeşinin mirasından mahrum olduğu gözetilerek daha fazla miras payının bulunmamasına, davanın ispat yükü kendinde olan davacı tarafından ispatlanamamasına ve kararın (III) numaralı paragrafında yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 56,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.