Logo

1. Hukuk Dairesi2022/66 E. 2022/4080 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile kendisine yetki verilen taşınmazı düşük bedelle satması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescili davasında, alıcının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilip bilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil ile alıcının önceden tanışıyor ve iş ilişkisi içinde olmaları, alıcının taşınmaz bedeli konusunda çelişkili açıklamalarda bulunması ve ödemeyi ispatlayamaması, davacıların vekilin yetkisini kötüye kullandığını bilmesi veya bilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 15.11.2021 tarihli 2021/1424 Esas ve 2021/1570 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 24/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ...ile temyiz edilen davacılardan ..., ... ve vekilleri Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı... vekili v.d. gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, 492 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olduklarını, taşınmazda üç daire, bir dükkan olduğunu, İstanbul’daki taşınmazlarını dilediği kişilere satması amacıyla davalı ...’yi vekil tayin ettiklerini, ...’nin de anılan vekaletname uyarınca davalı ...’ı kendileri adına vekil tayin ettiğini, ...’ın aldığı vekaletname ile paylarını daha önce birlikte iş yaptıkları hemşehrisi olan davalı ...’e bedelin çok altında bilgileri dışında temlik ettiğini, kendilerine satış bedeli de ödenmediğini, ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmazsa bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., taşınmaz alım ve satım işleri yaptığını, davalı ...’nin davacı ...’ün oğlu, diğerler davacıların da yeğeni olduğunu, davacıların taşınmazın satışından ilk andan itibaren haberleri olduğunu, davacıların 92 ada 1 parseldeki paylarını da yine aynı şekilde ...’nin verdiği vekaletname ile sattıklarını, o taşınmaz hakkında bir sorun olmadığını, sonrasında da dava konusu taşınmazın satışı için davalı ... ve davacı ...’in birlikte geldiğini ve 850.000 TL’ye anlaştıklarını, taşınmazı kendisinin davalı ...’e sattığını ve bedelini aldığını, ... ile 5 aylık kira sözleşmesi yapıldığını, davacıların daha sonra da 2 parsel sayılı taşınmazlarını satmak istediklerini onu da satıp bedelini yine ...’ye ödediğini, kendi oturdukları yerin satıldığını bilmedikleri iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bedelin rayiç değerden düşük olmadığı gibi davacılar tarafından da onaylandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davalı ...’ın taşınmazı kanser hastası olan sahiplerinin 6 ay bedelsiz kullanmaları şartı ile kendisine sattığını, 2016 Haziran ayında anlaşmalarına rağmen vekaletnamede sorunlar çıkması ve darbe girişimi nedeniyle işlemlerin Ağustos ayına sarktığını, talep edilen süre haricinde ...’nin 5 ay daha süre istemesi üzerine kira sözleşmesi yaptıklarını, sonrasında da her bir daire için aylık 2.000 TL kira için sözleşme yaptıklarını, ...’nin de kira bedellerini hesabına yatırdığını, satış bedelinin vekile ödendiği hususunda ihtilaf olmadığını, bedel talebinin muhataplarının vekiller olduğunu, kendisini ilgilendirmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, diğer davalılarla akrabalığı ya da iş ilişkisi olmadığını, muvazaa iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, iyi niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davalı ...’ı önceden tanıdığını, davacıların taşınmazlarını satması için kendisini vekil tayin etmesi üzerine ... ile görüşmeye gittiğini, onun da kendisini vekil tayin etmesi gerektiğini ve işlemleri şirketi adına yapacağını söyleyerek kendisini vekil tayin ettirdiğini, bedel olarak 1.250.000-1.300.000 TL den aşağı olmasını kabul etmeyeceklerini söylediğini, aradan zaman geçtikten sonra kendisini ofisine çağırıp taşınmazı davalı ...’e istediğimiz fiyata sattığını belirterek parayı istediğinde "merak etme paranızı vereceğiz" dediğini, taşınmazı ne zaman boşaltacaklarını sormaları üzerine "parayı alalım 1 yıl içinde boşaltırız" diye söylediğini, bunun üzerine kira kontratı getirdiklerini, parayı tahsil edebilmek için dediklerini yaptığını ve davacılardan habersiz kira kontratını imzaladığını, kira bedellerini de onlardan habersiz ...’e ödediğini, sonrasında ...’in ortak iş yaptığı ...’dan alacağı olduğunu söylemesi üzerine ikisinin birbirlerini tanıdıklarını anladığını, dükkan kirasını hep kendisi aldığı için davacıların temlikten haberleri olmadığını, imar barışı başvurusu nedeniyle temliki öğrendiklerini, ...’ın bedel ödemesini yapmadığını belirterek, davanın kendisi yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalıların akitte gösterilen bedelin ödendiğinin de kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlayamadıkları, davalı ...’in de vekil eliyle satın aldığı taşınmaz bedelinin ödediğini usulünce ispat edemediğinden vekil ile el ve işbirliği içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle, ...'ın taşınmazı kendisine satıp bedelin aldığını, bedelin önincelemede tespit edilen uyuşmazlık dışında olduğunu, davacıların vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve kendisinin de bunu bilecek konumda olduğunu ispatlayamadıklarını, bedel ödenmesi konusunun vekalet sözleşmesi kapsamında bir iç mesele olduğunu, vekilin kendisinin bedeli ödediğini açıkça beyan ettiğini, ispat yükünün kendisinde olmadığını, davalı ...'nin tanık deliline dayanmamasına rağmen HMK'ya aykırı olarak tanık dinlettiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.11.2021 tarihli 2021/1424 Esas ve 2021/1570 Karar sayılı ilamı ile; davacıları tapu dairesindeki satış işleminde temsil eden vekil ... ile ilk el kayıt maliki olan davalı ...'in hemşehri oldukları ve öncesinde birbirlerini tanıdıkları, aralarında iş ilişkisinin bulunduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, kayıt maliki davalı ..., çekişme konusu taşınmaz payını satış bedelini ödediğini iddia etmiş ise de; yaptığı iş itibariyle tüccar olan davalının satın aldığı bir taşınmazın satış bedelinin nasıl, ne şekilde ve kime ödenmesi gerektiğini bilmesi gereken kişilerden olduğu, taşınmazın satış bedeli ödemesi olarak sunulan banka dekontlarının dava dışı üçüncü bir kişiye yapılan ödemeler ile ilgili olduğu, anılan dekontlarda ödemeye ilişkin hiçbir açıklama bulunmadığı, söz konusu üçüncü kişi Nermin Uğur'un taşınmaz ve taşınmaz satışı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, satış bedelinin davacılara ödendiği ispat edilemediği ve davalı ...'in vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, iyiniyet karinesinin hukuka aykırı olarak bertaraf edildiğini, bölge adliye mahkemesinin ... ile hemşehri olmaları, gayrimenkul alım satımı ve müteahhitlik yapmaları, öncesinde birbirlerini tanımaları ve aralarında iş ilişkisi bulunması nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilmesi gereken kişi olarak kendisini kabul ettiğini, hemşehri olmalarının sadece tesadüf olduğunu, arkadaşı ...vasıtası ile ... ile görüştüklerini, gayrimenkul alım satımı ve müteahhitlik yapmadığını, ekonomik durumu iyi olduğu için gayrimenkul yatırımı yaptığını, taşınmazı bedelini ödemeden satın aldığına dair dosyada delil olmadığını, öncesinde ...'ı tanımadığını, dava konusu satım ilişkisinden başka 1994 yılında satıcısı ... olan yer ile ilgili düzenlenen zilyetlik devir sözleşmesine tanık sıfatı ile davalı vekil ... imza attığını, başkaca bir işleri olmadığını, asıl davacılar ve davalı ... arasında ilişkiler olduğunu ama bunun dikkate alınmadığını, üçüncü kişinin vekilin vekalet yetkisinin kötüye kullanıp kullanmadığı yönünden araştırma yapma yükümlülüğü olmadığını, bedelin vekil edene ödenmemesinin salt vekalet görevinin kötüye kullanılması sonucunu doğurmayacağını, bunun vekalet sözleşmesinin ihlali niteliğinde olduğunu, taşınmazı 850.000,00 TL'ye aldığını ve bilirkişiler tarafından tespit edilen bedel ile arada fahiş farkın olmadığını, temlikin vekalet yetkisi verilmesinden bir sene sonra gerçekleştiğini, satış bedelinin ödendiği konusundaki ispat yükünün kendisinde değil vekil de olduğunu, satış bedelinin ödenmediği ile davacılara ödenmediğinin aynı şey olmadığını, dava konusunun davacılara ödeme yapılmadığı noktasında olduğunu, satış bedelinin alıcı tarafından ödenmediği iddiasının dava dilekçesinde yer alan iddialardan olmadığı gibi önincelemede de tespit edilen uyuşmazlıklardan olmadığını, usule aykırı davranılarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, ...'ın kendisinden taşınmaz bedelini aldığını verdiği dilekçe ile ikrar ettiğini, bundan sonrasının vekil edenler ile vekil arasında iç ilişki olduğunu, temsilcinin hayatındaki neticeler sebebiyle temsilcinin eşinin hesabına 550.000,00 TL yatırdığını kalanı da elden temsilciye ödediğini, vekilin ahzu kabza yetkisi olduğunu, taşınmazda oturan davacıların temliki bilmemelerinin mümkün olmadığını, hatta alt katta bulunan dükkan kira sözleşmesinin kendisi tarafından yapılarak yenilendiğini ve 2 sene kira bedellerini kendisinin aldığını, kira bedelleri gelmeyince davacıların bunu sorgulaması gerektiğini, mahkemenin ispat yükünü kendilerine çevirmesinin hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin sadece kendi aleyhine hükmedildiğini, diğer davalıların da sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V.3.) paragrafta belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yerel mahkemece hükmedilen yargılama giderleri bakımından davalı ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, kamu düzenine ilişkin olmayan ve istinaf edilmeyen bir hususun temyize de getirilemeyeceği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğrudur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’den alınmasına, aşağıda yazılı 59.298,67 TL bakiye onama harcının davalı ...’den alınmasına, 24/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.