Logo

1. Hukuk Dairesi2022/67 E. 2022/2877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satış ve ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin muris muvazaası içerip içermediği ve buna bağlı olarak tapu iptali ve tescilinin yapılıp yapılmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın satış ve ölünceye kadar bakma akitleri ile yaptığı temliklerin, mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yapıldığının ve akitlerin muvazaalı olduğunun belirlenmesi üzerine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : .../07/2021

NUMARASI : 2018/610-2021/501

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 02/11/2021 tarihli 2021/2039 Esas - 2021/2162 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılardan H.. D.. ve davalılar ... ve G.. D.. vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, davalılardan ... ve ... ile kardeş olduklarını, davalı ...’un ...’in eşi olduğunu, diğer davalı İ.. H..' nun ise dava konusu parsellerde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile parselleri üzerinde bulunduran müteahhit olduğunu, mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu kök ... parsel sayılı taşınmazdaki 5/16 payını satış göstermek suretiyle davalı oğlu ...’e temlik ettiğini, yapılan imar düzenlenmesi sonucu ... ada ...-...-... ve ... ile ... ada ...-...-...-... parseller olduğunu ve halen davalı adına kayıtlı olduğunu, davalı ...’ın muvazaalı bir şekilde devraldığı ... ada ... ve ... parselleri de eşi davalı ...’a satış işlemi adı altında devrettiğini, yine muris ...’nin maliki olduğu kök ... parsel sayılı taşınmazdaki 10600/16000 payını Ölünceye Kadar Bakım Akdi ile davalı oğlu ...’a devrettiğini, imar düzenlemesi ile ... ada ... ve ... ile ... ada ...- ...-...-...-... ve ... ada ... parsel olduğunu ve halen davalı adına kayıtlı olduğunu, murisin satıştan elde edilecek gelire ihtiyacı olmadığı gibi, bakıma da ihtiyacının bulunmadığını, Ölünceye Kadar Bakım Akdinin 1980 yılında yapıldığını ve bu tarihte murisin eşi ... ile yaşadığını ve bakıma muhtaç olmadığını, eşinin ölümü ile de kızı ...’ nin bakıp gözettiğini, davalı İ.. H.. bakımından; ... ada ... ve ... parsellerin diğer davalılar tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile devredildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı H.. D.., muris H.. D..'in son nefesini verirken kendisinin yanında olduğunu, davacıların yanında olmadığını, eşi ile birlikte yıllarca hasta babası ve annesine baktıklarını, davacıların bahse konu ölünceye kadar bakma sözleşmesine yönelik olarak muris H.. D..' e baskı yaparak daha önce de iptal davası açtıklarını, davalı İ.. H.., davalı ...' ten ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazı, davalı ...' dan ise aynı ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında satın aldıktan sonra aynı mevkiide bulunan dava dışı ... ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazları da tapuda satın aldığını ve birleştirme yaparak ... parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, bu taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurarak 57 adet bağımsız bölüm oluşturduğunu, ... numaralı parselin sadece davalı ... ve ...'dan devralınan parsellerden oluşmadığını, diğer davalılar ... ve G.. D.., dava konusu taşınmazların devrine ilişkin olarak murisin muvazaa kastı ile hareket ettiği iddialarını kabul etmediklerini, ...' e yapılan satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../07/2021 tarihli ve 2018/610 E., - 2021/501 K. sayılı kararıyla; muris H.. D..' in dava konusu taşınmazları eşinin sağ olduğu zamanda devrettiği, dinlenen tanık beyanlarında murisin bakıma muhtaç olmadığı, söz konusu yerleri satmaya ihtiyacının bulunmadığı ve kız çocuklarına yer vermediği dikkate alındığında, murisin davacı kız çocuklarından mal kaçırmak maksadı ile hareket ettiğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili, ... parsel hakkında tapu iptali kararı verilmediği gerekçesiyle vekalet ücretine hükmedildiğinden bahsedilse de ... nolu parsel hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş ve bu parselde bulunan bağımsız bölümlerin tapusu iptal edilerek müvekkillerine tesciline karar verildiğini, müvekkilerinin kazandıkları davada karşı tarafa vekalet ücreti ödemeye mahkum edildiklerini ve bu durumun hukuk mantığı ile çeliştiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalılar ... ve G.. D.. vekili, davacı tanığı olarak dinlenen ...’nun davacı Nazife’nin oğlu olup davada dolaylı olarak hak sahibi olduğunu, bu nedenle müvekkilleri aleyhine olan beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu yapılan taşınmazların değerinin çok fahiş olarak hesaplandığını, dosya kapsamıyla murisin mal kaçırma kastı ile hareket etmediği açıkça anlaşılmakta olup davacı tarafın açmış olduğu işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.3. Davalı İ.. H.. vekili, müvekkilinin iyiniyetli olup tarafların murisini tanımadığı gibi belirtilen iddialardan da iş bu davaya kadar haberdar olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, kaldı ki tapularının iptaline karar verilen bağımsız bölümlerin zaten diğer davalılar ile müvekkili arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalılara verilmesi kararlaştırılan-davalılara isabet eden bağımsız bölümler olduğunu, davanın açıldığı sırada tapu kayıtlarının müvekkilinin üzerinde olmasının müvekkili aleyhine hüküm kurulması sonucunu doğurmadığını, mahkemece, diğer davalılar ile müvekkili arasında yapılan anlaşmanın dışında kalan ve müvekkiline ait olan bağımsız bölümlere ilişkin davacı tarafın tapu iptal ve tescil taleplerinin reddedildiğini, bunlara rağmen müvekkilinin 10.014,60 TL vekalet ücreti, 4.435,12 TL yargılama gideri ve 10.942,79 TL harç ödemeye mahkum edildiğini, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca mahkemece müvekkiline ait olan tüm bağımsız bölümlere ilişkin davacının talepleri red edilmiş olmasına rağmen iş bu bağımsız bölümlerin arsa payı ile birlikte toplam değeri üzerinden AAÜT'ye göre belirlenecek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hangi değere göre belirlendiğinin taraflarınca anlaşılamayan ancak eksik bir vekalet ücretine hükmedilmesinin de yasaya uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.4. Davalı H.. D.. vekili, Ölünceye kadar Bakma Sözleşmesine dayalı muvazaa iddiasıyla dava açılmış olsa da, Ölünceye Kadar Bakım sözleşmesi ile ilgili şartların incelenmediğini, sadece tapu degerleri arasındaki farklar sebebi ile muvazaa olgusunun bulunduğu kabul edilerek karar verildiğini, bilirkişi raporlarının eksik hazırlandığını, ifraz projelerinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02/11/2021 tarihli ve 2021/2039 E.- 2021/2162 K. sayılı kararıyla; ilk derece mahkemesinin muris muvazaasının somut olayda gerçekleştiğine yönelik vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak, eldeki davada davalı İbrahim Hamurcu'ya yönelik olarak taraf muvazaası iddiasının bulunmadığı, kayden malik olması nedeniyle usulen taraf gösterildiğinin dava dilekçesinde de açıklandığı, bu durumda çekişme konusu ... parsel üzerinde bulunan ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalılar ... ve ...'a isabet eden bağımsız bölümler yönünden davacıların miras payı nispetinde tapu iptali ve tescil hükmünde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalılar ... ve ...'ın sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, davada usulen taraf olan İbrahim Hamurcu hakkındaki davacılar isteminin kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden bahisle, davalı İbrahim aleyhinde kısmen kabul hükmüne istinaden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin, yine kısmen red hükmüne istinaden de davacılar aleyhinde vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile davacılar ile davalı İbrahim’in istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan H.. D.. ile davalılar ... ve G.. D.. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı H.. D.. vekili, murisin bakıma muhtac olduğunun açıkca ortada olduğunu, müvekkilinin murisin maddi ve manevi her türlü bakımını gercekleştirdiğini ve murisin hastalığı süresince müvekkili ile beraber kaldığını, müvekkilinin kendine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, murisin mirasçısından mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalılar ... ve G.. D.. vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, murisin mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış ve ölünceye kadar bakma sözleşmelerinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) paragrafındaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafında yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ... ve G.. D.. vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 29.295,84 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı G.. D..’den, 34.873,63 TL bakiye onama harcının davalı A.. D..’den, 50.714,45 TL bakiye onama harcının davalı H.. D..’den alınmasına, 07/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.