"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda birleştirilen Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/79 Esas sayılı dosyasında davanın kabulü ile, 42912 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 13 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, asıl dava ile birleştirilen Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/103 Esas ve birleştirilen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/104 Esas sayılı dosyalarında davaların reddine ilişkin kararlar kesinleşmiş olmakla ayrıca hüküm tesisine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01/06/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... Norsap vekili v.d. gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı, Diyarbakır 2. Noterliğinde düzenlenen sahte vekaletnameye dayalı olarak vekil kılınan dava dışı ... tarafından 42912 ada 2 parseldeki 11, 12 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin davalılara satış yoluyla temlik edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı, davacının davasını eşi olan... ve ... isimli şahıslara yöneltmesi gerektiğini, vekaletnameyi de davacının eşinin düzenlediğini, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davalarda davalı ..., taşınmazı satın alan üçüncü kişi konumunda olduğunu, vekalet durumunu bilmesinin beklenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ..., davacı ve eşinin birlikte hareket ettiklerini, çete oluşturduklarını, kendisini ve diğer kişileri dolandırmaya çalıştıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ..., taşınmazı ...'dan satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10/12/2015 tarihli ve 2013/103 E., 2015/663 K. sayılı kararıyla; davalıların kötü niyetli oldukları iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 16/12/2020 tarihli ve 2016/2538 E., 2020/6811 K. sayılı kararıyla; "…Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu 11 ve 12 no.lu bağımsız bölümlerin sahte vekaletname kullanılmak suretiyle temliki nedeniyle ilk el konumunda olmayan birleştirilen davalarda davalılar Gülendam ve İpek’in 4721 sayılı TMK’nın 1024. maddesi gereğince edinimlerinde kötüniyetli oldukları iddiasının kanıtlanamadığı belirlenmek suretiyle bu davalılar yönünden davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının anılan davalılara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. davacının birleştirilen 2013/79 Esas sayılı davada davalı ...’ye yönelik temyiz itirazlarına gelince; somut olayda, 09.10.2012 tarihli, 42758 yevmiye nolu işlemde kullanılan Diyarbakır 2. Noterliği’nin 14.09.2011 tarih ve 24226 yevmiye no’lu vekaletnamesi altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olup, temlikin sahtecilik suretiyle gerçekleştirildiği belirlendiğine göre, kayıt maliki davacı ...’den sahte vekaletname ile temlik alan ilk el konumundaki davalı ... yönünden tescil yolsuz olduğundan iyi niyet araştırılmasına yer bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile, sahtecilik suretiyle davalı ... adına oluşan tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescili gerekmektedir. Hal böyle olunca, birleştirilen 2013/79 Esas sayılı davada çekişme konusu 13 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiye bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21/10/2021 tarihli ve 2021/281 E., 2021/369 K. sayılı kararıyla; birleştirilen Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/79 Esas sayılı dosyasında davanın kabulü ile, 42912 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 13 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, asıl dava ile birleştirilen Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/103 Esas ve birleştirilen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/104 Esas sayılı dosyalarında davaların reddine ilişkin kararlar kesinleşmiş olmakla ayrıca hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili, davacı ...’in yapılan satış işleminden haberdar olduğunu, davalının taşınmazı iyiniyetli bir şekilde satın aldığını, davacının maddi bir zararı veya kaybının bulunmadığını, Yerel Mahkemece ceza soruşturmasının neticesinin beklenmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil (sahtecilikten kaynaklanan) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK);
705. maddesinde, ″Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.″;
1022/1. maddesinde, ″Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.″;
1023. maddesinde, ″Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.";
1024. maddesinde, ″Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.″ ,
1025. maddesinde, ″Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyi niyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır.″ düzenlemelerine yer verilmiştir.
Değinilen yasal düzenlemeler karşısında, ayni hakların tapu siciline tescil ile doğacağı ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunmasının zorunlu olduğu açıktır. Tescilin hukuken geçerli bir sebebinin bulunmaması; başka bir ifadeyle, illetten yoksun olması halinde yolsuz tescil niteliği taşıyacağında kuşku yoktur. Anılan husus, Türk hukuk sisteminde geçerli olan illîlik prensibinden kaynaklanmaktadır.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 14.088,25 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.