Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7195 E. 2023/3897 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı Kanunu'na aykırılık iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin bozma kararına uymasına rağmen hüküm fıkrasında taleplerin açıkça belirtilmemesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyduğunu belirtmesine rağmen, hüküm fıkrasında davacının tapu iptali, müdahalenin men'i ve kal'a ilişkin taleplerinin açıkça belirtilmemesi ve hangi talebin kabul edildiğine dair açıklama yapılmaması, HMK'nın 297. maddesine aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen Kıyı Kanunu gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyünde davalıya ait 1362 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ve 3621 sayılı Kanun'un 5. maddesine göre; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık kıyı sahil şeridinden yararlanmadan öncelikle kamu yararı gözetildiğini, 6. maddesine göre; kıyı herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık buralarda hiçbir yapının yapılamayacağı duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazı vb engelleri yapılamayacağını belirttiğinden özel mülkiyete konu olamayacağını, 3621 sayılı Kanun'un 10/2. maddesine göre tespit sonucunda kıyıda kalan özel mülkiyete konu arazilerle ilgili tapu iptali işlemlerinin Defterdarlıkça yürütüldüğünü, bu nedenle davalıya ait, ..., ... köyü, 1362 parsel numaralı 400 m2 yüz ölçümlü arsa vasfındaki taşınmazın 3621 sayılı Kanun'un 5 ve 6. maddesi kapsamında kaldığını ileri sürerek tapusunun iptaline, davalının müdahalesinin men'ine ve binanın kal'ine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/469 Esas, 2022/116 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2003 tarihli ve 2001/311 Esas, 2003/567 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde Davalı ... mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 tarihli ve 2021/564 Esas, 2021/3301 Karar sayılı kararı ile; "...Mahkemece, kısa kararda; ''Davanın kabulüne''; hüküm fıkrasında ise "Davacı vekilinin ... köyü parsel: 1362'de davalı adına kayıtlı arsa vasfında olan 400 m2'lik taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle tapusunun iptaline, müdahalenin men'ine ve kal'e ilişkin davasının, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeni ile davasının kabulüne, davalılar adlarına parsel: 1362'de kayıtlı taşınmazın tapusunun iptaline, dava konusu taşınmazın kıyı kenar içerisinde kalması sebebi ile davalının kıyı kenara müdahalesinin men'ine, taşınmaz üzerinde kal'i gerektiren bina olmayıp boş arsa olduğundan kal'e ilişkin talebin reddine'' şeklinde karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere; kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulmuştur.

6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesine göre, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (...) Mahkemece yapılacak ..., HMK'nın 294, 297 ve 298. maddelerine uygun şekilde, yukarıda açıklanan uyumsuzluk ve çelişkiyi giderecek şekilde, davanın esası hakkında yeniden bir karar vermekten ibarettir. Hükmün açıklanan bu sebeple bozulması gerekmiştir..." denilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma kararına uyularak; taraf teşkilinin sağlandığı ve kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davada taleplerinin 1362 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali, meni müdahale ve kal olduğu halde Mahkemece sadece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasının eksik olduğu, taşınmaz mevkii ada ve parselinin gösterilmesi, taşınmazın tapusunun iptali, meni müdahale ve kal istemleri yönünden ayrı ayrı kabul kararı verilmesi gerekirken talepleri için hüküm tesis edilmemesinin eksik ve hatalı olduğu ayrıca gerekçeli karar başlığında davalı tarafların eksik gösterildiği belirtilerek hükmün bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile ... Medeni Kanunu'nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkini, müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesinde bir mahkeme hükmünün hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (b) alt bendine göre hüküm; Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,

Maddenin birinci fıkrasının (c) alt bendine göre; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.

Aynı maddenin ikinci fıkrası ise “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmünü içermektedir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır." hükmünü düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 tarihli ve 2021/564 Esas, 2021/3301 Karar sayılı kararı ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle verilen bozma kararı sonrası Mahkemece bozma kararına uyulduğu belirtilerek, kısa karara uygun olarak davanın kabulüne şeklinde karar verilmiştir. Ancak tam olarak bozmanın gereğinin yerine getirildiği söylenemez.

4. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekir. Zira Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

8. Somut olayda; Mahkemece, 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda bir hüküm oluşturulmadığı, davanın kabulüne denildiği halde dava konusu taşınmaza yönelik hangi talebin kabul edildiğine ilişkin açıklama içermediği anlaşılmış olup, dava dilekçesindeki istekler hakkında karar verilmemesi HMK'nın 297. madde hükümlerine açık bir şekilde aykırılık oluşturduğundan sair hususlar incelenmeksizin bu husus tek başına bozma nedeni sayılmıştır.

4. Ayrıca Mahkeme kararında yine "Yargıtay bozma kararına uyularak davalı ... mirasçılarını gösterir ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2002/1108 Esas, 2002/1065 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçılarının ...ve ..., ... olduğu, davalı vekilinin bu kişilerin de vekili olduğu, diğer davalı ... mirasçılarının UYAP sisteminde görülen ...ve ... olduğu, davalı vekilinin bu kişilere ilişkin vekaletnamesini sunduğu, ayrıca ...'ya ilişkin vekaletnamenin sunulduğu bu itibarla taraf teşkilinin sağlandığı" ifade edildiği halde karar başlığında davalı ölü kişilerin adının yazılması, mirasçıların yer almaması da doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının bu yönden kabulü ile;

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.