Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7458 E. 2023/632 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı şirketin iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı ve davanın kabul edilip edilmeyeceği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, yolsuz tescilden haberdar olmadığı ve iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğu gözetilerek, davalı şirket yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise bozularak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalılar ... vd. vekili, tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 07.02.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş kara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 856 ada 3, 886 ada 1, 887 ada 2, 858 ada 4, 885 ada 1, 865 ada 1, 865 ada 2, 819 ada 2, 819 ada 2 ve 863 ada 4 parsel taşınmazların maliklerinin mirasçıları olduklarını, taşınmazlar ile uzaktan ve yakından ilgi ve alakası olmayan kişilerce 28.07.2009 tarihinde açılan tapu kaydının düzeltilmesi davası sonucunda Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/300 Esas, 2010/247 Karar sayılı, 30.03.2010 tarihli kararı ile kayıt maliki "... oğlu ..."ın isminin "..." şeklinde düzeltilmesine ve "..." soyadı eklenmesine, "... oğlu ..." hakkındaki talebin ise reddine karar verildiğini, taşınmazda 1/6’şar payları bulunan "... oğlu ..." ve "... oğlu ..." nin kardeş olup soyadlarının da “...” olduğunu, kararın infazı neticesinde tapu kayıtlarında yapılan düzeltme ile taşınmazlardaki haklarının gasp edildiğini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, davalı gerçek kişilerin 856 ada 3, 887 ada 2, 858 ada 4, 863 ada 4, 885 ada 1, 865 ada 1, 865 ada 2 ve 886 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 07.02.2018 tarihinde trampa yoluyla yolsuz tescilden haberdar olan davalı ... İnşaat Taahhüt...Ltd.Şti.’ye devrettiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... İnşaat Taahhüt...Ltd.Şti., tapu maliklerinin tapu düzeltim davası ile taşınmazlarda hak sahibi olduklarını, davaya konu taşınmazların karşılığında davalı ...'a 832 ada 9 parseldeki 2, 3, 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin verilip 350.000,00 TL de ödeme yapıldığını, davalı ... ile aralarında yaptıkları trampanın geçerli olduğunu, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar (davalı ... vd.), zamanaşımı süresinin dolduğunu, taşınmazlar ile davacıların bağlantısının bulunmadığını, taşınmazların uzun yıllardır kendileri tarafından kullanıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar tarafından mülkiyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyip, dosya kapsamı ile iddialarının ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu ancak davalı Şirket’in iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne, 819 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına mirasbırakanları ...'ın veraset ilamında belirtilen payları oranında tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... vd. vekili, duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili, hakkındaki dava reddedilen davalı ... İnşaat Taahhüt Elektrik Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin, tescilin yolsuz olduğunu bilmekte olduğunu ve bu hususu cevap dilekçesinde açıkça ortaya koyduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin davalı Şirket hakkındaki ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek belirtilen sebeple kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalılar ... vd. vekili, tapulama tutanaklarına karşı dava açma hakkının zamanaşımına uğradığını, yıllardır kullanmakta oldukları dava konusu taşınmazların davacılar ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların iddialarını ispatlayamadıklarını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden ayni ... zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”, 1025/1-2. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî ... zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ret kapsamındaki dava konusu 865 ada 1 ve 2, 858 ada 4, 856 ada 3, 885 ada 1, 886 ada 1, 863 ada 4 ve 887 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar "... oğlu ...", "... oğlu ...", "... oğlu ... ..." ve "... oğlu ... ..." adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken, taşınmazlar hakkında davalılardan ... tarafından Tapu Müdürlüğü aleyhine tapu kaydında düzeltim davası açıldığı, anılan davada davacının dava dilekçesinde, kayıt maliklerinden "... oğlu ..." ile "... oğlu ..."nin soyadlarının "..." olduğunu ileri sürerek bu kişilerin soyadlarının eklenmesini istediği, yargılama aşamasında ise dava dilekçesini tavzihle, "... oğlu ..." a "..." yerine "..." soyadının eklenmesini istediği, Uzun Köprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/300 Esas sayılı dosyasında, 30.03.2010 tarihinde davanın "... oğlu ..." yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine; "... oğlu ..." yönünden ise davanın kabulüne, taşınmazların malik hanelerinin "... oğlu ..." şeklinde düzeltilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 22.04.2011 tarihinde kesinleştiği, paydaşlardan ... oğlu ...'nin mirasçılarından olan dava dışı ... ... ve ...'ın da tapu kaydında düzeltim davası açarak kayıtlarda "... oğlu ..." olarak geçen ismin "... ... oğlu ... ..." olarak düzeltilmesini talep ettikleri, Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/277 Esas sayılı dosyasında, 11.06.2014 tarihinde davanın kabulüne karar verilip, kararın temyiz edilmeksizin 11.07.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Yukarıda belirtilen tapu kaydında düzeltim davaları neticesinde verilip kesinleşen mahkeme kararlarının tapuda infaz edildiği, "... oğlu ..."ın ölümüyle taşınmazlardaki paylarının 30.01.2018 tarihinde mirasçılarına (bir kısım davalılar) intikal ettiği, mirasçıların taşınmazlardaki paylarını davalı Şirket'e trampa yoluyla devrettikleri görülmektedir.

3. 865 ada 1 ve 2, 858 ada 4 ve 856 ada 3 parsel sayılı imar parsellerinin geldisi olan 227 ada 26 parsel sayılı taşınmaz kayıtlarına bakıldığında; evveliyatının tapulu olduğu, 30.07.1974 tarihinde yapılan kadastro ile 1/3'er paylarla ... oğulları ..., ... ve ... adlarına tespit gördüğü, ... oğlu ...'nın payını ... oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...'a eşit paylarla sattığı, taşınmazın kadastro tespitinin 14.04.1975 tarihinde itirazsız kesinleştiği, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, 28.10.1930 tarihli ve 50 sıra no.lu tapu senedi ile taşınmazın ... ... oğulları ..., ... ve ... Efendilerin mülkiyetinde olduğu, vergi esas defterinin 4687 tahrir numarasındaki kaydın hudutlarını tetkikinden bu parseli çevrelediği ve ... ..., ... ... olarak malikleri adına kayıtlı olduğu hususlarına yer verildiği görülmektedir.

4. 885 ada 1, 886 ada 1, 863 ada 4 ve 887 ada 2 parsel sayılı imar parsellerinin geldisi olan 232 ada 7 parsel sayılı taşınmaz kayıtlarına bakıldığında; evveliyatının tapulu olduğu, 30.09.1974 tarihinde yapılan kadastro ile 1/3'er paylarla ... oğulları ..., ... ve ... adlarına tespit gördüğü, ... oğlu ...'nın payını ... oğlu ... ... ve ... oğlu ... ...'a eşit paylarla sattığı, taşınmazın kadastro tespitinin 14.04.1975 tarihinde itirazsız kesinleştiği, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, 28.10.1930 tarihli ve 48 sıra no.lu tapu senedi ile taşınmazın ... ... oğulları ..., ... ve ... Efendilerin mülkiyetinde olduğu, tapusunda yazılı hudutları mahalline tam olarak tatbik etmek mümkün olmamakta ise de bu gayrimenkulün garbına isabet eden 13 no.lu parsele ait tapunun cenup hududunun "... ..." tarlaları olarak bu gayrimenkulü okuduğu ve gayrimenkulün maliklerine "... ..." dendiği ve ibraz edilen tapunun buraya ait olduğu, hususlarına yer verildiği görülmektedir.

5. Kabul kapsamındaki dava konusu 819 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tamamı "... oğlu ..." adına kayıtlı iken 22.04.2011 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile tapu kaydında düzeltim sonucu kayıt malikinin adının "... oğlu ..." olduğu, adı geçenin ölümüyle taşınmazların mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında yapılan devirler neticesinde davalılar ..., ..., ... ve ...'nin taşınmazlarda 1/4'er paydaş oldukları sabittir.

6. 819 ada 2 ve 4 parsellerin geldileri olan 231 ada 1 ve 228 ada 21 parsel sayılı taşınmazların kadastro ile senetsizden ... oğlu ... adına tespit gördükleri, tespitin itirazsız 14.04.1975 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, ölümüne dek taşınmazların ... oğlu ... zilyetliğinde olduğu, halen varis torunu ... (bir kısım davalıların mirasbırakanı) tasarruf edildiği hususlarına yer verildiği görülmektedir.

7. Dava, "... ... oğlu ..."ın kızı ... ile diğer çocukları olan ..., ..., ... ve ...'ın mirasçıları tarafından taşınmazların gerçek malikinin kendi mirasbırakanları "..." olduğu ileri sürülerek, yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak kayıt malikleri aleyhine açılmıştır. Adı geçen ... ...'in 16.09.1934 tarihinde öldüğü, ... ... oğlu ...'ın 1898 yılında doğup 14.08.1964 tarihinde öldüğü, ... ile ..., ... ..., ... ... ve kayıtlarda soyadı yer almayan ...'in kardeş oldukları; bir kısım davalıların kök mirasbırakanları "... oğlu ..."ın ise 1873 yılında doğup 11.01.1939 tarihinde öldüğü, kardeşinin bulunmadığı dosya içerisinde yer alan veraset ilamları ve UYAP ortamından alınan aile nüfus kayıtları ile sabittir.

8. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, başta davacıların mirasbırakanı "... ... oğlu ..." a ait olduğu anlaşılan 865 ada 1, 2, 858 ada 4, 856 ada 3, 885 ada 1, 886 ada 1, 863 ada 4 ve 887 ada 2 parsel sayılı taşınmazların bir kısım davalılar adına oluşan kayıtlarının yolsuz olduğu ne var ki taşınmazı bir kısım davalılardan trampa yoluyla edinen son kayıt maliki davalı Şirket'in iyiniyetli 3. kişi konumunda olup, TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı gerekçesiyle anılan taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

9. Davalılar ... vd. Vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

819 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları incelendiğinde davalıların mirasbırakanı "... oğlu ..." adına kayıtlı olduğu ve taşınmazlara halen davalıların zilyet oldukları anlaşılmakla, bu taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Davalılar ... vd. vekilinin değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... İnşaat Tahhüt... Ltd. Şti. vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, davalılar ... vd. vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.