Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7481 E. 2023/41 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olup olmadığı ve tapuya tescil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar lehine kazanılmış hak oluşmuş olan taşınmaz kısımları yönünden yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ancak davalılar lehine kazanılmış hak oluşmuş kısımlar yönünden yerel mahkemenin yeniden hüküm kurmasının usule aykırı olduğu gözetilerek kararın kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı Hazine temsilcisi, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile Trabzon Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; mevki ve hudutlarını yazdığı taşınmazın davacılar tarafından uzun yıllardır zilyet edildiğini, taşınmazın Of-Hayrat kara yolu geçmesi nedeniyle iki parçaya bölündüğünü ileri sürerek dava konusu taşınmazın davacılar adına eşit hisselerle tapuya kayıt ve tescilini, kara yolu geçirilen kısmın bedeli ödenmek kaydıyla yola terkinini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; Hazine temsilcisi ve ... vekili yargılama sırasında; dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2005 tarihli ve 2005/83 Esas 2005/894 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, 23.03.2005 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 2.613,51 ve C harfi ile gösterilen 3.611,08 metrekarelik kısımların eşit hisselerle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, kara yolu altında kalan aynı raporda B harfi ile gösterilen 3.031,66 metrekarelik kısmın yol olarak terkinine, davacıların bu kısımda zilyetliklerinin tespitine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Birinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.06.2006 tarihli 2006/3755 Esas 2006/4182 Karar sayılı kararı ile; ”yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yetersiz olduğu, davanın Söğütlü Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi, kadastro çalışmalarının ne zaman yapıldığı, ne sebeple kadastro dışı bırakıldığı hususlarının sorulması, Karayolları Genel Müdürlüğünden varsa kamulaştırma evraklarının getirtilmesi, Baltacı Deresinin ıslah çalışmalarının mahiyeti, ne amaçla yapıldığı, seddenin hangi tarihte yapıldığının sorulması, gerekli ilanların yapılıp tamamlanması, davacıların belgesizden yer edinip edinmediği edinmiş ise miktarının belirlenmesi gerektiği belirtilerek” bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/04/2009 tarihli ve 2006/194 Esas 2009/114 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle edinim koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 15.05.2008 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde A, B, C, D, E harfleri ile gösterilen toplam 8.723,68 metrekarelik kısmın eşit hisselerle davcılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.07.2010 tarihli ve 2010/2474 Esas 2010/3785 Karar sayılı kararı ile; kural olarak dere ve akarsuların eski yataklarının Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu ancak koşullar oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılmalarının mümkün olabileceğini, buna karşılık aktif dere ve çay yatakları ile bunların etki alanında bulunan yerlerin zilyetlikle kazanılmayacağı açıklandıktan sonra, dava tarihinden ve kara yolunun geçirildiği 1998 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift ... fotoğraflarının getirtilmesi, ziraat mühendisi, teknik bilirkişi, harita mühendisi, jeoloji mühendisi ve fotoğrafçıdan oluşan bilirkişi heyetiyle yeniden keşif yapılması, ziraat mühendisinden; taşınmazı tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı şekilde ayrıntılı rapor alınması, fotoğrafçı bilirkişiden taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğraflarının dosyaya eklenmesine,jeolog bilirkişisinden taşınmazın tespit tarihindeki niteliği, Baltacı Deresi üzerinde yapılan duvar seddenin hangi kurum tarafından ne zaman yapıldığı, derenin etkisinde kalıp kalmadığı hususlarında rapor alınması, harita mühendisi bilirkişiden belirtilen tarihlerde çekilmiş ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmesi ve ondan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek" bozulmuştur.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli ve 2010/391 Esas 2013/358 Karar sayılı kararıyla; 22.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.252,30 metrekarelik kısım, B harfi ile gösterilen 1.361,21 metrekarelik kısım ve E harfi ile gösterilen 2.499,09 metrekarelik kısım olmak üzere toplam 5.112,06 metrekarelik kısmın eşit hisselerle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi raporunda C ve D harfleri ile gösterilen kısımlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.

G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

Ğ. Üçüncü Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.09.2015 tarihli ve 2014/19988 Esas 2015/9926 Karar sayılı kararı ile; “...bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği açıklanarak ... fotoğraflarının jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisine tevdi ile stereoskopik ... fotoğraflarının harita mühendisine dosya üzerinden incelemesinin yaptırılması, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ... fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve sonraki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri ile ziraatçı bilirkişi raporları bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2016/53 Esas 2019/390 Karar sayılı kararıyla; Yargıtay bozma ilamına göre alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz bölümlerinin 1966 ve 1984 tarihinde yeşil örtü ile kaplı ekili alana isabet ettiğinin belirtildiği, fen bilirkişi raporunda B, C ve E harfleri ile gösterilen bölümlerden hali hazırda şu an kara yolu geçtiği bu sebeple bu bölümler yönünden sadece tespit kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 22.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda A ve D harfi ile gösterilen kısımların çay bahçesi vasfı ile eşit hisselerle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi raporunda B, C ve E harfleri ile gösterilen kısımların eşit hisselerle davacılara ait olduğuna yönelik mülkiyetin tespitine karar verilmiştir.

I. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, Of Belediye Başkanlığı vekili, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı temyiz talebinde bulunmuştur.

İ. Temyiz Sebepleri

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın kamu malı olup özel mülkiyete konu olamayacağını, davacı tarafın talebinin zmanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyizi dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın önceden köy yolu olduğunu, sonradan mahalle yolu haline geldiğini, zilyetlik şartlarının oluşmadığını, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

J. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. ve 17. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında “dava, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili davalarında TMK'nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre Hazine ve ilgisi bakımından diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda bulunduklarından yargılama gideri, harç ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacakları” belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

a) Fen bilirkişi raporunda A, B ve E harfi ile gösterilen kısma yönelik verilen karara karşı davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

b) Fen bilirkişi raporunda C ve D harfi ile gösterilen kısma yönelik verilen karara karşı davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mahkemenin bozmadan önceki 04/12/2013 tarihli 2010/391 Esas 2013/358 Karar sayılı kararında, 22.10.2012 tarihli raporda (C) ve (D) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında verilen ret kararı davacı tarafından temyize getirilmediği için davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, bu kez aynı bölümler hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

Hal böyle olunca; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 22.10.2012 tarihli rapor ekinde yer alan krokide (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken, davalı taraf yararına ... usuli kazanılmış ... ortadan kaldıracak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. KARAR

Yukarıda Açıklanan nedenlerle;

1-Davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin fen bilirkişi raporunda A, B ve E harfi ile gösterilen kısımlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan fen bilirkişi raporunda A, B ve E harfine yönelik hükmün ONANMASINA,

2- Davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin fen bilirkişi raporunda C ve D harfi ile gösterilen kısımlara yönelik yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, fen bilirkişi raporunda C ve D harfine yönelik hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz eden tarafa geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.