"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Asıl dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına / birleştirilen davanın kabulüne
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 10/01/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... ... v.d. vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar ...v.d. vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar, mirasbırakan ... ...'nın 19 ada 12 parsel sayılı taşınmazının intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalılara temlik ettiğini, temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacının olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile muris adına tescili istekli eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında talep sonucunu ıslah ederek tapu kaydının iptali ile veraset ilamında adı geçen varislere miras payları oranında tescile karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dairenin bozma kararından sonra asıl davanın davacıları açtıkları birleştirilen davalarında; aynı taşınmaza ilişkin aynı iddiaları ileri sürerek yargılama sırasında ölen anneleri Hacer’in mirasbırakan ...’in mirasçısı olması nedeniyle, onun adına intikal edecek taşınmazdaki ¼ payın miras payları oranında iptali ile her bir mirasçıya düşecek pay oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, mirasbırakanın mal varlığı ile dava konusu yeri davalı oğullarının katkı ve çalışmaları ile edindiğini, davalıların küçük yaşlarından itibaren mirasbırakanın dükkanında çalıştıklarını, bu sayede işi büyüttüklerini, çok sayıda taşınmaz edindikleri halde mirasbırakan adına tescil edildiğini, çekişmeye konu yerin alımı sırasında davalı ...'in ayrıca parasal katkıda bulunması sebebi ile ona daha fazla pay devredildiğini, öte yandan mirasbırakanın davacı kızları ile eşine de ev aldığını belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.04.2013 tarihli ve 2008/151 Esas, 2013/182 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 11.11.2014 tarihli ve 2013/15295 Esas, 2014/17317 Karar sayılı kararı ile; "… Miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır ve taşınmaz mal ve hakların araştırılması, tapu kayıtları, resmi akitler ve varsa öteki delil ve belgelerin ilgili mercilerden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 03.10.2019 tarihli ve 2015/134 Esas, 2019/332 Karar sayılı kararı ile mirasbırakanın sağlığında hak ve nesafet dengesi gözeterek ve tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yapmadığı, temlikin davacılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, mirasbırakandan sonra ölen ..., mirasbırakan eşi tarafından yapılan işleme sessiz kalması ve iptali yönünde bir girişimde bulunmaması nedeniyle yapılan işleme zımnen muvafakat ettiğinden davacıların daha sonradan ölen anneleri ... yerine geçerek onun tarafından kullanılmayan bir hakka dayanarak dava açamayacakları gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.02.2021 tarihli ve 2020/1920 Esas, 2021/817 Karar sayılı kararı ile “…Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından asıl davada davalılar vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün onanmasına. Birleştirilen davada davacıların temyiz itirazlarına gelince; Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları ... ..., anneleri ...'na intikal eden pay yönünden, anneleri ... muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava açma hakkına dayanarak, pay oranında iptal tescil isteğiyle davayı açtıklarına göre, mirasbırakan ... ... oğulları olan davalılar ..., ... ve ... yaptığı temlikin asıl davada hüküm altına alınmak suretiyle muvazaalı olduğu sonucuna varılmakla, birleştirilen davanın kabulü gerekirken hukuka uygun olmayan gerekçe ile talebin reddi doğru değildir.” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 29.03.2022 tarihli ve 2021/266 Esas, 2022/99 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl dava kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, hükmün kuruluş şekli nedeniyle infazda sorun oluşturacağı gerekçesiyle kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.
2. Davalılar temyiz dilekçelerinde özetle, asıl dava yönünden kesinleştirme yapılmasının hatalı olduğunu, iki ayrı hüküm kurulması nedeniyle hisse hesabının yanlış yapılmasına neden olunduğunu, murisin mal varlığını küçük bir kısmını tüm mirasçıları içerir şekilde paylaştırdığını, murisin geriye yüklü miktarda malı kaldığını, iradenin mal kaçırma olmadığını, mirasbırakanın davacılara ve eşine de kazandırmada bulunduğunu, davacıların aleyhlerine açtıkları davaların birleştirilmesine muvafakat edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 1435 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalı oğlu ...'e 2/4, ... 1/4 ve ... 1/4 pay olacak şekilde devrettiği, asıl davada davacıların miras payları doğru olarak hesaplanılmış ise de davalıların üzerinde bırakılması gereken payların hatalı olduğu ancak asıl davanın kesinleşmiş olduğu ve bu hatanın düzeltilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesine göre davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkeme tarafından birleştirilen dava yönünden hüküm kurulurken, mirasbırakanın taşınmazın tamamını davalılara temlik ettiği, taşınmazın tamamının 48 pay olduğu kabul edildiğinde ise davacıların annelerine isabet eden payın 12 pay olduğu ve bu 12 payın davacıların miras payı olan 1/6 şar oranda davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, asıl davada kabulüne karar verilen paylar da dikkate alınarak taşınmazın kalan kısmı üzerinden davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmek suretiyle, davacıların daha az pay almasına sebep olunması, hüküm kısmında davacı ...'ın adının yazılmaması ve iki kere davacı ...'nın isminin yazılması bozmayı gerektirir.
Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün birleştirilen davaya ilişkin “1.” bendinin hükümden çıkarılarak yerine birleştirilen davanın 1. bendi olarak; "Dava konusu, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 15 pafta 19 ada, 12 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalı ...'e intikal eden 2/4 payın davacıların miras payları olan 2/48'er oranında iptali ile aynı oranda davacı ... kızı ..., ... kızı ... ve ... kızı ...adına kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 15 pafta 19 ada, 12 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalı ...'ye intikal eden 1/4 payın davacıların miras payları olan 2/48'er oranında iptali ile aynı oranda davacı ... kızı ..., ... kızı ... ve ... kızı ...adına kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 15 pafta 19 ada, 12 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalı ...'a intikal eden 1/4 payın davacıların miras payları olan 2/48'er oranında iptali ile aynı oranda davacı ... kızı ..., ... kızı ... ve ... kızı ...adına kayıt ve tesciline," cümlelerinin yazılmasına, Mahkeme kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden/edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen/eden davalılardan alınmasına,
İstek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.