Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7509 E. 2024/90 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tescili istemine karşı Hazine'nin itirazı nedeniyle mirasçılar arasında zilyetliğin kimin adına olduğu ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın diğer mirasçılarının haklarını davacılara devrettiklerini beyan etmeleri ve davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tescil kararının infazında tereddüt yaratacak şekilde, davacıların hisselerine ayrı ayrı düşen kısımların net olarak belirtilmemesi ve tefrik edilen davanın tarafı olmayan mirasçı adına Hazine lehine tescile karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/146 E., 2021/399 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Van ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi köy içinde bulunan ve üzerinde oturdukları evlerinin yer aldığı 7.600 m2’lik taşınmazın kadastro sırasında tescil harici bırakılığını, oysa taşınmazın babaları ...’den kendilerine kaldığını ve her bir davacının taşınmaz üzerinde ayrı ayrı müştemilatlarının bulunduğunu, 50 yılı aşkın zamandır taşınmazı kullandıklarını ileri sürerek taşınmazın adlarına tescilini istemişler, davacılardan ...'ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, taşınmazın TMK'nın 713/6 ncı maddesi gereğince Hazine adına tescilini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 2012/69 E. 2015/191 K. sayılı kararıyla; davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle teknik bilirkişi ...'ün raporuna ekli krokisinde tescil harici olarak gösterilen 7.900 m2'lik taşınmazın davacılar adına eşit paylarla tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2016/3650 E. 2018/6858 K. sayılı kararıyla; "...davacılar çekişmeli taşınmazın babaları ...'den intikalen geldiğini, yaklaşık 50 yılı aşkın süredir çekişmeli taşınmazı kullandıklarını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, davacı mirasçılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Bilindiği üzere elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlarda mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı işlemeyeceğinden mirasçılardan biri ya da bir kaçının zilyetliğinin tereke adına olduğunun kabulü zorunludur. Davacılar, ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği hükümlerine tabi olan mirasbırakandan kaldığını iddia ederek taşınmazın kendi adlarına tescilini talep ettikleri halde, Mahkemece davacılardan taşınmazın mirasbırakandan kendilerine ne şekilde intikal ettiği hususunda beyan alınmadığı gibi bilirkişi ve tanıklardan da bu husus sorulmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle davacılara, mirasbırakandan intikalen geldiğini iddia ettikleri taşınmazın ne şekilde intikal ettiği hususu açıklattırılmalı, bu husustaki delilleri sorulmalı, mahallinde yerel bilirkişi, tanıklar ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri bilirkişi huzurunda yapılacak keşifte taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişiler ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; 3 kişilk ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği, kullanım durumu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri bilirkişisinden yörede yapılan tespit tarihine kadar imar-ihyanın tamamlanmasından sonra kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı hususunda rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve taşınmazın öncesinin davacıların mirasbırakanı ...'ye ait olduğunun anlaşılması ve mirasbırakanın ölümünden sonra taksim, pay bağışı, satış gibi yollarla davacılara kaldığının kanıtlanamaması halinde terekeye dahil taşınmazda davacıların zilyetliğinin kendi adlarına tescil hakkı doğurmayacağı göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi..." gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılardan ... yönünden takipsiz bırakılan dosyanın işlemden kaldırılarak tefrik kararı verilip ayrı esasa kaydedilmesine, diğer davacılar ..., ... ve ... yönünden ise zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.12.2019 tarihli fen bilirkişisi ve harita mühendisi bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen çekişmeli 6.834,60 m2'lik taşınmazın 5.125,95 m2'lik kısmının 1/3'er eşit paylarla davacı ..., davacı ... mirasçıları ve davacı ... adlarına tesciline, kalan 1.708,65 m2'lik kısım yönünden ise davanın reddine, Hazine'nin tescil talebi gözetilerek kalan 1.708,65 m2'lik kısmın Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların iddialarını ispatlayamadığını, eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, bilirkişi raporlarının hüküm vermeye elverişli bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Van ili, Merkez ilçesi, ... mahallesinde bulunan dava konusu taşınmazın 1985 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, davacıların dava konusu taşınmazın mirasbırakan babaları ...’den kendilerine kaldığını ve 50 yılı aşkın süredir taşınmazı kullandıklarını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, bozma sonrasında, mirasbırakanın dava dışı tüm mirasçılarının dava konusu taşınmazdaki haklarını davacılara devrettiklerini ve hak talepleri olmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak mirasbırakanın dava dışı diğer mirasçılarının beyanlarıyla davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğu ve davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı Hazine vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.

Ne var ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi uyarınca hâkim doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorunda olup Devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerektiği, Mahkemece, davacılar..., ... ve ... yönünden her birinin çekişmeli taşınmazda kullandığı bölümler tespit edilerek, bu hususta fen bilirkişisinden ölçekli ve koordinatlı infaza elverişli rapor alınması ve anılan davacıların kullandıkları taşınmaz bölümleriyle ilgili olarak ayrı ayrı adlarına tescil hükmü kurulması gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Diğer yandan, Mahkemece, davacılardan ...'in davası tefrik edilip ayrı esasa kaydedildiği halde, eldeki davada karar başlığında ...'in gösterilmesi doğru olmadığı gibi ...'in taraf olmadığı davada davacı ...'e kalabileceği düşünülen kısım yönünden Hazine adına tescil kararı verilmesi de isabetsizdir.

Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.